Ressam Nihal Güres’in Karakol Macerası
Ünlü ressam Nihal Güres İstanbul Emniyet Müdürlüğüne nasıl düştü?
FLASH. .FLASH.. FLASH….
Tüm yaz tatilini yurt dışında work shoplarda, etkinliklerde geçiren Nihal Güres’e şok davet…
“Yazın son günlerinde annemle çay içiyoruz, börek yiyoruz. Telefon çalıyor. Açıyorum. Ben polis memuru filanca. Sizi Vatan caddesindeki Emniyet Müdürlüğüne davet ediyoruz.” diyor.
İki elimi belime koymuşum, kanepenin üstüne tırmanıyorum. Seni dolandırıcı, benden hesap numarası isteyeceksin, hesabına para yollayacağım, değil mi, diyorum. Polis devamlı mesaj atıyor, sakın böyle kendini polis olarak tanıtan kimselerle konuşmayın, demiyor mu, yalancı, ahlaksız , diye çığlık çığlığa bağırırken, beni zaptetmeye çalışıyorlar ve sakinleşeyim diye çayımı tazeliyorlar. Sinirlerim yatışsın diye, annem, teyzem, halam, üst üste konken partisinde yeniliyorlar, elime gizlice bakıp, gerekli kağıtları atıyorlar ki, hep kazanayım, hep kazanayım….
Şok. .şok. .şok. ..
Polis gene gelmiş. …
Acaba polis mi?
Şüphelerim devam ediyor, akşam eve döndüğümde kapıda bir not buluyorum, polis memuru filanca, şu numarayı arayınız. Yok yaa.. Bende o göz var mı?
Hıh, arayacakmışım. ..Bu dolandırıcılar da iyice azıttı, güvenliği geçip kapıya kadar gelmişler, beni kandıracaklar goya. .
DOĞRU GÜVENLİK KAPISINA…..
Sevimli köpeğim “Puci”mi” akşam promenadina çıkaracağım. Puci’me akşam kıyafetini giydiriyorum, bahçede dolaşmaya bayılıyor. Bütün çiçekleri kokluyor, bütün yeşilliklere ayrı ayrı kokusunu bırakıyor. Güvenlik kapısına kadar yürüyoruz, üzerinde telefon numarası olan notu gösteriyorum, güvenlik hemen, abla diyor, hemen ben bir telefon açıp konuyu öğreneyim, diyor.
Oradan da şu cevap geliyor: ‘sosyal medyada paylaşım yapmışsınız, hakkınızda soruşturma açılmış, emniyete gitmeniz gerekiyor.’
FLASH. .FLASH. .FLASH. ..
Ben gene inanmıyorum, hıh, dolandırıcılar, illa beni kandıracaklar…
Notu masanın üzerinde bırakmışım, aile Meclisi şüpheleniyor. Büyük hala ben yattıktan sonra telefonu açıyor.
DAVET GERÇEKMİŞ….
Sabah uyanıyorum ki, aile meclisi hepsi bir arada toplanmış. ‘Ne iş?’ diyorum, ‘Çarşamba günü Emniyet Müdürlüğüne gidiyoruz.’ diyorlar.
Aaaaaa…o da ne ..???
Teyzeler, halalar, kuzenler, yeğenler, amcalar, dayılar .. Hepsi gelmişler. Benim inanmadığım polis daveti meğer gerçekmiş. Karar verilmiş. Çarşamba 30 kişi olarak emniyete gidilecek, dolmalar yapılacak, börekler, kurabiyeler. . Bizimkilerin gizli silahları bunlar işte. O kurabiyeler ki yiyeni anında kendinden geçirecek kadar lezzetli, dolmalar hafıza kaybı yapacak kadar mutluluk hormonu salgılatıcı. Börekleri artık söylemeyeyim, inanılmaz aşırı güzellikte , ünü dünyaya yayılmış, muhteşem ötesi, harika…
EYVAH…İŞ BÜYÜYOR. ..
Baktım ki durum bayağı tehlikeli bir duruma ulaşmış, biz böyle hepimiz emniyete gidersek, hele o dolma ve böreklerle, bizi bir daha serbest bırakmazlar, devamlı yemek yapalım diye orada tutarlar. Bizimkiler her biri ayrı bir Şef. .
Ben bari bugünden çaktırmadan gideyim de, Çarşamba günü işi çıkmasın diye düşündüm. Spor çantamı alarak evden çıkıyorum. Hergün 14.00 / 17.00 saatleri arasında ben neredeyim?
Tabi ki spor salonundayım, bir saat yüzüyorum, 15 sauna, 15′ buhar banyosu, 15 ‘ masaj….hayatım bu benim.
VATAN CADDESİNE NASIL GİDİLİR ..?????
Ek bilgi olarak yazıyorum, Kabataş’tan tramvaya biniyorsun. Çapa’da in, yokuş aşağı koş, 5 ‘ sonra İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. .
Ana…… kapıları taaa dışardan çevirmişler, 10 tane barikat geçiyorsun, çantada bikiniler, özel masaj kremleri… Beni görünce bayağı da şaşırdılar doğrusu. Mali şubeye mi geldiniz ablacığım. Yeni bir Ayşegül Nadir vakası mı acaba..))))
POLİSLER BENİ SORGUYA ÇEKİYOR. …
Dosyaları dizmişler. Milyonlarca dosya. Twitter’da hakaret, facebookta dini aşağılayıcı ifade, halkın duygularını rencide edici söylem. Binlerce dosya. Sanırım buraya davet edilmeyecek hiç kimse yok, her ölümlü birgün soruşturmayı tadacaktır.
Adana Ceyhan’dan bir şahıs, herhalde hayranım, ki bütün sayfalarımı karıştırmış, İlber Ortaylı, Victor Hugo’dan paylaştığım bazı facebook yazılarını, dine hakaret olarak üstüne alınmış. Toplam 18 sayfa, 2 adet dosya, biri mukerrermiş. Hiç işi gücü yok mu savcılığın, dedim. Bu kadar dosya, bu kadar yazışma, bu kadar vakit kaybı. Şimdi sıcak jakuzide ayak parmaklarımı kırpıştıracakken, buyrun ..buradayım. .Cildim bozulursa, parlaklığını kaybederse ki bugün yüzemedigim için, benim de karşı dava açma hakkım oluyor mu acaba..?????
SANIĞIN İFADESİ KAYDEDİLİYOR, AVUKAT İSTEMEDİ!
Sn. Soruşturma makamı, ben tüm dil, din, ırk, cinsiyet biçimlerine saygı duyarım. Bu vesileyle BOSPHORUS Peace Kontess olarak, dünyaya barışın gelmesi için çalışmaktan başka bir düşüncem olamaz. Tüm canlıları sevdiğim gibi, kedileri, salyangozları, kirpileri, köpekleri de çok severim. Ayrıca ağaçlara da taparım. Ayrıca taptığım şeyler arasında özel aile tarifleri ile yapılmış, kekler, kurabiyeler ve pastalar da vardır. Bunun dışında özel egzotik meyveler ve kokteyllere de tapmaktan ve tapınmaktan kendimi alamıyorum.
Sanırım şimdiye kadar kaydedilen soruşturma kayıtları içinde en sanatsal, en kreatif olan dosya benimkidir.
Polis dosyanın bir nüshasını bana vererek, ‘sakın bunu facebookta yayınlama!’ dedi.
Herhalde yayınlayacak kadar salak değiliz.
Ama her bir nushanın üzerine sanat şaheserlerimden birini işleyerek dünyanın dört bir yanına yollamayı düşünmüyor değilim, Peace Art&Love projem dahilinde.
Şimdi savcı dosyayı okuyup dava açar mi bilemiyorum. Ama bizim aile büyükleri kurabiyeler, kekler ve böreklerle hazır bekliyorlar.
Flash. .Flash. ..Flash. ….
Büyük teyzem, din bu soğan kafalı beyinsizlere kaldıysa, ben Budist oluyorum, dedi, şimdi bavullarını topluyor, Hindistan’a taşınacakmış.
Al işte, bütün teyzeler, halalar Hindistan’a taşınıyor. Gitti bizim şahane kekler, börekler. ..
Adana Ceyhan’lı şahıs, benim facebook hesaplarımı takip edeceğine, kek, börek yapmayı öğren de belki bir işe yararsın.
Bu nasıl bir iş yaaa…Bunlar hep mağdur. .hep mağdur.
Kurabiye yapmayı bilmediğiniz sürece de hep mağdur kalacaksınız.
Nihal Güres