Şehzade Abdülmecid Efendi ve “Sarayda Beethoven” Tablosu – Büşra Yılmaz yazdı…
Şehzade Abdülmecid Efendi, 29 mayıs 1868 yılında dünyaya geldi. Sultan Abdülaziz ile Hayranıdil Kadın’ın oğludur. Bazı kaynaklarda babası Sultan Abdülaziz öldükten sonra Şehzade Abdülmecid Efendi’nin annesi ve ablası Nazime Sultan tarafından yetiştirildiği yazmaktadır.
Şehzade Abdülmecid Efendi’nin sanata ilgi duyan bir entelektüel olmasının altında, babası Sultan Abdülaziz’in kendinin bir heykelini yaptırması, kuvvetli bir resim yapma kabiliyetinin olması ve plastik sanatlara ilgi duyması Şehzade Abdülmecid Efendi’nin sanatın yoğun yaşandığı bir ortamda yetişmesi etkili olmuştur.
Şehzadegan Mektebinde her şehzade gibi yabancı dil eğitimi aldığı (Fransızca, Almanca, Farsça, Arapça) bunun yanı sıra da, resim ve piyano eğitimi de aldığı bilinmektedir.
Babası Sultan Abdülaziz’in ölümünden, II.Meşrutiyet’in ilanına kadar sarayda kapalı bir yaşam sürmüştür. 1908 yılında II.Meşrutiyet’in ilanından sonra Şehzade Abdülmecid Efendi siyaset, toplumsal olaylar ve sanat daha yoğun ilgilenmeye başlamıştır.
Dönemin İstanbullu, önemli ressam ve yazarları ile birlikte zaman geçirmeye başlamış ve dostluklar kurmuştur. Bu yazar ve ressam dostlarının arasında; Yahya Kemal, Recaizade Mahmud Ekrem, Tevfik Fikret, Abdülhak Hamit Tarhan, Şevket Dağ, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Sami Boyar, Feyhaman Duran, Avni Lifij, Fausto Zonaro ve Pierre Loti ile önemli dostluklar kurmuştur.
Şehzade Abdülmecid Efendi aynı zamanda Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin fahri başkanlığını yapmış ve cemiyetin devamlılığı için mali destekte bulunmuştur.
Abdülmecid Efendi manzara resimleri yapan ressamların yetiştiği dönem de figürlü kompozisyonlar üzerine çalışmıştır. Abdülmecid Efendi’nin, “Tarih Dersi/ Nasihat”, adlı çalışması Paris’te ki 1914 Salonu Sergilerinde kabul edilmiş ve sergilenmiştir. Bu sergiye Pierre Loti’nin desteği ile katılmıştır.
Abdülmecid Efendi aynı zamanda “Avluda Kadınlar”, adlı resmi ile çıplak kadın figürleri ve nü kullanması dönemin Türkiyesi’nde ilerici bir yaklaşımda bulunmuştur.
1918 yılında, Türk Ressamları tarafından Avrupa’da açılan ilk sergi olan Viyana Sergisine, “Otoportre”, “I. Sultan Selim”, “Sarayda Beethoven” ve “Sarayda Goethe” isimli tabloları ile katılmıştır. Abdülmecid Efendi, resimlerinde tarihsel konular, hayvanları konu alan betimlemeler, alegori gibi çeşitli konuları işlemiştir.
Abdülmecid Efendi’nin sanatsal üslubu değişkendir. 19.Yüzyılın sonlarından 1914 yılına kadar Akademik bir anlayışla çalışmasına rağmen bu tarihlerden sonra resimlerinde serbest fırça hareketleri ve izlenimci sanatçıların üsluplarına yakınlaştığı söylenebilir.
İzlenimci sanatçılara yakınlaştığı ne kadar doğru olsa da, Abdülmecid Efendi izlenimci bir sanatçı değildir.Resimlerinde ki konuları, üslubu ve resimlerinde kendine yer vermesi Abdülmecid Efendi’yi izlenimci sanatçılardan ayrılır. Resimlerinde, model olarak yakın çevresini çokça kullanmıştır.
Şehzade Abdülmecid Efendi, “Demokrat Prens”, “Hattat Halife” ve “Sanatkar-ı Necip” diye de anılmıştır. Son Osmanlı Halifesi Şehzade Abdülmecid Efendi resimle, müzikle, edebiyatla, binicilikle, güreşle, avcılıkla ilgilenmiş bir sanat tutkunudur.
Batı müziğine ilgi duyan Franz Liszt’in müzik derslerine katılır, çok iyi düzeyde piyano, viyolonsel, keman çalan, profesyonelce resim yapan, Abdülmecid Efendi 3 Mart 1924 yılında Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılması kanunu ile Şehzade Abdülmecid Efendi, 23 Ağustos 1944 yılında Paris Fransa’da hayatını kaybetmiştir.
Sarayda Beethoven Tablosu
Şehzade Abdülmecid Efendi’nin 1918 Viyana Sergisinde yer alan tablolarından biri olan “Sarayda Beethoven”, isimli tablosu, günümüzde İstanbul Resim ve Heykel Müzesinde bulunmaktadır. Resim 154×211 cm boyutlarında tuval üzerine yağlı boyadır. Resmin kesin yapılışı tarihi bilinmemektedir.
Bir grup resmidir. Resme, resim yüzeyine eğimli olarak yerleştirilmiş bir kanepe ve üzerinde kenarı hafifçe dışarıya doğru kıvrılmış astarı görünen bir tören paltosu ve yarısı gözüken bir tören kılıcı görülmektedir.
Yine aynı koltukta bacak bacak üzerine atmış, profilden gösterilmiş, oturur durumda ve karşısında keman çalan hanımı izleyen Abdülmecid Efendi görülür. Abdülmecid Efendi’nin önünde yere dizilmiş kitaplar ve en üstünde Beethoven yazan nota kitabı yer alır.
Abdülmecid Efendi’nin hemen yanında mermer bir kaide üzerinde bir Beethoven büstü bulunur. Abdülmecid Efendi’nin karşısında oturan, keman çalan kadının üzerindeki şık ve sade kıyafet dönemin modasını yansıtır şekildedir. Kadının karşısında iki tane ayaklı nota sehpası yer alır.
Nota sehpalarından biri kadına, diğeri ise resmin solunda yer alan profilden yapılmış viyolonsel çalan genç erkek figürüne çevrilidir. Barok üslupta bir sandalyede oturan genç erkek figürünün arkasında, sandalyeye yaslanmış, önde ki profilden yanındaki cepheden gösterilmiş beyaz elbiseli ayakta duran iki genç kız figürü yer alır.
Önde ki figür dikkatle müziği dinlerken, arkadaki figür kendini müziğe kaptırmış ve bir kolunu sandalyeye yaslanmış olarak resmedilmiştir. Resmin ortasında arka planda piyano çalan bir kadın resmedilmiştir. Resmin sol arka planında oturur duruşta cepheden bir kadın figürü yer alır ve bu kadın figür sanki seyirciye bakar gibidir. Figürler ikili ve üçlü gruplar halinde resme yerleştirilmiştir.
Resimde fotografik gerçekçi bir yaklaşım hakimdir. Resimde mekan tasvirinde, resmin solunda bordürlerle ayrılmış açık mavi dikdörtgen alanlara ayrılmış duvar üzerinde, bir manzara resmi ve yanında Rokoko üslubunda bir saat, ahşap zemin üzerinde bir halı, keman çalan kadının hemen arkasında Rokoko bir odunluk, onun yanında bir sehpa üzerinde üst üste konmuş kitaplar, piyanonun altına serilmiş bir başka halı, arka plandan ön plana doğru uzanan beyaza boyalı sütunlar, piyanonun hemen arkasında geniş, sivri yapraklı bir tropikal bitki yer almaktadır.
En son resmin arka planında cepheden koyu bir leke olarak gösterilmiş, beyaz kaidesinin üzerinde Sultan Abdülaziz’in bronz döküm atlı heykeli, duvarda yer alan perdeli iki pencere, yukarıdan aşağıya doğru sarkan bir perde ve viyolonsel çalan genç erkek figürünün arkasında tepesi resimli bir paravan ve resmin ön planında kaidesi üzerinde dökme bronzdan bir çiçeklik görülmektedir.
Resimde ki figürlerin sadece beş tanesinin kim olduğu bilinmektedir. Resimdeki kişiler Şehzade Abdülmecid Efendi’nin haremindeki kadınlardır. Sağ ön planda oturan Şehzade Abdülmecid Efendi, karşısında keman çalan kadın Şehsuvar Kadınefendidir.
Piyano çalan kadın, asıl adı Ofelya olan Hatça Kadındır. Viyolonsel çalan genç erkek figürü gerçekte Abdülmecid Efendi’nin kalfası Behruze kalfadır. Resmin solunda yer alan iki genç kızdan öndeki Abdülmecid Efendi’nin diğer eşi Mehisti Kadınefendidir.
Resmin yapıldığı mekanın Üsküdar Bağlarbaşı’nda yer alan Abdülmecid Efendi Köşkü’nün harem dairesidir. Bu resim Abdülmecid Efendi’nin ne kadar iyi bir ressam ve ne kadar entelektüel olduğunun belkide en önemli belgesidir.
Büşra Yılmaz
(https://www.tarihlisanat.com/sehzade-abdulmecid-efendi-beethoven/)
Kaynak;
19.Yüzyıldan 1960’a Kadar Türk Resim Sanatı Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey – OSMAN ERDEN
Ders Notlarım
Halife Abdülmecid ve Haremde Beethoven’ın Düşündürdükleri adlı makale