Tayland’da Kralın Ölümü, Yas Törenindeki Resim Performansım – Tuğrul Çalış yazdı…
Kralın ölümü yas törenindeki resim sergisinde ben de resim yaptım. 70 yıldır sürdürdüğü krallığı ile dünyanın en uzun başta kalan kralı unvanına sahip olan Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej, 13 Ekim’de ölmüş.
Türkiye‘nin biraz da yapay süratle değişen gündemlerinin enflasyonu içinde atlamıştım. Buraya gelince öğrendim. Bugün bizdeki 40‘ına benzeyen bir güne denk gelen bugün anma etkinlikleri oldu. Biraz da bizim sucuk ekmek misali bedava yiyecek içecek dağıtıldı. Tüm bunların yanında bir de ölen kralı konu eden bir resim yapma etkinliği varmış. 17.00‘de başlayacak etkinlik öncesi öğle sıcağında gidip biraz havayı koklamak istedim.
Fotoğraf çekmek filan. Standları dolaşırken bir çok sanatçının büyük şövalelerde resim yaptıklarını gördüm. Kiminin resmi bitmiş öyle resmini bekliyor. Birden aklıma sormak geldi. Ben de resim yapabilir miyim diye. Sanatçılardan birine sordum. O da beni başka bir sanatçıya yönlendirdi. Patchara adındaki bu sanatçı bir yetkiliye danışarak benim de katılabileceğimi söyledi. Şimdi zamanla yarış başladı. Aynı zamanda yanımda hiç siyah tişört olmadığı için günün anlamına uygun bir Tişört arayıp almam ve en önemlisi de tuval, boya,fırça, resim yağı ve palet bulmam gerekiyordu.
Hemen bir Tuk-Tuk (buradaki dolmuş)’a atlayıp sanat malzemeleri satan süpermarkete gelip malzemeleri bir çırpıda aldım. Marketten çıkınca yağmur başlamıştı. Bu ara Tişört almayı da başardım. Otele gelip üstümü değişmem gerekiyordu. Ancak bardaktan değil kovadan boşanırcasına bir yağmur yağıyor ve ayak bileğime kadar sular içinde zor koşturdum otele. Bir yandan da cebimdeki cüzdan ve telefonu sudan korumaya çalıştım. Otele vardığımda kelimenin tam anlamıyla ‘Sıçan gibi‘ ıslandım.
Ve otelde mahsur kaldım. Yağmurun dinmesini 45 dakikadan fazla sürdü. Bu ara duş alıp üstümü değiştirdim. Telefon şarjın vs kontrol ettim. Hemen çıkıp bir motosiklet taksi aradım. Motoruyla geçen bir kadına seslendim. ‘Sahile gitmiyorum ama sizi bir parça götürebilirim’ dedi. Onun bıraktığı noktada bir Tuk-Tuk daha ve az sonra resim standlarının olduğu yerde bende yerimi alarak cebimden bir Tayland kağıt parası alarak üzerindeki Kralı çizmeye başladım. Soyut tarzı resim yaptığım için epey zorlandım. Herhangi bir sanat, perspektif, gölge portre çizimi ile ilgili eğitimim de olmadığı için epey uğraştım. Bir yandan da deplasmanda hata yapmak hiç istemedim. Nerede ise dünyayı unutup resme konsantre olmaya çalışıyorum. Bu ara insanlar etrafına gelip kimi fotoğraf çekiyor. Kimi soru soruyor. Bir daha yağmur başlamasın mı? Hemen bir şemsiye bulup açtılar. Ama bu sefer de arkadan sırtıma iniyor yağmur. İkinci bir şemsiye derken sular tabloya ulaştı. Zaten yarım yamalak boyadığım resimde kimi yerlerdeki boyalar akmaya başladı. Ağlayan bir kadının rimellerinin aktığı gibi.
Bu sefer daha korunaklı başka bir standa geçmek zorunda kaldım. Ama insanlar hep yardımcı oluyorlar. Sağolsunlar. Tekrardan resmi toparlandım. Elimden geldiğince bitirdim. Bu anda soyut girdi devreye. Portreyi siyah gri beyaz çizmiş, boyamış başka renk kullanmamıştım. Almış olduğum diğer renkler girdi devreye. Kralın portresinden her yöne 360° rengarenk ışınlar saçılıyor. Ve tüm resmin etrafını çerçeveleyen siyah bir matem çizgisi. Resim bitti.
Bu esnada hava karardı. Resmi tören başladı. Herkesin elinde mumlar yanıyor. Ben sanatçı çadırında yer bulamamıştım. Uzak bir standta idim. Sanatçı çadırının sokağa bakan tarafında uygun bir yer bulup resmini oraya koydum. Hava karardığı için resmimin önüne 2 mum yaktım. (Sanatçı çadırının içi aydınlatmalı. Benim olduğum yer dış taraf ve karanlık) İşte o andan sonra benim için çok gülünç, ama Taylandlılar için çok olağan bir şey oldu. Bir anda birçok kişi benim mumların yanına mum yakarak sabitliyor, saygı işareti yaparak reverans yapıyorlar krallarına. Hani bizde bir ağaca biri çaput bağlar. Görenler de çaput bağlayıp dilek tutarlar ya. Ya da Arapça yazı görüp ne anlama geldiğini bilmeden Fatiha okurlar. Biraz onun gibi geldi bana. Çok eğlendim. Diğer sanatçılar ile toplu resimler çekildik. 5 Aralık‘ta hemen karşımızdaki Hilton otelinin de bulunduğu büyük Festival Alışveriş Merkezi‘nde resimler sergilenecek.
Tuğrul Çalış