Esra Üçcan Nazım Hikmet’in Ölüm Yıl Dönümünde “Hasret”i yayınladı

Büyük usta Nazım Hikmet’in ölüm yıl dönümünde onun şiirinden uyarladığı “Hasret” isimli şarkısını yayınlayan Esra Üçcan, “Hasret” şiirini seçmesinde pandemi döneminin etkisinin olduğunun altını çizdi. Mimar olmasının müziğine büyük katkı sağladığını söyleyen Üçcan, şarkılarında Doğu-Batı melodilerini özgün biçimde bir araya getiriyor.
Esra Üçcan, piyanist, şarkıcı, besteci, aranjör. Bunların yanında Fransızca ve Türkçe şarkı sözü yazarlığı da yapıyor. Fransızca coverları ile son yıllarda oldukça dikkat çekti. La Souffrance (Ahmet Kaya-Acılara Tutunmak), L’Amour (Özdemir Erdoğan-Bana Ellerini Ver), La Liberté (Zülfü Livaneli-Ey Özgürlük), La Solitude (Drama Köprüsü), Séduction (Seyyan Hanım-Siyah Gözlere) yaptıkları.
Diplomat olan babasının görevi dolayısıyla yurt dışında doğan ve eğitim hayatının büyük bir kısmını Fransa’da geçiren Esra Üçcan, Strasbourg Ulusal Yüksek Mimarlık Okulu’ndan mezun oldu. Aynı sürede Strasbourg Müzik Konservatuarı’nda piyano öğrenimini sürdürdü. Mezuniyetinden sonra Fransa ile Türkiye’de mimarlık ve müzik çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etti. Babasının Kültür Bakanlığı Müsteşarı olduğu dönemde Anadolu kültürünü incelikleriyle tanıma fırsatı oldu. Küçük yaşlarından beri Doğu ve Batı kültüründen esinlenen melodilerle özgünlüğünü gerek bestelediği şarkılarda gerekse klasik enstrümantal eserlerinde ortaya koyuyor.
Üçcan son olarak geçen 3 Temmuz’da usta şair Nazım Hikmet Ran’ın 58. ölüm yıl dönümünde onun “Hasret” isimli şiirinden uyarladığı şarkısını yayımladı.
Nazım Hikmet’in 60 yıl önce kendi sesiyle kaydettiği “Hasret” şiiri ile başlayan şarkı, Esra Üçcan’ın Fransızca söz uyarlaması, tercümesi, bestesi ve yorumu ile buluştu. Şarkının düzenlemesinde Cem Ergunoğlu, mix&mastering’inde ise Ender Akay’ın imzası bulunuyor.
Çağatay Kıray yönetmenliğinde çekilen şarkının klibine, mimarisi ile etkileyici bir görsele sahip olan bir kilise ev sahipliği yaptı. Klip görüntüleri, Nazım Hikmet’in defnedildiği Moskova’da yer alan Novodeviçi manastırına gönderme yapıyor.
Esra Üçcan ft. Nazım Hikmet-Hasret şarkısı tüm dijital platformlarda ve klibi Esra Üçcan YouTube kanalında.
Esra Üçcan ile “Hasret”e ve müzik yaşamına ilişkin CRİ Türk’ten Esoy İrşi’ye konuştu konuştu.
Hayatınızda müziğe yöneliş ilk ne zaman başladı ve müzik yaşamınızın dönüm noktaları neler oldu?
Çocukken ailemin ‘’bu kız bir şey çalsın’’ demesiyle başladı. Org aldılar ve bir piyano hocası tuttular. Haftada bir onunla çalmaya başladım. Sonrasında ise hocam aileme çok yetenekli olduğumu ve konservatuvara girmem gerektiğini söylüyor. Ailemin de kabul etmesiyle konservatuvara girdim ve piyano çalmaya başladım. Derken ben o enstrümanla bütünleştim. Benim içimde müzik varmış. Enstrümanım benim an yakın arkadaşım oldu.
“DETAYLARDA PROBLEM ÇÖZME İŞİ”
Aynı zamanda mimar olmanız nedeniyle plastik sanatlar ile müzik arasında bağ kuracak bir noktasınız. Peki mimar olmanızın müziğinize katkıları nelerdir?
Mimarlık büyük bir sanat olmasının yanında çok teknik bir iş. Detaylarda problem çözme işi ve bunu hem sosyal hem ekonomik hem de kültürel olarak yapıyorsunuz. Müziğinizi de mimarlık ile desteklediğinizde o müziği işlerken yani klip, müzik, söz uyumu mimarideki düşünce tarzı ile aynı. Mühendis, mimar müzisyenlerin genelde başarılı olmasının sebebi de bu. Çünkü bir konsept oluşturup onu işliyorsunuz.
“MAKAM ÜSTÜNE BATI MÜZİĞİ”
Hem Anadolu kültürüne hem de Avrupa kültürüne hakimsiniz. Bu şarkılarınıza da yansıyor. Peki, Doğu ve Batı melodilerini bir araya getirirken kıstaslarınız nelerdir?
Daha küçük yaşlarda beni Attila Özdemiroğlu’na götürdüler. O benim bestelediğim bütün müziklerin içinde makam olduğunu ve bazılarının Beethoven tarzı bittiğini bazılarını barok tarzı yaptığımı söyledi. Yani benim içgüdüsel yaptığımın müziğin Doğu-Batı sentezi olduğunu belirtti. Bu benim bir avantajımdı. Çünkü Avrupa’daydım ve orada kimsenin kulağına doğu ezgileri fısıldamıyorlar. Onlar bunu öğrenmek için çabalıyorlar. Bu tip besteler yapan Erik Satie gibi birçok müzisyen de var. Ben daha çok Atilla Özdemiroğlu’nun yolundan gitmiş oldum. Yani Türk olup Batı müziğini tanıyan ve tersten sentez yapan. Benim temelim makam üstüne Batı müziğini koyduğumda çok modern bir tınıya dönüşüyor.
“ONUN GİBİ BESTELER YAPMAYA ÇOK ÇABALADIM”
Müzik yaşamınızda size etki eden, örnek aldığınız sanatçılar kimlerdir?
Türk müziğinde tabii ki Attila Özdemiroğlu. O beni yetiştirdi. Bana makamları anlattı. İlk başlarda anlamıyordum ve sorguluyordum. Hâlbuki daha çeşitli besteler yapabilmem için bana bilgi veriyormuş. Onun gibi besteler yapmaya çok çabaladım.
Yine Claude Debussy’in müziklerini çalmak bana çok keyif veriyor. Çünkü o kadar zor notayı bir araya getirip, içindeki duyguyu bulup ve müzikal bir şekilde yorumlamak beni benden alıyor. Tesadüfen çok iyi Chopin çalmaya başladım, hiç bilmezdim ve ben onu zor bulurdum. Bu bahsettiğim asırlık müzisyenlerin benim müziğimde duygu ve çözümleme noktasında etkisi oldu.
Ama ben birçok müzik türünü dinliyorum. Abba’yı çok seviyorum ve benim idolümdür. Ama 2020’lerin Abba’sı. Birçok melodiyi kullanıp, doğru hikâyeler anlatan sözlerle bunu eğlenceli veya romantik hale getirmek amacım bu.
3 Haziran’da Nazım Hikmet’in ölüm yıl dönümünde onun ‘’Hasret’’ şiirinde uyarladığınız şarkınızı yayımladınız. Nazım Hikmet’in sizdeki anlamı nedir ve bu proje nasıl ortaya çıktı?
Nazım Hikmet, şiirsel bir formda bir şey anlattığında bunu çok iyi yapıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir insana dokunan cümleler kuruyor. Bu çok özel bir yetenek. Zaten Nazım Hikmet’i çok seven ve değer veren biriyim.
Projeye gelirsek, bir çevrim içi etkinlik için benden Nazım Hikmet ile ilgili bir şeyler çalmamı istediler. Ben de bu dinlediğiniz şarkıyı hazırladım. Önce şiir sonra benim bestem. Canlı çalacağım için de çalarak çalıştım. İlk defa orada çaldım ve bana eklenmiş bir şarkı oldu. Sonra varisleri beğendi, şarkıyı. 1 yıl sonra da dinleyiciye sunabildim.
Neden “Hasret” şiirini seçtiniz?
Özel bir etken olmadı. Şiirlerini okuyordum, bu şiirden etkilendim. Fransızca sözlerini de okudum etkilendim. O anki düşünce yapıma ve duygularıma göre seçim yaptım. Pandemide olduğumuz ve birçok şeye hasret kalmamız etkisi var.
Dinleyicilerden şarkıya nasıl tepkiler geldi? Memnun musunuz?
Dinleyicilerden şarkıya gelen ilk tepki, tüylerim diken diken olduydu. Ben de çok mutlu oldu. Kimse olumsuz bir eleştiride bulunmadı. Mesela klibi kilisede çektik ona dahi olmadı. Çünkü herkes bunun bir ambiyans olduğunu anladı.
“DÜRÜST VE SAMİMİ BİR YER”
Klibiniz de etkileyici ve özgün. Peki bu klibin fikri nasıl ortaya çıktı ve mekân olarak neden bir kiliseyi seçtiniz?
Bizim klip yolculuklarımız genelde şarkıyı dinleyerek başlıyor. Acaba bu şarkı bize nasıl bir ortam, görüntü, yer anımsatıyor, diye düşünüyoruz. Ben özellikle akustik görünen bir klip olmasını istedim. Çünkü tamamen kendi üretim halimi göstermek istedim.
Bunu da çok görkemli, elektronik bir müziğin içeride çok iyi tınlayacağı bir yer aradık. Uzun zamandır çektiğim bütün klipler, İstanbul’da geçiyor. İstanbul sokaklarında yürüyorum, oturuyorum. Birinde Sirkeci Garı’ndayım, birinde Beyoğlu’nda birinde Kuzguncuk’ta oluyorum. Yine bir İstanbul yeri olmasını istedim. İstanbul’un tarihine ait olmasını istedim mekânın. Klibi tarihi bir binada çektik. Çok görkemli bir yapı ve bir mabet. Kutsal bir mekân insanların çok dürüst ve samimi olduğu bir yerdir. Ben kutsal bir yerde size hasretimi haykırdığımda biliyorsunuzdur ki, yalan değildir. Nazım’ın mezarı da Moskova’da bir manastırın yanında. Onu da vermek istedim. Bu onun hasreti. Ülkesine, kadınına, hayatına hasret bırakılmış.
Pandemi yasaklarını geride bırakmamıza da çok az bir zaman kaldı. Bir konser ve etkinlik programınız var mı?
Biz de bunu konuştuk. Belki hemen 1 Temmuz’dan sonra olmaz. Ben biraz daha temkinliyim. Bir hastalığa sebep olmak istemiyorum. Beni dinlemek isteyenlere müzik yapmak isterim ama doğru koşullarda. Tehlikeli ve sağlıksız koşulda değil. Şu an prova kısmındayız biraz normalleşirsek sahneye çıkmayı düşünüyoruz.
“BAĞIMSIZ MÜZİSYEN OLARAK ULAŞMAK DAHA ZOR”
Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Davet ettiğiniz, dinlediğiniz için teşekkür ederim. Herhangi bir bireye bağımsız müzisyen olarak ulaşmak daha zor oluyor. Ama ulaştığında da beğenildiğini gördüğümde benim için çok keyifli oluyor ve yeni projeler üretmek için bana motivasyon sağlıyor. Şu an bu şarkı sayesinde o motivasyonu aldım ve yeni projelere başladım.