Önce Ekmekler Bozuldu – Cemil Biçer yazdı…
Oktay Akbal‘ın kendi parası ile bastırıp bizzat kendi eli ile dağıtımını yaptığı ilk kitabıdır “Önce Ekmekler Bozuldu” eseri.
Ben, yazarların en önemli eserlerinin ilk kitapları olduğuna inanırım, ilk çocuğumuz gibidir onlar, tüm ideallerimizi, haslet ve hasretlerimizi “onun” üzerinde yoğunlaştırdığımız “ilk göz ağrısı!”
Eğer okumamış iseniz çok büyük bir eksiğiniz var demektir, kütüphanenizde yoksa bu eser “zengin bir kütüphanem var” demeyin sakın…
2. Dünya Savaşı sonrasında küresel oligarklar “paylaşım savaşları” formatını değiştirmek zorunda kaldılar, zira bu dünya savaşlarının ekonomik ve sosyal bilançoları korkunçtu. Yeni formatta sömürülecek ülkeleri ekonomik olarak çökertmek için önce ekmekleri bozulacak, sosyal çöküşün gerçekleşmesi için ise eğitim sistemi çökertilecekti.
Öyle uzaklara bakmayın, yaşadığınız ülke üzerinde gözlem yapmanız yeterli olacak bu tespitlerimin doğru olduğunu anlamanız için.
Eğer “ümmi” değilseniz son 30 yıl içinde ulusal eğitimimizdeki kaotik durumu bire bir yaşamışsınızdır.
Ekmeklerin durumundan bahsetmek bile istemiyorum sadece Anadolu durum buğdayının akıbetini sorgulamanız yeter.
Her mahallede bir kaç özel okul açıldı, devlet okullarının içi tamamen boşaltıldı. İlkokuldan üniversiteye kadar eğitim “özelleştirildi”. Özelleştirme işi kibarlaştırıyor, kibarlaştırmadan öte olayın vahametini gölgeliyor. Doğru kelime ‘PARAN KADAR OKU’ hale getirildi.
Bizim gibi “hormonlu” gelişen ülkelerdeki devlet okullarında ve rengarenk foyaları ile yaldır yaldır yanan özel okulların eğitim müfredatını bir inceleyin bir de küresel oligarklar ülkelerin okullarındaki eğitim ve sınav sistemini.
Ben size kolaylık olsun diye aşağıda klasik bir örnek gösteriyorum:
Olayı daha net hale getirmek için küresel oligarkların piri olan ABD Stanford Üniversitesi sınav sistemini görmek yeterli.
“Öğrencilerden birisi gelir, öğretim üyesinden kâğıtları ve soruları alır, arkadaşlarına dağıtır ve hep birlikte sınav olurlar. En son kalan öğrencileri kâğıtları toplar ve öğretim üyesinin odasına gidip kâğıtları ve diğer sınav dökümanlarını teslim eder. Bu öğrenciler mezun olduktan sonra yüksek ücretle ve saygın şirketlerde iş bulabilirler.
Bu öğrenciler içerisinde kopya çeken olmaz mı?
Zaman zaman kopya çekmeye teşebbüs eden öğrenciler olur. Diğer öğrenciler ona şöyle söyler:
“Hey sen… Kopya çekerek Stanford Üniversitesinin diplomasını almak için çaba sarf eden arkadaş. Bu dünyada seninle aynı diploma ile yaşamak istemiyorum.”
Sonuç, kopya çeken öğrenci üniversiteden atılır.
Bizde bu işler nasıl mı olur?
40 öğrencinin başında 2 gözetmen bekler. Gözetmenler kopya çektirmemeye özen gösterirler. Bazen öğrenciler topluca kopya çeker ve öğretmen, mühendis, hemşire olurlar. Sonra ne mi olur?
Kopya çekerek öğretmen olana kendi çocuğunu verip, onu eğitmesini, kopya çekerek mühendis olanın yaptığı binanın depremde yıkılmamasını bekler.
Cemil Biçer
Cemil Biçer’in ‘Çarşamba Köprüsü’nde Rapsodi’ kitabına buradan ulaşabilirsiniz:
http://kitapdevrimi.com/urun/carsamba-koprusunde-rapsodi-cemil-bicer/