KÖŞE YAZILARIVeysel Boğatepe

Bir Uçurtma Hikâyesi – Veysel Boğatepe yazdı…

Uçurtma; hafif malzemeden yapılmış, yüzeylerin rüzgara direnç oluşturan yükselme yönünde oluşturduğu kuvvet ile bağlı bulunduğu ipin oluşturduğu kuvvet arasındaki etkileşim sonucunda, gökyüzünde asılı kalabilen nesnelere verilen genel isimdir. Malzemelerini, kırtasiyelerde bulabileceğimiz ve rahatlıkla yapabileceğimiz uçurtma, her ne kadar çocukluğumuzun basit ama en güzel oyuncağı olarak anılarında kalmış olsa da kültür-sanat ve edebiyatımızın ana temasını oluşturacak kadar sosyal yaşamımızın vazgeçilmezleri arasında yer almıştır. Yapımı oldukça kolay veya çok cuzi bir paraya satın alabileceğimiz uçurtma; filmlere konu olmuş, şarkılara ve güftelere girmiş, şiirlere dize olmuş, adına şenlikler düzenlenmiş, kulüp ve dernekler kurulmuştur.

IMG_0104

İlk defa Çin de bulunan uçurtmanın Avrupa’ya gelişi ise Marco Polo sayesinde olmuştur. Doğum süreci bu şekilde başlayan uçurtma için William Churchill; “Uçurtmalar; rüzgâr kuvvetiyle değil, bu kuvvete karşı uçtukları için yükselirler” demiştir. Demesine demiştir ancak bu eksik bir öngörüdür. Çünkü; kuvvete karşı uçtuklarından öte onun bu eylemini kuvvete karşı koyma, direnme olarak değerlendirmek daha doğru bir tanımlama olacaktır. Evet, çocukluk hikâyemizin vazgeçilmez unsudur uçurtma ama onunda kendine özgü bir hikâyesi vardır.

 Kimin saçı uçar kiminin…

Uçurtmanın hikâyesi, tıpkı bir manav ile bahçıvan arasındaki farkın ayırt edilemeyeceği kadar hassas ve derindedir. Bir manavı ilgilendiren şey tezgahındaki sebzelerin satışından, kazanacağı paradır ama bir bahçıvan o tezgahtaki sebzelerin tohumunun ıslahından tutun da ekimine, fide verip büyümesine ve nihayetinde sofralarımıza kadar uzanan bu yolculuğun hikâyesini anlatabilir. İşte Nejat Erem’de böyle bir hikâyenin yolculuğuna çıkartıyor bizi fakat bildiğimiz klasik uçurtmalarla değil, rüzgâra karşı koyabilen her şeyle…

IMG_0127

Kimi zaman köy meydanında kızlı-erkekli halay çekenlerin mendilleri, kimi zaman  iplerinde kurumayı bekleyen çamaşırlar ve kimi zamanda gökyüzünde dalgalanan, bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımız. Uçurtma, Nejat Erem için üç çıta üzerine gerilmiş kap kağıt, ip ve bir de kuyruktan ibaret değildir. Bir dansözün veya oryantalin döndükçe uçan kostümü, bir kır atın yelesi, bir şemsiye yada Melih Cevdet Anday’ın; “Şinanay” şiirinde olduğu gibi kiminin saçı , kiminin de eteği Nejat Erem için birer uçurtmadır.

Nejat Erem’in yarım asırlık zaman dilimi içerisinde sürdürdüğü sanatsal çalışmalarını genellikle yağlı ve sulu boya oluşturmaktadır ancak bunun yanı sıra fotoğraf ve karikatür çalışmaları da yapmıştır. Özellikle karikatür çalışmalarında, ironik bir politik tavır oraya koyarken yağlı ve sulu boya tablolarındaki sıcak renkler ile yalın ifadeleri coşkulu ve sizi yanına çekebilecek derecede samimidir. 2015’te kaybettiğimiz Nejat Erem, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Mimarlık mezunudur. Almanya ve O.D.T.Ü’de idari görevlerde bulunmuş, görevli olarak gittiği A.B.D’de resim çalışmalarına başlamıştır. Meslek yaşamı boyunca resim, karikatür ve fotoğraf çalışmalarından 8 kişisel sergi açan sanatçı ayrıca bir çok karma sergiye de katılmıştır.Yurt içi ve yurtdışında koleksiyonu bulunan sanatçının anısına açılan “Bir  Uçurtma Hikâyesi” adlı Retrospektif sergiyi ziyaret edenler,  aynı zamanda kendi çocukluğundan başlayan bir uçurtma yolculuğuna da çıkacaktır. Sergi, 20 Aralık 2015’e kadar ziyaretçilerine açık olacaktır.

Veysel Boğatepe

( Galeri Eksen / Maçka Cad. No: 29- Nişantaşı. )

IMG_0099

Veysel Boğatepe Kitapları

Düşünceler Parçalı Bulutlu, Duygular Gölgede – Saadet Toksöz yazdı…

Başa dön tuşu