Heritage İstanbul Üzerine – Mine Bora Diri yazdı…
Kültürel Miras endüstrisinin uluslararası buluşma noktası Heritage İstanbul, bu sene 3-5 Mayıs arası İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti. Kültürel miras bilincinin artması ve mirasın korunması konularını kendine sosyal misyon edinen fuar; ürün, hizmet ve teknolojilerin geliştirilmesini amaç ediniyor. Koruma, restorasyon, arkeoloji, müzecilik ve kütüphanecilik teknolojilerine alan açan Heritage fuarında önemli isim ve kurumların konferansları, söyleşileri ve atölye çalışmaları da gerçekleşti. 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen deprem felaketi nedeniyle özellikle müzecilik ve restorasyon alanında afet önleyici koruma konularında oturumlar da fuar boyunca konusunda uzman kurum, kuruluş ve kişilerin katılımı ile geniş bir şekilde irdelendi. Sonuç olarak, yaşanan felakette sadece ülkemiz değil ne yazık ki dünya kültür mirası etkilenmiştir. 8800 kayıtlı olmak üzere, on binlerce eser zarar görerek yıkılmıştır. Antakya’yı ele alırsak, deprem öncesi zengin kültürel mirasıyla ayağa kalkması için uzun seneler geçmesi gerekmektedir.
Bu yıl yedincisi düzenlenen ve ArtCloud Network International’ın ana sponsorluğunda olan Heritage İstanbul, müzecilik, arkeoloji, restorasyon, kütüphanecilik sektörlerinde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası firmaları, konferans, söyleşi ve atölye çalışmalarında alanında uzman, değerli birçok isim ile bir araya getirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Marmara Belediyeler Birliği, İBB Kültür A.Ş. tarafından desteklenen Heritage İstanbul, 27’si yabancı olmak üzere 100’ün üzerinde katılımcıya ev sahipliği yaptı. Katılımcılar arasında İtalya, Belçika, İsveç, Nijerya, Hollanda, Almanya, İspanya, İran gibi ülkelerden farklı kurumlar da yer aldı. ArtCloud ise sanatı teknoloji ile buluşturan, kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesinde yenilikçi çözümler tasarlayan ve uygulayan bir İtalyan kurumu.
Heritage Istanbul konferanslarının açılışı Afet Zamanında Kültürel Mirasın Korunması ve ICOMOS Türkiye paneli Yıkımdan Öğrenerek Geleceği Birlikte İyileştirme ile başladı; bilimsel kurulların ve koruma ile ilgili mevzuatın yeniden oluşturulması, yeni bir bakışla yıkımların ele alınmasının gerekliliğini vurguladı. Kamu kapasitesiyle bu sistemin kurulmasının zor olduğu, açık ve güncel bir planlamayla yol alınmasının daha doğru bir yaklaşım olduğu dile getirildi. Kimlik ve aidiyet bu topraklara bağlılığımızı bir anlamda kanıtlayan somut miraslardır. Bu bakımdan restorasyon ve inşaat kavramlarını yeniden sorgulamalı, deprem bölgesinde meydana gelen yıkımdan ders çıkarmalıyız. Kültürel miras kadar değerli olan kırsal mimarlık mirası da göz ardı edilmemelidir. Depremde hasar gören birkaç eseri saymamız gerekirse; Adıyaman Ulu Camii, Diyarbakır Surları, Gaziantep Kalesi, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, St. Paul Kilisesi, Habib-I Neccar Camii gibi listede eşsiz yapılar mevcut. Deprem bölgesindeki kültürel miras eserlerinin sadece %10’u dimdik ayakta, yıkımın bu kadar şiddetli olmasının nedeni alüvyonlu alan ve zemin sıvılaşması dediğimiz olayın vuku bulmasıdır. İstanbul’a dönersek 36.000 esere yaklaşan kültürel miras yapı envanteri var ve yapı stoğunun %61’I depremin etkileyeceği alanda. Usulüne uygun yapılmış restorasyon az. 10.800 kadar da sivil mimari örneği var ve 3800 metruk yapı mevcut. Asıl bu metruk yapılar, çoğunlukla ana arterlerde bulundukları için tehlike içeriyorlar. Tophane’de yakın zamanda yıkılan tarihi yapı örnek olarak gösterilebilir. Kültürel miras yönetiminde, yeni bir model ve vizyon artık gerekiyor. İstanbul’da ortalama 250 yılda bir deprem oluyor. 1509, 1766, 1894 kısmi ve 1999 Gölcük deneyimi tarihimizde var ve şimdi de senaryo depremine göre 7,5 şiddetinde deprem bekleniyor. Hatay ise, depremler yüzünden 7-8 kere yeniden kurulmuş bir bölge. Fuarda son günise,Miras:4.0 Yeni Teknolojilerin Kültürel Mirasın Geliştirilmesinde Kullanımı başlıklı bir panelle ArtCloud Network International katılım sağladı. Kültür sektöründeki dijital devrimin ortaya çıkardığı yeni zorluklar ve senaryolar masaya yatırıldı. Teknoloji, kültürel miras, müzecilik ve kreatif tasarım alanlarının öncülerinden oluşan konuşmacılarıyla yapay zekanın da kullanıldığı panelde katılımcılara farklı bir deneyim yaşatan kurumun haricinde; Afet zamanında kültürel mirasın korunması, Afet risklerinin yönetimi, Depremin ardından kültürel varlıklarımız panellerinde özellikle deprem sonrasında kültürel varlıkların korunması ve deprem, afet yönetimi konularına odaklanıldı.
Heritage İstanbul markasını, bu sene içerisinde 24- 26 Kasım tarihlerinde de Abudabi’ye taşıyorlar. Aynı zamanda da fuar, dünyada sahadaki en büyük platformlardan Herifairs – Avrupa Miras fuarları ağına dahil. Heritage Projeleri’nin kurucusu olan Osman Murat Akan yaptığı açıklamada şöyle ifade ediyor; ”Kültür Mirası bir ülkenin geleceği aktardığı kodlarıdır, geçmişi geleceğe somut olarak aktarıldığı en önemli alanlardan biri somut ve bununla birlikte somut olmayan kültürel mirastır. Geçen sene fuarda dokuz bin ziyaretçimiz vardı. Her sene geçmiş senenin üstüne katarak ilerliyoruz. Bu sene deprem gerçeği önümüzde dururken, fuarda ayrıca bir konu başlığı haline gelmiştir.”
Heritage İstanbul, gitgide daha fazla ilgi çeken ve büyüyen bir fuar olma yolunda. Çünkü birçok ilimizin olduğu kadar İstanbul’un da gerçeği deprem ve buna göre davranarak bilinçli bir şekilde hayatımızı şekillendirmemiz lazım. Aksi takdirde sonuç vahim olur. Heritage İstanbul da, bunu gündemimize taşıyarak bize yön veriyor. Gelecek fuarlarda da, depremle bağlantılı konular ve gelişmelerin hep ajandamızda yer almasını diliyorum.
Mine Bora Diri
Kültür Yönetimi Danışmanı / Gazeteci Yazar