SANATTAN

‘Bir Sanatçı Bir Performans’ : Zeliha Demirel “Saadet Adası”

Performans Sanatçısı Zeliha Demirel, İstiklal Caddesi’nde üzerinde çöp poşetinden hazırlanmış bir kostümle “Saadet Adası” isimli dikkat çeken bir performans gerçekleştirdi.

Sanatçı, deneysel bir çalışma olarak nitelediği ve ‘Saadet Adası’ adını verdiği performansında sosyal medyayı şöhret olma aracı olarak kullanan insanın kendisine yabancılaşma sürecine vurgu yapıyor.

Sanatçı Zeliha Demirel, bu performansı gerçekleştirme düşüncesini ve nedenini şöyle anlattı: “Bu performansın düşüncede doğuşu epey zaman önceydi ve ivme kazandıran süreç son zamanlarda toplu taşımada hemen her gün karşılaştığım olaylar ve işittiğim birkaç cümle oldu: “her anımı paylaşıyorum” diyordu genç kız, “çok hoşuma gidiyor, inanılmaz mutlu oluyorum, selfie benim vazgeçilmezim, kimler beğenmiş, kimler yorum yapmış, kaç takipçim olmuş, …” Bunları söylerken anılarını mı paylaşıyordu ya da biriktiriyordu yoksa yaşadığı her “an” dan mı söz ediyordu bir an afalladım. Kostümü çöp poşetinden hazırladım ve üzerine olmazsak yok olduğumuz yok sayıldığımız sosyal medya platformlarının sembollerini yerleştirdim. Poşetten hazırlamamın farklı nedenleri var. Malum poşet epeyce gündemimizi işgal etti.”

Demirel, performansa “Saadet Adası” ismini verme sebebini ise şöyle açıkladı: “Hepimiz bizi mutluluğa götürecek yolun peşindeyiz. Mutluluğu arıyoruz. Sosyal medya pratik ve kolay yoldan sanal şöhret yakalama olanağı verdiği için ve şöhret sahibi insanlar farklı bir mertebede ve çok mutlu konumlandırıldığı için insan şöhreti yakalama derdinde diye düşünüyorum. Sosyal medya bu şöhret yolculuğunda mutlu kılıyor ki buradan bir ‘an’lığına dahi kopamaz hale geldik. Ve kendimize sanal personalar inşa etmeye devam ediyoruz. Üstelik her seferinde yeniden yeniden bir sanal persona inşa etme imkanı da veriyor sosyal medya. Sanal persona inşa ettiğimiz süreçte kendimizi özel hissederken aslında bir simülasyona kurban giderek kendimize dahi yabancılaştığımızın da farkında değiliz. Bu “Saadet Adası”nda, bir paylaşımda bulunurken iç dünyamızı neler tanımlıyor diye düşününce; görülen ve ilgi duyulan olma ihtiyacı başta olmak üzere, pek çok açlığımızın ( sevilme ihtiyacı, kabul görme ihtiyacı, değerli olma ihtiyacı, var olma ihtiyacı, … gibi) anlığına giderilerek bizi mutlu kıldığı gerçeği ile de yüz yüzeyiz.”

Sanatçının İstiklal Caddesi’nde performansı gerçekleştirirken aldığı tepkilerden de çıkardığı sonuç şu olmuş: ”Belki kendimize yeniden bir ayna tutmamızın zamanı gelmiştir, daha yaşanabilir bir dünya için…”

Başa dön tuşu