KÜLTÜREL MİRASSÖYLEŞİ

Gözde Pars ile kadim miras ‘Mozaik Sanatı’ üzerine…

Zengin kültür mirası ‘Mozaik’, en azından 5000 yıllık geçmişi olan oldukça köklü bir tasvir sanatı.  Mozaik kelimesi etimolojik olarak Grekçede Mousa kelimesinden türeyip sonunda Fransızcaya Mosaique olarak geçmiştir. Antik dönemlerden günümüze ulaşan en eski mozaiklerin MÖ 3000 yıllarında Sümer kenti Uruk’ta bulunan İnanna Tapınağı‘ndaki mozaikler olduğu kabul edilir. Mısır’da çeşitli renklerde taş parçalarıyla kaplanmış tapınak ve mezarlar da yine antik çağ mozaiklerine örnek olarak gösterilir. Daha sonraları Girit, Frig ve Urartu gibi uygarlıklarda rastlanan mozaiğin gelişimi ise MÖ 2. yüzyılda Yunanistan ve Anadolu topraklarında gözlenmekte. Hikayenin devamını mozaik sanatçısı Gözde Pars anlatıyor, tarih kokan bir o kadar da keyifli söyleşiye uzanalım…

KitaptanSanattan.com / Mine Bora Diri

  • Geçmişte insan kaynakları uzmanıydınız ve başarılı bir kariyeriniz vardı. Nasıl oldu da mozaiğin büyülü dünyasına adım attınız?    

2011 yılında doğum yaptım. Bilirsiniz, bir kadın için doğum başlı başına zorlayıcı bir süreç. O dönem fiziken ve ruhen tüm dengelerim alt üst olmuştu ve beni hayata geri döndürecek bir şeylerin arayışı başladı içimde. İçinde renk olsun, doğal olsun, zihnimde tekrarlayan düşüncelerimi durdursun derken mozaik sanatı ile tanıştım. Mozaik sanatçısı Ayça Bumin ile uzun bir eğitim dönemim oldu, bir adım ötesinde İtalya’daki en prestijli okullardan biri olan Mosaic Art School’da vizyonumu geliştirme fırsatım oldu. 2016 itibariyle kurumsal iş hayatımı tamamen sonlandırıp büyük bir tutku ile kendimi tamamen mozaik sanatına adamaya karar verdim.

Gözde Pars – Krater, 3 Boyutlu Mozaik, Smalti Cam & Mermer, 2018
  • Mozaik tarihçesinden biraz bahsedebilir misiniz?                                      

 MÖ 4. yüzyıldan itibaren taş parçaları, çakıl taşları ve deniz kabuklarına olan bağımlılığından kurtulmuş Mozaik. Kesme ve kırma tekniklerinin uygulanmasıyla renk, desen ve malzeme bakımından çeşitlenmeye başladığı hatta bu dönemde yuvarlak ve derin kaplar üzerinde uygulandığı da görülüyor. Mozaiğin ev döşemelerinde kullanımı da yine bu yüzyılda başlıyor. Roma ve Bizans döneminde mozaik alanında önemli ilerleme kaydedilmiş, doğal haldeki çakıl taşlarının yanı sıra küçük boyutlarda kesilmiş taş parçaları da ev, kamu binaları ve saraylar gibi yapılar ile sokak döşemelerinde sıkça kullanılmıştır. Bergama’daki saraylarda görülen döşeme mozaikleri bu dönemdeki gelişmiş mozaik tekniğine örnek olarak gösterilebilir. Ayasofya’da ve Kariye Camii’nde zengin duvar mozaikleri vardır. Teknik alanda gelişmelerin kaydedildiği, en zengin ve gösterişli mozaiklerin ortaya çıkarıldığı Bizans döneminde cam malzeme ağırlık kazanmış, cam parçalarının yanı sıra cam ve altın varak uygulamalarına da yer verilmiştir. Doğu Bizans İmparatorluğu’nun başkenti konumundaki İstanbul’da mozaik okulları açılmış, mozaik ustaları vergiden muaf tutulmuştur. Özellikle içerisinde dönemin en gözde mozaiklerini barındıran Ayasofya bu yönüyle öne çıkar. Batı Bizans’ta ise İtalya’nın Ravenna kenti, benzersiz mozaik eserleri ile göze çarpar.
Bizans mimarisinin etkileriyle İslam coğrafyasında da az da olsa mozaik bezeme örneklerine rastlanır. İslam sanatında mermer mozaiğin yanı sıra ahşap ve çini mozaik teknikleri geliştirilmiştir. 10-12. yüzyıllar arasında en parlak dönemini yaşayan, 13. yüzyıldan itibaren giderek daha az uygulanır olan mozaik sanatı, 15. ve 19. yüzyıllar arasında unutulmaya yüz tutmuş ve resim sanatı karşısında yenik düşmüştür. Mozaik sanatı 19. yüzyılda İngiltere ve Meksika’da yeniden uygulanma alanları bulmuş ve yeniden ilgi çekmeyi başarmıştır. 20. yüzyıla gelindiğinde mimari ile birlikte anılmaya başlanan mozaik iç ve dış duvarlarda, zeminlerde, havuz diplerinde, masa ve tezgâh üstlerinde, bahçe yollarında, parklarda, meydanlarda ve panolarda dekoratif bir uygulama olarak göze çarpar. Art Nouveau hareketiyle mozaik sanatı yeniden ivme kazanmıştır. Barcelona’da mimar Antoni Gaudi, mozaik ile kaplı, alışılmamış yeni mimari formlar yarattı. Binaları ve diğer yüzeyleri kaplamak için karolar ve bulunan başka malzemeleri kullandı. Bu teknik trencadis olarak bilinmektedir, sanat ve mimaride devrimsel bir fikirdir. Dökme cam, mermer, granit, doğal taşlar, seramik gibi malzemeleri kullanarak kent ve ülkeyle uyumlu eserlerin üretildiği mozaik eski bir tarihin, derin kültürün ve çok farklı yorumların sonucu olarak günümüze kadar ulaşmayı başarmış özel bir sanattır.

  • Bildiğimiz klasik anlamda mozaik artık bir kültürel miras ve İtalya’da hala uygulanmaya devam ediyor. Peki çağdaş mozaik sanatına bakarsak global ölçekte, neler söyleyebilirsiniz?

Mozaik İtalya’da hala oldukça ilgi gören bir sanat dalı, eserler halen geleneksel yöntemlerle üretilmeye devam ediyor. Diğer yandan, çağdaş mozaik sanatı dünyanın dört bir yanını kasıp kavuruyor. Özellikle sanatın medyumunun dönüşüme uğramasıyla birlikte mozaik sanatında da pek çok medyumun bir arada kullanıldığı bir döneme girildi. Bu dönüşüm çağdaş mozaik sanatçıları için de epey özgür ve özgün bir alan yarattı tabi ki. Şahsi görüşüm, çağdaş mozaik mix medya akımı ile birlikte ilerleyen dönemlerde çok daha fazla ön plana çıkacak ve dikkat çekici hale geliyor olacak.

Gözde Pars – Sade ve Derin Yaşamak, 3 Boyutlu Mozaik, Smalti Cam ve Mermer, 2018
  • Mozaik sanatı özelinde size ilham veren ve projelere devam etmenizi sağlayan bir motivasyonunuz var mı, nelerden esinleniyorsunuz?

Doğa ve doğal tasarım bana hep esin kaynağı olmuştur ve yarattığım her parçada tasarım, renk veya akışta doğal bir his oluşturmaya çalışıyorum. Çalışmalarımda kullandığım malzemeler genellikle benim asıl ilham kaynağımdır. Ben ağırlıklı modern projeler yapıyorum, eserlerimde genellikle sadelik ve derinlik temalarını işliyorum. Doğada gözlemleyebildiğim her türlü derinlik ve akış ilgimi çekiyor ve benim için yeni bir proje konusu olabiliyor.

  • Aralık ayındaki atölye programlarınızdan bahsedebilir misiniz? Bu eğitimlerin farklılıkları tam olarak ne olacak?

Aralık ayı içinde atölye programı yoğun. Bunlardan en önemlisi, 16 & 23 Aralık 2018 tarihlerinde iki günlük bir Contemporary Mosaic Workshop olacak. Bu atölyede katılımcılar ile modern mozaik hakkında temel bilgiler, uygulamalar, modern eserler paylaşılacak. Ayrıca uygulamada katılımcılar strafor kullanarak kendi hayal ettiği bir baz belirleyip, şekillendirip, üzerine mermer & cam mozaik taşları ile 3 boyutlu mozaik yapacaktır. Ayrıca 21 Aralık’ta atölyede mozaik camları ile çam ağacı süslemeleri yapacağız, sıcak şarap eşliğinde özel bir gece olacak.

  • Gündemde özel bir proje veya sergi mevcut mu?   

Evet, bilinçli farkındalık yani Mindfulness konusu ile yakından ilgiliyim. Bir süredir bu konuda uzman bir psikolog olan Anıl Yetişen ile Mosaic Art Therapy isimli özel bir atölye çalışması tasarlıyoruz. Bu proje Türkiye’de bir ilk olacak ve Mindfulness ile mozaik sanatını birleştirerek katılımcıların iç ve dış dünyaları ile bağ kurmalarını destekleyecek. Zihnimiz herhangi bir işle meşgulken dağılmaya çok müsait. Gün içerisinde bir aktivite yaparken, yürürken, çalışırken, kitap okurken çeşitli düşüncelerin içerisine girmiş bir halde kendimizi bulduğumuz zamanlar olur. Genellikle bu durumun içerisinden çıkmaya çalışırız. Mozaik yaparken zihnimizi, dikkatimizi bilinçli bir şekilde o anki duyumlara veriyoruz. Mindfulness (bilinçli farkındalık) anda olan iç ve dış duyumlara dikkatimizi vermemizi sağlamaktadır. İç sesimizden, aklımızdan geçen düşüncelerden bilinçli bir şekilde kendimizi, dikkatimiz aracılığıyla şimdiye ana getirmeyi deneyimlemek, kendimiz ile şimdi arasında bağ kurmayı sağlamaktadır. Biz bu atölye çalışması esnasında katılımcıların o andaki faaliyette dikkatlerini tutmalarını, zihinlerine gelen (istenmeyen) duygu ve düşüncelerden dikkatlerini çalışmaya vermelerini hatırlatarak an‘da kalma becerilerini geliştirmeyi, zihinsel ve duyusal esnekliklerini geliştirmelerini amaçlamaktayız. An‘da olabilmenin en önemli anahtarı duyumlar. Mozaik sanatı da içinde bir çok duyumu barındırıyor. Atölye çalışmasına katılan katılımcılar, çalışmaları esnasında beş duyumlarına ilişkin önemli farkındalıklar kazanacak ve duyumları aracılığıyla içinde bulundukları ana dikkatlerini vermelerinin gücünü deneyimleyip keyfine varacaklar. Bu atölyenin ilkini 2019 Şubat ayı Badem Çiçeği Festivali döneminde Datça’da gerçekleştireceğiz, eminim Datça ortamında badem çiçeklerinin altında mozaik yaparken Mindfulness pratiklerini uygulamak tüm katılımcılar için çok harika bir deneyim olacak.

  • Türkiye’de mozaik sanatını görebileceğimiz ünlü Gaziantep Zeugma Müzesi’nin dışında örnekleri belirtebilir misiniz?  

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, İstanbul’daki Büyük Saray’dan çıkartılmış, Bizans dönemine ait  muhteşem mozaik kalıntılarına ev sahipliği yapmaktadır. Göbekli Tepe, dünyadaki en eski tapınağa ev sahipliği yaptığı söylenen, büyüleyici bir Neolitik bölgedir. Ayasofya dünyaca ünlü camiye çevrilmiş altıncı yüzyıl kilisesidir. Antakya’daki Hatay Müzesi ünlü Antioch antik şehrinin tarihine ışık tutmaktadır. Diğer birçok esere de ev sahipliği yapmasının yanında muhteşem bir Roma mozaiği koleksiyonuna sahiptir. Kariye Müzesi’nde mozaikler ve freskler son dönem Doğu Roma (14. Yüzyıl) resim sanatının en iyi örnekleridir. Şanlıurfa Arkeoloji ve Halepli bahçe Mozaik Müzesi’nde ise, Mozaik tekniğinden, sanatından ve 4 milimetre kare ebadında Fırat Nehri’nin orijinal taşlarından yapılmasından ve benzeri özelliklerinden dolayı uzmanlarca dünyanın en kıymetli mozaiği olarak tanımlamaktadır.

  • Genel olarak öğrencilerinizin profili ne şekilde, onların ürettikleri eserleri bir gün sergilemeyi düşünüyor musunuz?
Gözde Pars – Kadın Olmak, 50X70 cm Ahşap üzeri vitray cam, 2017

Mozaik her yaştan insana hitap edilen bir sanat alanı, o yüzden öğrencilerimin yaş aralığı çok geniş. Ancak ağırlıklı kadınlar ilgi gösteriyor. Ben erkekleri bu sanata cesaretlendirmek için pozitif ayrımcılık dahil 🙂 elimden gelen bütün yöntemleri deniyorum ancak belirli bir çizginin ötesine geçemedim. Yine de denemekten vazgeçmeyerek, 14 Şubat’ta Sevgililer Günü için sadece çiftlerin katılabileceği özel bir workshop planladım. Öğrencilerimin hemen hemen yarısının çok yoğun bir iş hayatı var, bazıları şirket sahibi ve gerçekten ciddi bir sorumluluk ve iş yükü altındalar. Mozaik onlar için bir çeşit terapi yöntemi, çalışma esnasında yoğun bir konsantrasyon ile ‘şimdi’ ye odaklanarak, derin bir farkındalık haline geçmekten büyük keyif alıyorlar. Birçok defa özel bir sergi yapmayı ve ürettikleri eserleri sergilemeyi konuştuk, ancak gerçek şu ki mozaik yapımı esnasında o kadar yoğun bir emek, çaba ve zaman harcanıyor ki; projeler tamamlandıktan sonraki gözlemim, öğrencilerimin çoğu projesine anlamlı ve gerçekçi bir değer biçemiyor. Ürettikleri eserleri evlerinde kendilerine ve yakınlarına sergilemeyi tercih ediyorlar.

  • Gelecekte mozaik sanatı açısından hayalini kurduğunuz bir olgu var mı?

Ülkemizde çağdaş mozaik sanatına giderek daha fazla önem verilmesi, bu alanda daha fazla sanatçı yetiştirilmesi için destekleyici adımlar atılması ve mevcut sanatçılarımızın dünya çapında da değerli işbirlikleri yapabilmelerini sağlamak için destek verilmesi.

 

 

KitaptanSanattan.com / Mine BORA DİRİ – Kültür Yönetimi Danışmanı / Gazeteci-Yazar
(emineminebora@gmail.com)

 

 

 

 

Başa dön tuşu