Enes ÇelenayKÖŞE YAZILARI

Atina’da Kuir Sarılışlar: Diaspora Ortasında İç Ses – Enes Çelenay yazdı…

Yazdan kalma bir hava esintisi, kasım başında haziran sıcağı. Ne yaz başı, ne yaz sonu sıcaklığı aslında. Arada kalmış bir mevsim. Gündüzleri yürürken ne terliyorsun, geceleri ışıltılı sokaklardan geçerken ise ne de üşüyorsun. Üşütmeyen bir sıcaklık.

İstanbul’dan geldiğim bu güney şehri paralelinde yürüyorum sokaklar boyu. İstanbul’un, İzmir’in sokaklarını anımsatacak binalar, yollar, insanlar; yemekler, içecekler; gökyüzü, hava, güneş…

Yol boyu yürüyorum Atina sokaklarında. 7’de çıktığım ev yolu, yol üzerinde birçok yere denk geliyorum. Syngrou Fix yolu üzerinden Akropolise, oradan Plakaya; Plaka’nın dar sokaklarından varmak üzere olduğum 7.Atina Bienali.  ECLIPSE (tutulma). Genişçe bir yol üzerinde yer alıyor bina. İki tarafın da trafik akışının oldukça yoğun olduğu bir alan.

Saat 13.00, Türkiye saati ile 14.00’da oradaydım. –Bilemiyorum, saate her baktığımda bir yanım hep İstanbul hissi ile doluydu-

Bina kapısı önündeyim. Uzunca, genişçe, eskimiş bir bina. Dışardan içi anlaşılmayacak türden bir yapı. Önünde gençler sırasıyla bekliyor. Bu derece punk bir şehir olduğunu gençlere bakınca daha da anlıyorum. Binadan içeri doğru girdiğimde aynalar beni karşılıyor. Öncesinde bienal parçası olduğunu hissediyorum, sonra dar kabinler, giyinme odaları… Bienal parçasından ötede bir yerdeydim. İşler arsında dolanıveriyorum. Mimari açıdan binayı soluyorum. Bulunduğum alanı tanımlamaya başlıyorum. İşler bir alışveriş merkezinin içinde. Şehrin en merkezi yerinde, 8 katlı bir bina. Tüm katlarda sanatçıların alan müdahaleleri. Binanın izleri, bienal müdahalesi öncesi izler. Hepsi bir arada. Video enstalasyonu yanında giyinme odası, ayna, Tomy Hilfiger yazısı, miki mouse…

Eski bir alışveriş merkezi Fokas, pek bir hareketli ve aktif olan bir AVM günümüzde eski şaşasını yansıtmıyor, sessiz, sakin bir bina, koca işlek caddede.

AVM binasını gezerken sıkışmış hissettim. Bina havadar, basık, yoğun. İşler her yerde. Bir arada, yan yana, alan olmadan yer alan işler. Sergi ekseninde, mekansal müdahale ile beraber işlerin bu derece yoğun ve sık olması biz izleyicilere alan bırakmıyor. Sıkışmış hissettiriyor. Bu yoğunluk eserin okunmasına, izleyici ile eser arasında alanın azalmasına sebep oluyor. AVM hissi hala devam mı ediyor, bir eklenti gibi mi?

Foka’ın karşısındaki Adalet Meydanı’ndaki eski Santaroza Adliye Sarayı. İlk devlet matbaası, daha sonra bir adliye binası olarak hizmet vermiş. Soyulmuş, çıplak kalmış, otuz yıldır mühürlenmiş. Sessizce kalmış bu işlek cadde de öylece.

Santaroza Adliye Sarayı’nın karşısında, son 15 yılda ofislere dönüştürülen ve yavaş yavaş terk edilen Atina’nın en eski ve en büyük binalarından i Sina Salonu yükseliyor. Eklektik bir mimarisi var. Genişçe bir apartman dairesi gibi. Kurtuluş’un eski Ermeni binalarının içlerini anımsatıyor bana, Osmanbey’de eski bir iş merkezi veyahut. Uzunca koridorlar arasında yükselen sesler, terk edilmiş odalar; odaların bir kısmı kilitli, bir kısmı bienale misafir. Son katta ise bir kafetarya var. Bana bu ölü binanın hala canlı olduğu hissini yansıtıyor. Hala yaşam var gibi, bienal sonrasında yaşamı devam edecek hissi. Bilmiyorum, belkide kilitli kapılar arkasında olan yaşamın vermis olduğu his bu.

Bienal için yapılan açıklamada, bu mekanların çağdaş Yunanistan’ın iflasını ve post-kapitalist bir dönem için olasılıkları çağrıştırmayı amaçladığı belirtilmiş. Bu yapılar/ binalar bir dönem Yunanistan’a tanıklık etti, tabii hala etmekte. Ama ekonominin güçlü olduğu dönemde kalabalık olan bu yapılar son 10 yılda sessizce duruyorlar işlek cadde ötesinde. Bienal ile bir kimlik kazanmış olabilirler. Belki farklı bir kimlik. Sanatın alana müdahele evresi beni her zaman etkiliyor. Bu dönüştürme, yeniden yapılandırma, farklı bir canlılık verme, ulaşabilirlik. Kimlik üzerinde değişim.

Bienal, queer, çağdaş, siyah, radikal sanatsal pratiklerden gelen seslerle, ritüeller eşiliğinde olması gereken bir dünya kurma ve bir arada olma pratikleriyle sohbet ediyor.

Atina Bienali
Tomashi Jackson
(She/ her & They/them)
If I Ever Fall in Love Agaib, 2019
3’17”
Boys to Men, 2019
7’32”
We’re All Gonna Go!, 2019
9’22”
Single Channel video with sound
Courtesy of the artist, and Night Gallery, Los Angeles
Photo credit: Enes Çelenay

Var olan kimliklikleri yeniden gözden geçirerek, ötesine düşünmeye teşvik ediyor. Tarihin kuirleştirilmesini savunan çağdaş düşüncenin altını çiziyor. Yunan tarihini kuir tahayyül ile bizlere sunuyor. Kuir meseleler üzerinden, tarihsel olarak dışlanmış diğer seslere de yer veriyor. Atina, Afrika diasporasına ev sahipliği yapan şehirlerden biri. Türkiye gibi. Atina’nın Afro-Greek nüfusu, son 10 yılda gerçekleşen göç dalgasıyla artmış ve yeni var olma sorunlarını doğurmuş. Bir yandan entegrasyon sorunları ile uğraşan diaspora toplumu, ırkçılık ile de karşı karşıya kalmış. Diasporaların oluşumunda, sadece işgal, sömürgecilik, zulüm, siyasi nedenler gibi zorlama sonucu olmayan, ekonomik nedenlerden dolayı anavatanını terk eden toplumları da kapsamaktadır. Kopuntuluk, azınlık olmak, mecburiyet.

Atina Bienali
Satch Hoyt
(He/ him)
Kush Yard Totem, 2011-2021
Sound Installation
Plastic buckets, steel armature, audio components
Dimensions variable, 3’32”
Courtesy of the artist
Photo credit: Enes Çelenay

ECLIPSE, hem fiziksel hem de geçmiş odaklı olarak Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği noktada, tarihsel olarak kenara itilmiş sanatsal sesleri, kültürlerarası bir sohbeti harekete geçirmeyi ve sanat izlemede deneyimsel bir değişimi öngörüyor. Genellikle Bienal formatında pek de kendine yer bulamayan fikirleri, endişe ve arzuları sorgulamak için bir alan olmayı hedefliyor.
Kültürler arası bir sohbeti hedefleyen bienal, kuir sarılışlar içinde izleyici ile buluşuyor. Kuir sarılışları siyah mercek altında ortak meseleler üzerine konuşturuyor, biz izleyicilere düşünmeye sevk ediyor.

Omsk Social Club, Larry Ossei-Mensah, Poka-Yio’un küratörlüğünde olan 7.Atina Bienali 28 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir.

Enes Çelenay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu