İstiklal’de Kafa Dinlenecek Bir Mekân – Nevzat Yılmaz yazdı…
Cadde-i Kebir, yani İstiklâl Caddesi kalabalık, karıncaların telaşı içinde her gün akıyor. Acar muhabirliğim döneminde İstiklal Caddesi üzerinde şekerleme dükkânlarından tatlı yeme sevdası içinde insanlardan kafamı kaldırıp mimariyi fotoğraflayan turistler görmüştüm.
Önce anlam veremedim. Tarzanca İngilizcemle ne yaptıklarını sorunca binaların mimari özelliklerini fotoğraflayıp özelliklerini sıralayınca bilgisizliğim biraz da beni utandırmıştı.
Öyle ya, her gün önünden geçtiğimiz cadde üzerinde yüzlerce, binlerce binanın mimari açıdan önemi olabileceğini düşünmemek ayıp gelmişti bana.
İstikâl Caddesi, Beyoğlu, Taksim Alanı çok değişti, dönüştü. Para veren düdüğü elbet çalıyor. Hafta sonlarını eğlenceye ayırmak neredeyse ay sonlarını hatta 2-3 ayda bir eğlenmek, felekten bir gece, gün yaşamak çok lüks oldu insanlar için.
Ressam, Şair Habip Gerez, 1990’ların başında İstanbul için şöyle diyor: İstanbul bir bardak şaraba on bardak su katılmış gibidir.
5-6 yıl önce sorduğumda bu sözünü Gerez şöyle güncellemişti:
‘İstanbul bir bardak şaraba bin bardak su katılmış gibidir.’
İstanbul’u hepimiz bozduk biraz. Ama en çok da inşaat sektörü bozdu.
Ya da sanık sandelyesine oturtulacak diğer sanıklar…
İş işten geçti.
Elde ne var buna bakmak gerekiyor.
Ağlamak, sızlamak, geçmiş takıntısı ile ahlanmak-vahlanmak da boşuna…
Bir arkadaşınızla çay içebileceğiniz yerler de sınırlı; gök gürültülü, birbirinizin sesinizi duyamayacağınız yerler gırla.
Geçenlerde yolum İstiklâl Caddesi üzerinde Kültür Bakanlığı’nın yeniden düzenlediği, onarımın ardından açtığı Atlas Pasajı’na yolum düştü. Burası eskiden bize kalan mimari anlayışla yeninin buluştuğu bir yer olmuş bana göre.
Atlas Pasajı’nın girişinde de Kırmızı Kedi Kitabevi bulunuyor. Ama biraz saklanmış. Saklı, gizli bir yer gibi kendini koruyor. Dışarıdan bakınca kahve makineleri görünüyor ama burada kitap satıldığına ilişkin bir iz bulmanız olanaksız. İçeri girip sola kıvrılınca kitaplar, kitapların önünde küçük şık masalar sizi bekliyor.
Raftan kitapları alıp satın almak istediğiniz kitaba karar verirken bir çay, bir kahve iyi gelecek bir yer olarak burası düzenlenmiş.
Ben de kitapları incelerken epeyce zamandır Orhan Veli’nin Bütün Şiirleri gözüme çarptı. Kırmızı Kedi’den çıkmış hem de. Çay eşliğinde önce inceledim, okudum, sonra da satın aldım. Çay ve ardından kitap büyük bir keyip…
Orhan Veli’nin kitapları dışında dergilerde yayınlanmış şiirlerinin güzel bir derlemesi. Hem de kullandığı takma adlar ile yazdığı şiirler de eklenmiş.
İlk okumamızın üzerinden uzun yıllar geçen kitapların yeniden okunmasında büyük bir yarar var. Gençliğin olanca ateşiyle okuduğunuz o dize, o satır sizde daha değişik tad bırakıyor.
Orhan Veli, ilk okuduğumda bana daha uzak gelmişti. Yaş merdivenlerini yavaş yavaş tırmandığımdan mıdır nedir, daha yakın buldum şimdi.
Atlas Pasajı’nın girişindeki Kırmızı Kedi Kitabevi de size çok yakın. Kafa dinlemek, kafa dinlerken çay içmek, çay içerken bir Rizeli ile düşünsel tartışma yapmak isterseniz tam size göre. En sonunda kitap alıp çıkacağınız bir yer, bir mekan.
Bir uğrayın isterseniz, yalancı çıkmayacağımdan eminim.
Nevzat Yılmaz