KÖŞE YAZILARIMelike Birgölge

İnşaat Hayatlar – Melike Birgölge yazdı…

Size yarım kalmış bir inşaat emanet etseler…
Ve deseler ki bunu tamamlayacaksınız.
İyi de nasıl bir inşaat bu?

Temeli çok sağlam olmayan, tuğlalarını kırgınlıkların, pişmanlıkların, olumsuzlukların, karamsarlıkların, çimentosunu da un ufak olan kum tanelerini andıran anıların ve geçmişin oluşturduğu…
Ne dersiniz?
Cesaret edebilir misiniz?

Yarım kalan bu inşaatı güzel bir yapıya dönüştürmek üzere kolları sıvayıp işe başlamayı kabul eder misiniz yoksa ‘Hayır’ diyerek işin kolayına mı kaçarsınız?

Böyle inşaatlarla çok karşılaşmıyor muyuz günümüzde?

Bu tür yarım kalmış inşaatlar, hayatımız, bizim hayatımız.

O yüzden tekrar soruyorum. Yarım kalan bu inşaatı güzel bir yapıya dönüştürmek üzere kolları sıvayıp işe başlamayı kabul eder misiniz yoksa ‘Hayır’ diyerek işin kolayına mı kaçarsınız?

Temelinde sevginin, güvenin, umudun olduğu; iyilik, sevecenlik, dürüstlük, olumlu düşüncenin tuğlalarının gösterdiği inşaatın; çimentosunu da aşkın, mutlulukların, başarıların, tutkuların; zaman süzgeci ve akıl eleğinden geçen kum tanelerini andıran pişmanlıkların, karamsarlıkların, ikilemlerin, çaresizliklerin oluşturduğu, hüzün ve acılardan akan gözyaşlarıyla karılan harçlarla yapılan, tüm zorluk ve olumsuzluklara rağmen ortaya çıkan güzel bir inşaat!

Bu inşaat öyle bir yapılmalı ki, kaç şiddetinde ve kaç defa sarsıntı geçirirse geçirsin yıkılmayacak bir yapı olmalı.

Kolay mı acaba yarım kalmış bir inşaatı bitirip, insanların imreneceği bir yapıya imza atmak?

Sizi bilmiyorum ama benim hayatım ya da yarım kalan yaşadıklarım böyle bir inşaatı andırırsa bunu en güzel yapıya dönüştürmemin zor olmadığını bir dost öğretti bana.

Okuduğum ve başucumdan ayırmadığım ‘İyi Hayat’ adlı kitap…

Hangimiz onun üzerine kafa yormadık?
Kimi zaman onun boş ve anlamsız ya da insanı tüketen bir şey olduğunu düşünmedik?
Büyük acılar karşısında hangimiz kabuğumuza çekilip, hangimiz olumsuzluklardan dersler çıkararak yaşamımıza yeni bir yön vermedik?
An geldi varlığımızın derinliklerinde hayatın tüm sıkıntılara değdiğini pekiştiren çok güzel mutluluklar yaşadığımızı da anımsamadık?
Hangimiz, onun sayesinde, düştüğümüz zaman tekrar ayağa kalkıp yürüme cesaretini bulmamızı sağlamadık
Ama her şeye rağmen yaşadıklarımızın ‘Hayat’ımız olduğunu da…

Bütün bunları ‘İyi Hayat’ adlı kitap anımsattı bana, kalbime hayatın akışını, heyecanını ve aşkını katarak…

‘İyi Hayat’ bize neler mi sunuyor?

Bir tavır olarak hayatı seçebileceğimizi, zamanın kısa ve yaşamanın bir fırsat olduğunu, içsel pusulamızın kuzeyinin düşlemek ve eylem olduğunu…

Yaratabilmek için inanmak, yapmak için istemek gerektiğini, sınırlarımızı belirleyenin beklentilerimiz ve düşlerimiz olduğunu, güvenin bir çift kanat olduğunu, yalınlığın konforunu, aşkın, sevecenliğin ve şefkatin ne kadar önemli olduğunu…

Değişimin gerekliliğini, asıl riskin risk almamak olduğunu, sağduyunun gücünü…

Şükran duygusunun cömertliğini, bu cömertliğin bize verdiklerini, ayaklarımız yerdeyken küçük sevinçlerle başımızın yıldızlara ulaştığını…

Sevginin yaşamsal önemini ve en önemli ilaç olduğunu, alçakgönüllülüğün ‘İyi Hayat’a eşit olduğunu…

Ve daha neler neler…

Yazar Alex Rovira, hayata anlam katmanın, onu kendimiz ve başkaları için yaşanılır kılmanın insanın elinde olduğu gerçeğinden hareketle bizleri ‘İyi Hayat’ımızı inşa etmeye davet ediyor.

Başucu kitabı yapmakla kalmayacak, bu kitap sayesinde hayatın güzel olduğunu görecek ve anlayacaksınız.

Ve anlayacağınız diğer şeyin de ‘Hayatın bizim ondan yaptığımız şey’ olduğunu…

Mutluluk ve aşkla yaşayacağınız ‘İyi Hayat’lar!

Melike Birgölge

Melike Birgölge

 

Bir Yorum

  1. Çok güzel anlatımın var Melikeciğim,çok etkilendim, kitabı da merak ettim, en kısa zamanda alıp okuyacağım. Ben senin kitaplarını da okumak istiyorum buralarda bulabilirsem.. Kalemine sağlık, sevgiler..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu