Bir Bayrak Gibi Yaşamak İçin: ‘Kiremitten Kanatlar’
Bir Bayrak Gibi Yaşamak İçin:
‘Kiremitten Kanatlar’
Yasin Gençkol, Ange Yayınları’ndan çıkan romanı “Kiremitten Kanatlar”da İstanbul – Boğaz’ın tuzlu rüzgârını, işgal altındaki sokakların karanlık seslerini ve bir milletin sessizce filizlenen direnişini anlatıyor.
Eser, hem tarih tutkunlarının hem de duygusu derin anlatıları seven okurların dikkatini çekecek.
Yasin Gençkol‘un kaleminden “Kiremitten Kanatlar” romanı, 1918’in kasvetli bir sabahında başlıyor. Şenlikçi Rıza’nın tulumunu sırtına takıp sokağa çıktığı an, sadece bir mahallenin değil, çökmekte olan bir imparatorluğun da nabzı okurun eline bırakılıyor. Rıza’nın mavi gözlerinde biriken vatan ateşi, babası Rüstem Çavuş’un cephe yaralarından süzülen hikâyeler, kardeşi Osman’ın masum sevdası ve gizli cemiyetlerin karanlık fısıltıları… Tüm bu unsurlar, büyük tarihi kişisel dramlarla iç içe geçiren sürükleyici bir anlatı sunuyor.
Yedikule’nin taş duvarlarında yankılanan zincir sesleri, Hüseyin Ağabey’in umuda tutunan iniltisi ve Sarı Kız’ın bir damla süte sakladığı yaşam iradesi; Gençkol’un kaleminde yalnızca bir ailenin mücadelesi olmaktan çıkıyor. “Kiremitten Kanatlar”, Devlet-i Âliyye’nin son nefesini verirken Anadolu’da doğacak yeni bir milletin ilk kalp atışlarını da duyuran bir roman hâline geliyor.
Tarihsel gerçekliğin gölgesinde şekillenen kurgusu, duygu yüklü dili ve sinematografik sahneleriyle kitap, okuruna hem sızı hem umut vadeden bir yolculuk sunuyor. Roman boyunca yükselen “Bağımsızlık bizim karakterimizdir.” çağrısı, sayfaları kapattıktan sonra bile zihinde yankılanan bir iz bırakıyor.
