KÖŞE YAZILARIMustafa Günen

Kavranamayan Kavramsal Sanat-2 – Mustafa Günen yazdı…

‘Kavranamayan Kavramsal Sanat’ başlıklı yazıya devam ediyorum. Bu başlığa kavranamayan ifadesini iki nedenden dolayı koydum.

Birincisi; kavram, çeşitli türevleriyle, var kabul edilen her şeyi kapsayan bir dil unsurudur. Dildeki bu yapısından dolayı kavramsal sanat, yorumlayanlar tarafından giderek kavram kargaşasına dönüştürülmüştür.

İkincisi de, kavramsal sanat yapan sanatçıların ortaya koydukları yapıtlardan ve ifadelerinden dolayıdır. İş o noktaya gelmiştir ki bırakın kavramsal sanatı neyin sanat olduğundan çok, ne sanat değildir onu tespit etmek gerekiyor.

Ben de zaten neyin sanat olamayacağı perspektiften bakarak yazıyorum ve öyle devam edeceğim. Bir çerçeveden başladığım kavramsal sanat yorumumda, o nesnenin yapısal özelliğinin ve sunulma şekillerinin ne kadar sanat olabileceğine değindim.

Yani ben sanat olduğu iddia edilen düşünce veya nesne ile onun gerekçelerine ilişkin yorumlar yapıyorum. Gelinen noktada, kavramsal sanat şudur diye sayısız yorumlar var. Maalesef akıl almaz saçmalık ve suiistimale zemin olmuştur.
Sanatçı hesap sorar hesap verir, vermelidir.
Ben doğru olanı yapıyor, bir sanat konusunda, o sanatı ilk ortaya koyup uygulayanların açıklamalarını dikkate alarak yorumluyorum. Çünkü büyük sanatçılar bir akım başlatırken ne düşündüğünü, nasıl pratiğe geçirdiklerini, gerekçelerini ve kriterlerini kitaplar yazarak dergilerde yayınlayarak insanlarla paylaşıyor, tartışıyorlar. Hep tekrar ediyorum katılmadığım gerekçeler, kriterler çoğunlukta ama hepsine samimi olarak saygı ve sevgi duyuyorum.

Sanat ve sanatçılık bu!
joseph-beuys2Prensibimize uyalım ve altmışlı yılların sonlarına doğru ortay çıkan kavramsal sanatı, onu başlatanların gerekçe ve yorumlarından yola çıkarak yazımıza devam edelim.
Uğraşmakta olduğum sanat türüne kavramsal demeyi uygun buluyorum. Kavramsal sanatta fikir veya kavram, sanat eserinin en önemli kısmıdır . . . tüm planlamalar ve karar almalar önceden yapılır ve fikrin uygulamaya geçirilmesi ikinci planda kalır. Fikir, sanat yapan bir makine haline gelir.” (Sol Le Witt “Paragraphs on Conceptual Art” ; Artforum, yaz sayısı, 1967.)
Kavramsal bir sanat eseri ancak fikir iyiyse iyidir”. ” Kavramsal sanat izleyicinin gözüne hitab etmekten cok beynine hitab eder` (Sol LeWitt Paragraphs on Conceptual Art )

Duchamp`tan sonra doğası gereği yapılan her türlü sanat kavramsal sanattır. Çünkü sanat sadece kavramsal olarak var olur.” (Joseph Kosuth `Art After Philisophy)

O yıllarda kavramsal sanatın tanımlamaları yukarıda verdiğim ünlü sanatçıların tanımlamaları ile aşağı yukarı aynı doğrultudadır. Özet olarak; fikir sanatı olarak ta adlandırılan kavramsal sanat anlayışına göre, sanat objesi olarak sunulan eserde nesnenin yetenek ve yaratıcılığa dayalı plastik biçimlendirme yöntemi artık önemini yitirmiştir.

Yani resim ve heykel yaparak sanat yapmanın önemi yoktur. Onun yerine hazır yapım nesneler, sanatçının fikirlerini ifade etme objeleri olarak sunulmuş ve onlara göre bu yorum ve uygulama, sanatı da tanımlar hale gelmiştir.

Yukarıdaki yorumlardan Sol Le Witt‘in kavramsal sanata ilişkin ifadelerini beğeniyor ve saygı duyuyorum. İfadelerden de anlaşıldığı gibi kavramsal sanat; sadece insana mahsus olan dil kullanma ve bu bağlamda kavram üretme özelliğini sanat yapımında da uygulama fikrinden yola çıkmıştır.

Bu fikir çok güzel ve sanata yakışır bir fikirdir. Muhteşem eserlerde üretilmiştir. Bunlardan bahsedeceğim. Ancak bazı yorumcular ve uygulayıcılar sanatsal özgürlük adına öylesine kavramsal sanat tanımları yaptılar ki, pratikte çok trajikomik sonuçlar ortaya çıktı. Bunlardan da örnekler vereceğim.
joseph-beuys1İsimlendirilen veya ifade edilen her şey ya doğrudan ya da dolaylı olarak kavramdır.

Kavram kelimesini geniş içerik, anlamından dolayı kavramsal sanatın ne olduğu konusu hep tartışılmıştır. Bu sanatı başlatanların tanımlarından çok farklı değerlendirme veya yorumlar öne sürülmüştür.

Kavramsal sanatı; nesnelerle sanat yapma olarak ta özetleyenler çoktur. Nesnelerle sanat yapmak tanımlaması görünüşte doğrudur. Öncelikle burada şu ayırımı yapmak gerek, birçok sanatta olduğu gibi plastik sanatlar da nesnelerle yapılır. Boya tuval gibi nesnelerle resim, ağaç, taş metal gibi çeşitli nesnelerle de heykel yapılır. Aradaki fark bu nesneler sanatçının düşüncesine, fikrine göre bir şekil ve biçim alarak sanat objesi haline dönüşür.

Yani boya tüpteki boya değil, ağaç,taş ta artık ağaç ve taş değildir. Onlar orijinal yapılarından sıyrılmış, sanatçının fikrini uygulamasına araç olmuştur. Birçok sanatsal malzemelerin eser olma sonucu bu şekilde olur.

Kavramsal sanatta kullanılan nesneler ise sanatın dışında başka bir amaç için üretilmiş nesnelerdir, eşyalardır. Şekli, bilgisi ve anlamı kullanım amacına uygun olarak tasarlanmıştır. Sanatçı bu nesnelerden düşüncesine uygun olanını alır, o nesnenin hazır şeklinde hiçbir değişiklik yapmaz. Sadece ondaki kavram ve anlamını değiştirir ve kendi fikrine göre yeni bir anlam yükleyerek sanatsal objeye dönüştürür. Bunlar tekrarlanabilir sanat objeleri sayılırlar, orijinal anlamlarına ve amaçlarına geri dönebilirler.

Yani Duchamp’ın pisuarını götürüp tuvalete geri monte eder, yerine başka bir pisuarı imzalatıp asabilirsiniz.. Sanatsal fikirde ve anlamında bir değişiklik olmaz. Kavramsal sanatın yapısı ve sunumu budur. Mantık olarak ta böyledir.

Nesnelerle sanat yapmak

Yukarıda da dediğim gibi, kavramsal sanatı, sadece nesnelerle sanat yapmaya indirgeyip onlarda anlam değişikliği ya da fikir yüklemeden de sanat yapılır görüş bildirenler bir hayli çoktur. Bence çok yanlış ve hatalı bir yorumdur. Çünkü şeklinde değişiklik yapmadığınız bir hazır yapım nesnesine (eşya,v.s) anlam yada bir fikir de yüklemezseniz, yaptığınız iş sanat değil nesne dizaynı olur.

Kullandığınız eşya da vitrinde ne ise o konumunda kalır. Zaten her türlü eşyaların satıldığı mağazaların vitrinleri de nesne dizaynı şeklinde oluşturulur. İç mimarlarının yaptıkları da aynıdır. Onlarda konuttaki eşyaları estetik bir şekilde dizayn ederler. Kavramsal sanatla bir farkları vardır. Dizayn ettikleri bütün eşyalar, masa, sandalye, kavramsal olarak da masa sandalyedir.

Bu durumda eğer kavramsal sanatı yalnızca nesnelerle sanat yapmaktır diye tanımlarsanız,o zaman vitrinlerdeki bütün eşyalar kavramsal sanat objesi olurlar.
Tabii burada şu itirazı yapabilirsiniz. “Efendim nesnelerle sanat yapmak demek ancak bir sanatçının nesneyi imzalayıp sanat eseri olarak sunmasıdır” .(Duchamp’ın ifadesidir) Bu da akıllıca değildir. Çünkü hırslı bir kavramsal sanatçı eşya mağazası açar, adını da sanat galerisi koyar, içindeki eşyaları da imzalayıp kavramsal sanat objeleri olarak satabilir.

Kavramsal sanatın kıstasları yerine getirildiği için itiraz da edemezsiniz. Yapabileceğiniz en akıllı hareket, sizde gidip evinizin eşyalarını buradan alırsınız böylece eviniz sanatsal objelerle dekore edilmiş olur çok saygın bir sonuçtur. Ancak sakın Duchamp’tan esinlenip tuvalet aparatlarını imzalı olarak almayın zira tuvaleti kullandığınızda sanatın içine etmiş olursunuz bütün saygınlığınız biter.

Abarttığımı ya da alay ettiğimi mi düşünüyorsunuz? Hayır! asla böyle bir saygısızlık yapmam. Görünüşü öyle olabilir ama bu benzetmelerim sanat adına birçok söylenen ve yapılanlara göre çok masum kalır. Yazacağım bekleyin.

Mustafa Günen

Ana Fotoğraf: Ai Weiwei, Forever, 2003, 42 bicycles.

tema-gonullusu

Kitap devrimi hayatt

Başa dön tuşu