Malzemenin Tarihi Ve Ortak Belleklerdeki İz ‘Teorem II’ – Mine Bora Diri yazdı…
İstanbul’da 2014 yılında gerçekleştirilen “Teorem” sergisinin devamı niteliğindeki “Teorem II”, geçtiğimiz hafta Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde açıldı. Ahşap ve metal malzemeyi değerlendirerek kavramsal görüş ekseninde eserlerini oluşturan Osman Dinç’in sanat dünyasındaki yeri ‘Arte Povera (sade, yoksul ve modern sanat anlayışı) ile minimal sanatın kesiştiği noktada demir, çelik ve camdan heykeller yaratan’ olarak nitelendirilmektedir. Pi Artworks temsiliyetindeki sanatçının işleri, dikkat çekici ve bağımsız olarak kamusal alanlar için yapılar ve ustaca duvarları canlandıran küçük heykeller şeklindedir. Dinç, ağırlıklı olarak, sert malzeme levhalarından yumuşak, eğlenceli, dalgalı kıvrımlara sahip cilalı, genellikle ritmik formlara dönüştürdüğü çelikle çalışmaktadır. Öncelikle bu, hammaddesine mümkün olan en az müdahale ile iş yaratma konusundaki temel ilgisi tarafından yönlendirilir. İsrafı en aza indirir ve hammaddenin doğal ağırlık ve yoğunluk hissini gizlemekten kaçınır. Tamamlandığında, iş genellikle koruyucu epoksi reçine katmanlarından başka bir şeyle işlenmez, böylece doğal toprak renklerini korur. Dinç, malzemeleri heykellere dönüştürerek canlandırmakta, izleyiciyi kendi anlatılarıyla diyaloğa davet etmektedir. Heykeller kendi öz malzemesini korurken aynı zamanda doğayı, kültürü ve tekniği bir araya getirir. Duygu ve düşüncelerimizi yapıtlarıyla yansıtarak yeni bir bağlantının ortaya çıkmasını mümkün kılmaktadır.
Bütün heykel ve fotoğraf çalışmalarını sunduğu “Teorem” kişisel sergisinin devamı niteliğindeki “Teorem II” bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini alıyor. Osman Dinç’in sergilerine olan yaklaşımına göz attığımızda; heykelin üç boyutlu olduğundan, gerçek mekanı irdelediğinden söz ediyor. Bu yüzden birçok biçimsel sorunu beraberinde getirdiğinden bahseder; yerçekimi, denge, malzemenin uygunluğu gibi… pratiğini ise şöyle anlatır; son seneler çalışmalarımda malzeme olarak daha fazla kullandığım demirle ilgili bilgi toplamak istediğimde, dört beş bin yıllık demir çağıyla karşılaştım. Sonra yerküreye döner ve merkezinde yüzde kırk oranında demir ve nikel saklayan bir gök cisminde yaşadığımızı söyleyerek hala yaşamakta olduğumuz demir çağın, insanlık üzerinde yaptığı yapım ve yıkımın devam ettiğini ifade eder. Son senelerde malzeme olarak ele aldığı demir, sanatçının ilgi ve merak duymasını sağlamış ve bu devam eden bir süreç halindedir. İlerde araştırma duygusu ve dürtüsü ne yönde ilerler bilemeyiz fakat yapıtlarının açık ve çok yönlü bir perspektifte olduğunu söyleyebiliriz. Bu da sanatçının yaptığı heykel formlarında ve/veya diğer detay işlerinde, karışık tekniği beraberinde getirebilir.
Denizli’de doğan Osman Dinç, 1969 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş bölümünden mezun olduktan sonra Savaştepe Öğretmen okulunda resim öğretmenliği yaptı. 1972’de sanat eğitimi almak için gittiği Fransa’da Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi ve 1975 yılında bitirerek Türkiye’ye geri döndü. Bursa Eğitim Enstitüsü’nde görev yaptı ve 1977’den itibaren sanat yaşamına Paris’te devam etti.1990- 2011 yıllarında Bourges Sanat Yüksek Okulunda öğretim üyeliği yapmıştır. Halen sanat çalışmalarını Paris, Ankara ve Chatauneuf-Sur-Loire’da sürdürmektedir. Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde 60’ın üzerinde kişisel sergi düzenlemiş ve 100’ün üzerinde grup sergilerine katılmıştır. Seçilmiş sergileri arasında; koleksiyon sergisi, At The End Of The Day, OMM Museum, Eskisehir, Turkey (2020) Les objets encombrants pour le voyage (solo), Salles des expositions de Tauves, Fransa, (2020), Dessiner l’horizon (solo), Galerie Municipale Julio Gonzalez, Paris, Arcueil, Fransa (2018); Balmumu Arıların Alın Teridir (solo), Pi Artworks Istanbul, Türkiye (2018); What’s The Riddle, Pi Artworks London, UK (2016); Bir Dünya Hikayesi (solo), CerModern, Ankara, Türkiye (2014); Les Jeux De l’Eau Et du Miel, L’Agart, Amilly, Fransa (2014); Theorem (solo), Pi Artworks Istanbul, Türkiye (2014); Cosmic Touch, Espace Art Roch, Paris, Fransa (2013); Logique de la Mappemonde, l’École Nationale Supérieure d’Art de Bourges, France (2013) ve Out of Istanbul, Slought Foundation, Philadelphia, ABD (2008) bulunmaktadır.
Osman Dinç aralarında Yılın Heykel Sanatçısı Ödülü, Sanat Kurumu, Ankara (2002), Tüm Çalışmalarından Dolayı Heykel Dalında UNESCO Başarı Ödülü, Paris (1993) ve Devlet Resim Heykel Yarışması Ödüllerinin bulunduğu birçok ödüle sahiptir. İşlerinin yer aldığı koleksiyonlar arasında ise; Cirva Marseille, Marsilya, Fransa; The Art Collection of the Municipality of Paris, Fransa; Istanbul Modern, Türkiye; Arter Koleksiyonu, Türkiye; Merkez Bankası Koleksiyonu, Türkiye; The Annecy Museum Collection, Fransa; ve Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Ankara, Türkiye bulunmaktadır. Yazıyı sanatçının belleği ve kültürel mirası hayli önemseyen bir sözüyle bitirmek isterim: “Kullanılan her malzemenin bir tarihi ve ortak belleklerde bıraktığı bir iz var. Unutulmuş ortak belleklerin arkeolojik kazısını yapmak için yola çıkan sanatçı olarak, malzemenin tarihiyle yol almam gerekiyor. Oturup, heykellerimi kendim yaparken demirin ve kullandığım diğer malzemelerin özelliklerini, tarihini unutmuyorum. Onları kullanan ustaların deneyimlerini heykellerime ve gelecek nesle yansıtmaya çalışıyorum.”
Sergi 30 Eylül 2021 tarihine kadar Beyoğlu Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde ziyaretçileri ile buluşacak.
Mine Bora Diri
Kültür Yönetimi Danışmanı / Gazeteci Yazar