Mürüvvet Durak: ‘Sanat Eserinin, Ticari Bir Mal Olarak Görülmesi Üzücü’
Sanatçı-ressam Mürüvvet Durak ile Trump Art Galeri’de açılan ‘Yerel Yansımalar’ sergisinde buluştuk.
Eserlerinde Türk kültürel imgelerini, Anadolu kültürünü batı kültürü ile sentezleyerek yerelden evrensele taşıyan sanatçı ile hem sanatı hem geleceğe yönelik projeleri üzerine keyifli bir sohbet yaptık.
Oğuz Kemal Özkan / KitaptanSanattan.com
- Tanımayanlar için kısaca Mürüvvet Durak’ı, resme ilginizin ne zaman, nasıl başladığını kısaca anlatır mısınız?
1981 yılında Isparta Senirkent’te doğdum. 1999 yılında Isparta Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünden, 2004 yılında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim İş Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. İstanbul Altınbaş Üniversitesi, Güzel Sanatlar enstitüsü Sanat ve Tasarım, Plastik sanatlar bölümde tezli olarak yüksek lisansını tamamlamaktayım. İBB Enstitü İstanbul İsmek Eğitim Merkezinde eğitmenlik yapmaktayım. Halen İstanbul’daki atölyemde çalışmalarımı sürdürmekteyim. 2009 yılından itibaren sanat piyasasında önemli sergilere katıldım ve 12 kişisel sergim oldu. Anadolu temalarını kültürel, folk sanat ve figüratif şekilde eserlerime yansıtmaktayım.
‘Yerelden evrensele kendi çizgimi belirledim’
- Anadolu’da çeşitli şehirlerde etnik araştırmalar yaptığınızı biliyoruz. Yerelden evrensele doğru bir bakış açınız var. Bu bağlamda resminizi ve tarzınızı belirleyen temel unsurlar nelerdir?
Anadolu’da çeşitli şehirlerde etnik araştırmalar yaparak konsept olarak Semboller ve Nazarlıklar ile belirledim. Yerelden evrensele tüm geçmiş kültürlerin sembolik, mistik kültürel değerlerine özgü öğeleri kullanarak, kendi özgün yorumumu ekleyerek kendi çizgimi belirledim. Anadolu kültürünü batı kültürüyle sentezleyerek, semboller, Anadolu motifleri, kilimleri ve nazarlıklar konseptini estetik bir dille modernize ederek yerelden evrensele taşımayı amaçlıyorum. Son 12. Kişisel sergimi Nevşehir Ürgüp’te gerçekleştirdim. Çok sayıda ulusal ve uluslararası çalıştay ve karma sergilerde yer aldım.
- ‘Artemis’in İzinde’ serginizi hatırlıyorum. Bu sergide de Roma Uygarlığının ikonik kadınlarını betimlemiştiniz. Daha sonra da ‘Kapadokya’da Ütopik İmgeler’ sergisi açtınız sanırım. Bu sergileri de anlatır mısınız?
Artemis’in İzinde sergim pandemi sürecinin sonunda, Selçuk Efes Müzesinde Hikmet Gürçay Sergi Salonu sanat galerisinde düzenlendi. Son sergim Nevşehir Ürgüp’te Belediye sponsorluğunda gerçekleştirdim. Efes Müzesindeki sergilenen eserler 74 adet olup, konsept olarak tanrıçalar, Roma heykelleri, bereket tanrıçalarına yoğun olarak yer verdim. Sergi sanat severler tarafından büyük ilgiyle karşılanmıştır. Pandemi sürecinden sonra oldukça motive edici bir sergiydi. Efes Antik kentte bolca sanatsal üretimler yapmak oldukça keyifliydi. Geçen yaz Kapadokya’da, Ürgüp belediye bünyesinde düzenlenen ütopik imgeler sergisi, Ürgüp festivalinde uluslararası sanatçılarla workshop atölye ortamında sanat çalıştayında ve ülkemizin kültür mirası olan Kapadokya’nın doğal tarihi dokusu ve atmosferinde sanatsal çalışmalar yapmak ve o ortamı solumak eşsizdi. Ülkemizin zengin tarihi ve kültür miraslarının bulunduğu her yer bana ilham vermiştir, bu yüzden genellikle kültürel mirasların yer aldığı her mekân sanatçı olarak beni düşünsel ve ruhsal olarak daha çok düşünmeye ve üretmeye yönelten bir kaynak olmuştur.
‘Sanatçının sınırsız sonsuz düşsel yolculuğunda materyal sorunu olamaz.’
- Resimlerinizde kullandığınız teknikler ve malzemeler nelerdir?
Resimlerimde karışık teknikler ağırlıklı, akrilik ve yağlı boya kullanıyorum. Teknikte sınırlarım yoktur. Bazen kolaj tekniğinden de yararlanıyorum. 2011 yılında ‘Gelenekten Geleceğe Semboller’ kişisel sergimde kumaş parçaları kullanmıştım. Nazarlıklar Senfonisi sergimde de eski evraklar ve klasik batı notalarından oluşan kolajlara rastlamak mümkün. Zaman zaman kullandığım materyaller değişiyor. Sanatçı bence herhangi malzemeye kendini yakın hissederse onunla her şekilde, her yerde sanatını icra edebilir. Bu yüzden sanatçının sınırsız sonsuz düşsel yolculuğunda materyal sorunu olamaz.
- Anadolu kültürünün zenginliği ile sizin yaratıcı gücünüzün birleşmesinden etkileyici eserler ortaya çıkardığınıza şahit oluyoruz. Bu anlamda genel olarak sanatçının yaratıcı gücünü besleyen şeyler nelerdir sizce?
Anadolu, Neolitik dönemden bu yana pek çok uygarlığa şahit olmuş, köklü çeşitli kültürlerin harmanlanması ile pek çok gelişme yeniliklerle tarihte iz bırakmıştır. Kültür miraslarıyla, gelenekleriyle, ritüelleriyle, farklı inanışlarıyla dünyada yankı uyandırmıştır. Anadolu coğrafyasında yaşamış biri olarak, Anadolu kültür zenginliğinden etkilenen biri olarak, el sanatlarından, kilim dokumaları ve motifinden, nazar inancı ve nazarlıklar, Anadolu hikayelerinin mistik konularını eserlerime konularımda yer almalarından büyük keyif alıyorum. Semboller ve nazarlıkların kadın figürleriyle, mitolojik efsanelerle bütünleştirerek kendi penceremden özgün bir anlayışla eserler üretmek oldukça keyifli.
‘Sanatın, sanat eserinin, sadece ticari bir malzeme olarak değerlendirilmesi üzücü.’
- Genel bir soru sorayım şimdi de. Ülkemizde sanata ilgiyi nasıl görüyorsunuz? Sanat piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle sizin alanınızda.
Pandemi sürecinde en çok da sanat alanının ve sanatçının etkilenmesi ile daha çok üretime yönelmek ve sergilere ara verilmesi söz konusuydu. Pandemiden bugüne kadar sanatçılar ve müzayede evlerinin galerilerin teknolojiden yararlanarak, daha çok kitleye ulaşmak için online sergi ve mezatlarla müzayedelerin arttığını görmekteyiz. Zaman ve mekân sorununu aradan kaldırarak, pek çok sanatçının bu online mezat müzayedelerden yaralandığı bir ortam oluşmuştur. Sanat piyasasını gözlemlediğimde, genellikle belli isimlerin eserlerinin sanatsal değerinin dışında ticari olarak şişirilmesi, aynı isimlerin müzayedelerde sıkça görülmesi ve sanatın, sanat eserinin, sadece ticari bir malzeme olarak değerlendirilmesi üzücü. Sanatın emekçisi olan sanatçıların, eserlerinin fiyatlarına göre ayrıştırılması etiketlenmesinin, emeğin değersizleştirmesi ve sanatçının itibarını zedelemektedir. Galerinin sergi salonlarında yüksek bedel karşılığında ve yüzde elli komisyonlarla sergi girişimlerine sekte vurmaktadır. Bu yüzden kültür merkezleri ve çalıştay gibi organizasyonlara yönelimler artmaktadır. Sanatçı ve emeğinin desteklenmesi ve sanatçılara kapı aralayacak kapsamlı projelerin daha fazla arttırılması gerektiğini düşünüyorum.
- Son olarak yakında herhangi bir proje ya da sergi var mı?
Projeler olarak Artcontact İstanbul sanat fuarına katıldım en son. Zengin kültürümüzün yapısını yerelden evrensele taşımaya çalıştığım ‘Yerel Yansımalar’ isimli sergim Trump Art Gallery’de sanatseverlerle buluştu. 30 Haziran’a kadar gezilebilir. Ayrıca atölyemde uzun zamandır farklı konseptlerde yapmış olduğum çalışmalar var. Sergi başvurularım neticesinde yakın zamanda birkaç sergiye daha hazırlık içindeyim. Yakın zamanda Tag Galeride planladığımız kişisel serginin hazırlığı var. Sanatseverlere şimdiden bildirmek isterim. Sergi duyuruları instagram sayfamdan (@muruvvetdurakk) takip edilebilir.
Oğuz Kemal Özkan / KitaptanSanattan.com