Bedri Baykam’ı Atölyesi Tetikledi: ‘Kayıp Eşyalar Atölyesi’
Bedri Baykam, “Kayıp Eşyalar Atölyesi” başlığını taşıyan 143. kişisel sergisi ile Piramid Sanat’ta sanatseverlerle buluştu.
‘Kayıp Eşyalar Atölyesi’, sanatçının atölyesini “kamusallaştırdığı” ve bu yönüyle izleyicisini mahremine davet ettiği bir sergi olma özelliği taşıyor. Eserlerin her biri, Baykam atölyesinin parçalarını, anılarını, DNA’sını taşırken bahsedilen mahremiyet, sanatçının belirlediği dozlarda izleyiciye sunuluyor.
Bedri Baykam‘ın atölye yaşamından izler taşıyan ‘Kayıp Eşyalar Atölyesi’ ismini verdiği yeni serisi, 2017-2021 yıllarında ürettiği eserlerden oluşuyor. “Atölyenin tetiklemesiyle” başladı diyerek özetliyor. “Atölyenin tetiklemesiyle” bu serinin başladığını belirten Bedri Baykam, Sinan Eren Erk ile yaptığı röportajda bu süreci “Yıllardır atölyede, her tarafta gezinen yaşam kalıntılarım, Harita’nın (Bedri Baykam’ın Sanat Tarihi Haritası) bazı bölümleri, başka eserlerimin hazırlıklarından kalan artıklar, fotoğraf parçaları… Hepsi sanki bir araya gelip, ‘Ya bizim günahımız ne, biz de sanat tarihine kalalım’ dediler. O şekilde başladım; onlar bana konuştu” cümleleri ile tanımlıyor.
Sinan Eren Erk, “kaybetmek”, “bulmak”, “unutmak” kavramları üzerinden ilerleyerek oluşturduğu yazısında serginin çerçevesini “Sanatçı, Kayıp Eşyalar Atölyesi adını verdiği yeni sergisinde zihninin derinliklerine doğru, yöntemi yine kendisi tarafından belirlenmiş bir yolculuğu izleyicisine sunar. Bu seride kendi zihnini sanat tarihinin önemli anlarına koyarak zamanlar arası bir yolculuk yapan Baykam, geçmişi de bu süreçte yeniden okur. Ancak bu okuma, bir yandan kendi yaşamıyla yaptığı bir satranç maçını da andırır: Baykam yine Baykam’a karşı!” olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Kayıp Eşyalar Atölyesi’nin tüm eserleri böylelikle zamanın akışının tersine giden ve sanatçının geçmişin farklı anlarındaki kendine yazdığı bir dizi görsel mektuba dönüşür. Ve sanatçı aslında hiç yitirmediği, dolayısıyla yeniden bulması gerekmeyen o adamın bunları okuduğunu, izlediğini ve yorumladığının farkındadır. Hatıralarını sanatın geçmişiyle birlikte düşünür ve artık bir gerçeklik senaryosu haline gelen alternatif evrenleri, kaybetmek, bulmak, aramak gibi kavramların omuzlarında yükselttiği bir diyalektiğe dönüştürür.”
Erk, sergide izleyiciye bekleyen sanat yolculuğunu da şöyle özetliyor: “Sanatçı Kayıp Eşyalar Atölyesi’nde eserlerin içinde kendi yollarını bulmaya çalışan izleyiciyi şefkatli bir fırtınanın kucağına bırakır. Çünkü her eser, kayıplara ve bulunanlara dair yeni ipuçları taşır, izleyiciyi kendi yaşamına götürürken sanatçıyı da kendisiyle yeniden yüzleştirir. Böylelikle galeri mekânı, tıpkı bir yerlerde unutulan şemsiyelerin, kaybedilen
cüzdanların veya hangi defterde olduğu hatırlanmayan yazıların arandığı bir kayıp eşya bürosuna dönüşmeye başlar. Baykam’ın söylemi işte bu şekilde netleşir: Kaybolan hiçbir şey yoktur aslında; değişen sadece olaylara, insanlara ve fikirlere olan mesafemizdir.
Kayıp Eşyalar Atölyesi belki de Bedri Baykam’ın o sabaha karşı direksiyonun başında kendi gençliğiyle “şimdilik” son randevusunun dışavurumudur.”
Kayıp Eşyalar Atölyesi, 31 Mayıs 2021 tarihine kadar Piramid Sanat’ta izlenebilir.
Piramid Sanat
Feridiye Cad. No:25 Taksim/İstanbul
Giriş ücretsizdir.