SÖYLEŞİ

Denizhan Özer: ‘Birileri Para Kazanacak Diye Dünyayı Feda Edemeyiz’

Dünya çapında artan iklim krizine dikkat çekmek için sürdürülebilirlik odaklı QNB Finansbank ve Artkolik Sanat Platformu ortaklığında yaratılan “Kırılma Noktası: Hikâyenin Sonunu Sen Yaz” sergisi, iklim krizi ve çevre sorunları hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bankanın genel müdürlük binası Kristal Kule’nin ev sahipliği yaptığı sergide; Bubi, Bedri Baykam, Mehmet Özenbaş da dahil olmak üzere Türkiye çağdaş sanatının önemli temsilcilerinin atık malzemelerden ürettiği 60 eser ziyaretçilerle buluşuyor.

Denizhan Özer’in küratörlüğü üstlendiği sergide; Özge Günaydın’ın geri dönüştürülmüş kompozit malzemeyle ürettiği gerçek boyutlu bir gergedan olan Rhinovella, Mehmet Özenbaş’ın Kuzey ormanlarının kesilen ağaçlarına dikkat çekmek amacıyla ürettiği No 7, Deniz Çobankent’in inşaat atıkları ile ürettiği heykeller, Mustafa Albayrak’ın 16 adet havalı tansiyon aleti ve stetoskoplarla oluşturduğu Yüksek Tansiyon, değişim kavramı üzerine yoğunlaşan Sabahat Çıkıntaş’ın atık balonları boya gibi kullandığı ve atık malzemelere sanatsal anlam yüklediği Balonlar işinin görülebileceği oldukça kapsamlı sergide Özer;
“Doğa-insan ilişkisinin olumsuz yanlarını ele alan sanatçıların günümüz yaşantısına, çevre sorunlarına, küresel ısınmaya, beden politikalarına getirdiği eleştiri ve çözümlemelerin felsefik bir bakış açısı ile ortaya çıktığını söylemek hiç de yanlış olmaz. Gelecek kuşaklara yaşanılabilir, güzel bir dünya bırakmak için yaşadığı çevreye, doğaya, bitkilere, hayvanlara sahip çıkan “Kırılma Noktası” sergisinin insanlara hikâyenin sonunu sen yaz dediğini net bir şekilde söyleyebiliriz” şeklinde ifade ederek bu serginin amacını vurguluyor.

Günceli yakalamayı başaran ve son zamanlarda gördüğüm en iyi sergilerden biri olan Kırılma Noktası’nın küratörü Denizhan Özer ile röportaja buyrun. Sergi, 5 Mayıs- 18 Haziran tarihleri arasında her Cumartesi ücretsiz olarak, QNB Finansbank Kristal Kule’de ziyaret edilebilecek.

KitaptanSanattan.com / Mine Bora Diri

  • Kırılma Noktası sergisi, iklim krizi ve çevre sorunları hakkında farkındalık yaratmaya odaklanıyor ve sergi hazırlığı yaklaşık bir sene kadar sürmüş. Küratör olarak hangi noktaları önemsediniz bu süreç boyunca ve sanatseverlere aktarmak istedikleriniz ne şekilde hayat buldu?  

Şu bir gerçek ki biz insanlar, dünyanın canına okuduk. İnsanların dünya üzerindeki faaliyetleri, davranışları ve yarattıkları tüketime dayalı ekonomi nedeniyle dünya 6. büyük kitlesel yok oluş evresine girdi. Şu anda 7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9 milyar olacağı tahmin ediliyor. Artan nüfusla beraber dünya ekonomisi son 50 yılda 5 kat büyüdü. Nüfus ve ekonomi büyüdükçe doğa ve çevreye verilen tahribatın katlanarak büyümeye devam ettiğini ve buna bağlı olarak dünyanın hızlı bir şekilde kirlendiğini açıkça görüyoruz.

Son 40 yılda dünya üzerinde ki vahşi hayvanların nüfusu yüzde 60 oranında azaldı. Biyolojik çeşitliliğimiz her gün tükeniyor. Dünya ormanları 8 milyar hektardan 3.6 milyar hektara düştü. Her yıl 20 milyon hektar ormanlık alan yok oluyor. Yağmur ormanları neredeyse kalmadı. Göller kurudu. Tarım alanlarının üçte biri yok edildi. Kimyasal gübreler, zirai ilaçlar doğal dengeyi bozdu, toprak kirlendi. Dünya topraklarının üçte biri çölleşti. Son 40 yılda biyolojik çeşitlilik azaldı.

Petrol, gaz, kömür gibi fosil yakıtların kullanımı ile sera gazları atmosferi kirletmeye başladı. Son 50 yılda fosil yakıtların tüketimi 9 kat artınca küresel ısınma tehlikeli boyuta geldi ve sonucunda buzulların yüzde yirmisi eridi. Küresel ısınma ile dünyanın dengesi bozuldu. Şu anda 1 milyar insan temiz sudan mahrum. Denizler, göller, akarsular kirlendi. Her yıl sıcaklık biraz daha artıyor. Kısacası tam bir “kırılma noktası” süreci içindeyiz ve artık dünyayı kurtarmaya yönelik eyleme geçme zamanı geldi.

Bende bir çevre aktivisti ve görsel sanatlarla ilgili bir kişi olarak sanat üzerinden bir farkındalık yaratmaya çalıştım. Her ne kadar yazılı ve görsel basın bu konuya biraz yer verse de yapılan her program, yazılan her yazı fazla dikkat çekmeden buharlaşıp yok oluyor. Ama sanat öyle değil. Sanat üzerinden yaratılan farkındalık çok daha etkili ve kalıcı oluyor. Tüm bu tespitlerden sonra serginin bir gereklilik olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Sergi için her ne kadar 1 yıl önceden çalışmaya başladığımı söylesem de aslında ben bu ve benzeri konularda yıllardır sergiler yapan bir sanatçı ve küratörüm. Kendi yaptığım ilk dönem resimlerim tamamen tüketim atıkları kullanılarak yapılan resimlerdi. Daha sonra göç konusuna eğilsem de çevre ile ilgili çalışmalarım hep devam etti ama bu konuya küratör olarak eğilmemin nedeni 2007 de British Council’in direktörü Michael Bird’ün beni ve küratör arkadaşım Alice Sharp’ı Almanya’da yapılan “Tipping Point” etkinliğine davet etmesiyle başladı. Potsdam Institute of Climate Research Impact ta yapılan bu çalıştaya bilim insanları, küratörler ve sanatçılar davet edilmişti. Sanatçılar ve küratörler bilim insanlarını dinledikten sonra dünyanın dört bir yanına dağılarak çalışmalar, sergiler, projeler yaptılar. Bende o günden sonra hem farklı ülkelerde hem kendi ülkemde çevre sorunları ile ilgili çeşitli projeler yaptım. Mesela Gobi Çölünde, Taklamakan Çölü’nde, Aral Denizi’nde, Amazon Ormanları’nda, Artvin dağlarında, Toroslar’da sanat çalışmaları, projeler, çalıştaylar yaptım. Yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce sergi gezdim, atölye ziyaretleri yaptım. Tüm bunlar devam ederken Artkolik’in kurucusu ve direktörü Nazlı Keçili geçen sene Ankara’da ATO Congresium’da yapılan çevre sorunları ve küresel ısınma zirvesinde bir sergi yapmak istediğini söyleyip bu serginin küratörlüğünü teklif etti. Bende üzerinde çalışarak “Kırılma Noktası: Hikayenin Sonunu Sen Yaz” isimli sergiyi yaptım. Sergi çok ilgi çekti, çok başarılı oldu, çok sayıda insana ulaştı. Bu senede aynı sergiyi QNB Finansbank’ta yapacağımızı söyleyince bende sergiye yeni sanatçılar ekleyip serginin çok daha büyüğünü gerçekleştirdim. Aslında hep birlikte gerçekleştirmiş olduk.

  • Sergide birçok çağdaş sanatçı mevcut, sanatçıları seçerken kriteriniz sürdürülebilirlik temasıyla eser üretmiş / üretecek olması mıydı ya da iklim ve çevre sorunlarına siz mi adapte etme yolunu seçtiniz? Biraz yönteminizden bahsetmenizi rica ediyorum. 

Sergiye genellikle çevre sorunlarına eğilen sanatçıların işlerini aldım yada sergiye uygun iş üretmiş sanatçıların işlerini seçtim. Hiç bir sanatçıya sipariş vermedim. Çok atölye ve sergi gezdiğim için kimin ne yaptığını çok iyi biliyordum. O sebeple sergi önce kafamda oluştu. Hangi sanatçıdan ne alacağımı bildiğim için sergi çok güçlü ve etkileyici oldu.

  • Her hafta sonu Kırılma Noktası sergi teması altında çocuklarla sürdürülebilirlik odaklı atölyeler düzenliyorsunuz, bu aktivitelerden biraz bahsedebilir misiniz? Ayrıca sergi turu ve söyleşi organize edecek misiniz?

Gerçekleştirdiğimiz sergi sadece izleyicilerin gelip gördüğü bir sergi değil. Bunun yanı sıra her hafta eğitim programları, sergi turları yapıyoruz. Bunu yaparken özellikle gençleri, çocukları hedef kitle olarak belirledik. Artkolik zaten sanat üzerinden eğitim çalışmaları yapan bir kurum. Her Çarşamba günü okullara sergi turu yaptırıyor; her Cumartesi günü de çocuklarla atölye çalışması yapıyoruz. Çocuklar atık malzemelerle resimler, maskeler, üç boyutlu işler vs yapıyorlar. Tüm bunları yaparken onlara hem sergiyi anlatıyorum hem de çevre ile ilgili mesajlar veriyorum. Tabi her ne kadar ben anlatsam da işin organizasyonu Artkolik’e ait.

Denizhan Özer: 'Birileri Para Kazanacak Diye Dünyayı Feda Edemeyiz'

  • 1987’den beri Londra’da da bir hayatınız var ve oradaki kültür sanat çevresine hakim olduğunuzu düşünüyorum. İklim ve çevre sorunları üzerine sergiler, farkındalık çalışmaları ve çeşitli etkinlikler yapılıyor mu? Bu soruyu Türk mahallesi özelinde ve/veya Londra geneli olarak cevaplayabilirsiniz.

1987 den beri Londra’da yaşıyorum. Orada üniversite eğitimim devam etti ve çeşitli sanat dernekleri kurdum ayrıca çeşitli organizasyonlarda yer aldım. Britanya çevre bilincinin olduğu bir ülke. Orada yaşarken insan ister istemez çevre sorunlarına dikkat ediyor ve yaşam biçimini ona göre kurguluyor. Başka bir deyişle orada ki hemen hemen herkes çevre bilincine sahip.

Müzelerde, galerilerde, açık alanlarda iklim ve çevre sorunları üzerine sergiler, etkinlikler vs yapılıyor. Mesela Tate Modern’de Olafur Eliasson’un yaptığı “The Weather Project” isimli sergi bunun bir örneği. Sergiyi hatırladığım kadarıyla 6 milyon kişi gezdi. Düşünebiliyor musunuz 6 milyon kişinin bir sergiyi gezdiğini? Andy Goldsworthy, Richard Long’un yaptığı Land Art projeleri, Antony Gormley’in heykel serisi gibi çok sayıda sergiyi sayabiliriz. Tabi tüm bunlar olurken orada yaşayan Türkler pek sanatla ve çevre ile ilgilenmeseler de, çevre konusunda Türkiye’ye göre daha dikkatliler.

Denizhan Özer: 'Birileri Para Kazanacak Diye Dünyayı Feda Edemeyiz'

  • Bu sergi için, QNB Finansbank ve Artkolik Sanat platformu ile işbirliği yaptığınızı görüyoruz, gelecekte bunun devamı veya sürdürülebilirlik temalı başka etkinlikler olacak mı? İklim ve çevre sorunları farkındalığının topluma yayılması gerekiyor, durum o kadar ciddi biliyorsunuz. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çevre sorunları ve küresel ısınma ile ilgili sorunlar bitmediğine göre sürdürülebilirlik üzerinden başka sergiler projeler yapacağım. QNB Finansbank ne yapar, bu konunun üzerine gidermi bilmiyorum ama Artkolik’in başka projeler ve sergiler yapacağını biliyorum. Artkolik’le yaptığım çalışmalar haricinde başka kurumlarla ve sanatçılarla da sergiler, projeler yapacağım. Az önce belirttiğim gibi çevre sorunları dünyanın en önemli sorunu. Temiz hava yada suya sahip olamadıktan sonra çok zengin olsanız da bu bir işe yaramaz. O yüzden insanları bilinçlendirmeli, siyasetçiler üzerinde onların kamuoyu baskısı oluşturmasını sağlamalıyız. Birileri para kazanacak diye dünyayı feda edemeyiz.

  • Sergide atık malzemelerden üretilen 60 eser mevcut. İklim ve çevre sorunlarının yanında ileri dönüşüm ve sürdürülebilirlik teması altında belki yine QNB Finansbank veya Artkolik Sanat platformu ile beraber, sanatçılar arasında açık çağrı yapmayı düşündünüz mü? Böylece Kristal Kule’nin yanında daha geniş kapsamlı ve herkesin rahatlıkla ulaşabileceği mekanlarda sergileme olanağı doğabilir. 

Çevre ve sürdürülebilirlik teması üzerine Artkolik’le başka projeler yapacağız. Şu an QNB Finansbank Kristal Kule’de yaptığımız serginin devamı var. Devamında ki sergi orada olur mu bilemiyorum. İşin organizasyon yanı Artkolik’e ait. Sanatçılara açık çağrı yapmayı düşünmüyorum. Zaten kim ne yapıyor az çok biliyorum. QB Finansbank Kristal Kule’de yaptığımız sergi güvenlik nedeniyle her gün gezilemiyor. Halk Cumartesi günleri sergiyi gezebiliyor. Ayrıca konu ile ilgili önemli kişiler, akademisyenler bizi arayıp sergi için randevu alabilirler. Olanak olursa bu serginin bir benzerini başka bir mekanda da yapabiliriz ama yapacağımız her sergi kendi mekanına göre belirlenecek başka bir sergi olacaktır.

  • Bültende sergi 5 Mayıs- 18 Haziran arasında her cumartesi günü gezilebilir deniyor. Haftada bir gün yeterli olacak mı böyle özellikli bir sergi için yoksa başka günlerde de ziyarete açık mı? Serginin süresini uzatmayı planlıyor musunuz? 

Sergimiz 18 Haziran’a kadar sürecek. Her hafta 2 farklı günde eğitim çalışması yapıyoruz. Şu an gördüğümüz kadarıyla haftada 1 gün yeterli oluyor. İngiltere’de olsaydık yeterli olmazdı. Zaten yaz geldiği için sergiyi daha fazla uzatmanın bir yararı da yok. Belki yazdan sonra başka sergiler yapabiliriz.

KitaptanSanattan.com / Mine Bora Diri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu