ETKİNLİKLERSERGİ

Murat Şahinler’in ‘Bilinçdışının Resmi’ Sergisi Pilot Galeri’de

Pilot Galeri, 7 yıl aradan sonra Murat Şahinler’in “Bilinçdışının Resmi” isimli kişisel sergisine 21 Eylül – 30 Ekim arasında ev sahipliği yapıyor.
Sergi, Şahinler’in son dönem çalışmalarını bir araya getiriyor. Şahinler’in “kuşak resmi” olarak tanımladığı resimleri, hem biçimsel hem de zamansal olarak bir “kuşağa” atıfta bulunur. Sanatçının kendi kuşağına olduğu kadar biçimsel bir yakınlığa sahip “kuşak resmine” referansla üretilen işler, girift/çok katmanlı bir dilbilgisine işaret ediyor.

Bilinçdışının Resmi, adını Lacan‘dan alır. Lacan, bilinçdışını kendini bilmeyen bilgi olarak tanımlıyor, bu sergi bilmediğimiz, bilmediğimiz şeyler üzerinde düşünme sürecini mümkün kılabilecek faillerden oluşuyor. Bilinçdışı, zihinde var olan ancak erişilemeyen (bastırılmayan) bilgi olarak tanımlanabilir, peki bilmediğimizi bilmediğimiz nedir? Örneğin, en gelişmiş teleskoplarımızın bile ulaşamadığı galaksiler varsa, onları bilmiyoruz, bilmediğimizi de bilmiyoruz. Henüz bilmediğimiz galaksiler olabileceğini düşünüyoruz. Veya alt elektron parçacıkları olsa bile, onların varlığına ve davranış yasalarına bizim için erişilemez. Onları bilmediğimizi bilmiyoruz. Biz sadece onların var olma ihtimallerini, olabilecekleri, ama onları aksiyomatik olarak kabul etmiyoruz veya hipotezlerimizi bu olasılığa dayandırmıyoruz. Şahinler, bilmediğini bilmemenin, sembolik düzende, dilde, yani Lacancı terimlerle “Gerçek“te var olmadığında gerçekleştiğini vurgular. Bu anlamda Şahinler‘in resimleri bir resim gramerinin dışında hareket eder (kendini bilen bir resim mi desek?).

Sergi, resim üzerine veya resimle düşünen bir özneye gönderme yapıyor. Konunun durma ritmi var. Bu serginin bir müziği varsa, batı müziğinde anlatılamayacak aksaklıklar içeriyor, figürler zıplıyor. Bu anlamda sergideki her figürü sesin bir izdüşümü olarak düşünmek mümkün. Figürler, notaların kompozisyonunu andıracak şekilde galeri duvarlarında asılı duruyor… Kendini tekrar etmeyen, belli bir ritimde ilerleyen parçalı bir bütüne/müziğe bakıyoruz. Öte yandan resim/metin/zamanın fazlalıklarını ortadan kaldırmak isteyen ve boşluğa doğru ilerleyen bir bakış açısıyla da karşı karşıyayız. Resimler, Soyadlarında olduğu gibi tutumlu bir tavırla dönemin kaydını tutmak ister. Zaman, sanatçının tanık olduğu bir zamansallığa işaret eder, ve 100 yıl önceki karakterler/olaylar bu resimlerin içine sızıyor. Hal böyle olunca da katlanan, genişleyen ve sıkışan bir zamandan geçiyoruz. Bir yanda Sostakoviç, diğer yanda Orson Welles, kahkahalar, homurdanmalar, bu resimlerden sızıyor. 

Minyatür resimlerinde olduğu gibi yeni resimlerinde de iki boyutlu, gölgesiz karakterler en temel ortak noktadır. Her biri bizimle aynı yükseklikte çizilmiş, tam önümüze asılmış ve sadece belden yukarısı figürleri görüyoruz. Şahinler sanki “Modern dünyanın tasavvur ettiği ideal toplumu kuracak olan bu ideal bedenlerdir” der gibi. Ancak rasyonel/modern aklın idealize ettiği her şeyin yavaş yavaş çürüdüğünü görüyoruz. Bu resimlerde her şey alt üst edilmiş. Bilim roketler/füzeler üretir, ideal beden arzusu, Hitler faşizmi çağırır. İdealler dünyasının sonu gelmiş gibi görünüyor; Artık savaşların ve toplumsal gerilimlerin arttığı başka bir çağdayız. Kahkahalarla dolu bir cinayet mahalline bakıyoruz. 

Resimler uzayda yerçekimi olmadan yüzer; hem zaman hem de mekan arka plandan silinir. Bunlar bedenler, yüzler ve jestler aracılığıyla tanımlanmayı bekleyen çıkarılmış görüntülerdir. Gürültüleri silindi, fazlalıkları giderildi, çıplak kaldılar. Şimdi -ve böylece- bütün bu göndermeleri birbirine bağlamak, fotoromanlardaki mühendisleri ve sıradan şiddeti yan yana okumak mümkün hale geldi. Şahinler’in dünyasında iyiler, kötüler, haydutlar ve dahiler bir satranç tahtası gibi dizilmiş durumda. Ancak roller değişebilir, birbirine dönüşebilir. Tüm bu resimlerin kristalleştiği an, 30’dan fazla karakterin bir araya geldiği “Anların Prensibi” adlı eserdir. Sanki bir gösteriye tanık oluyoruz; sarı yelekliler, madenciler, proleterler, iktidar figürleri; Petrol zengini Araplar Christine Lagarde, modacılar, bankacılar… Ortada bu iki grup arasında kalan monarşi karşıtları ve pandemi sürecinde kahramanca savaşan sağlık çalışanları var. Kimi zaman gürültülü, kimi zaman sessiz olan bu resimler, zamanımızın çok boyutlu, son derece kişisel ve yine de genel bir panoramasını sunuyor.

Murat Şahinler’in “Bilinçsizliğin Tablosu” adlı sergisini Ekim ayı sonuna kadar Pilot Galeri’de ziyaret edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu