Genel

“Tarımın yeniden keşfedildiği bir dönemdeyiz”

"İstanbul Perspektifleri" söyleşi serisinin 12’incisine Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Zafer Yenal konuk oldu.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörler ve İstanbul kentini farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenlerle izleyicileri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” söyleşi serisinin 12’incisine Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Zafer Yenal konuk oldu.
Yenal, “Şehrin Tadı: İstanbul’da Yemek ve Tarım” başlıklı konuşmasında “2000’lere kadar tarım şehirli insanın çok da ilgilenmediği bir dünyaydı” dedi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörler ve İstanbul kentini farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenlerle izleyicileri buluşturan “İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi”nin onikincisinde, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Zafer Yenal ağırlandı.

Söyleşilerin amacı, İstanbul’un kültürel dokusunun 1980’lerden bu yana nasıl şekillendiğini ve dönüştüğünü öznel hikayeler üzerinden anlamlandırabilmeyi mümkün kılacak bir tartışma platformu yaratmak. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörler ve İstanbul kentini farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenlerle izleyicileri buluşturan söyleşilerinde; kentin kültürel dokusunun dönüşümü, mimarlık, görsel sanatlar, sanat piyasası, festival kültürü, sahne sanatları, göç, yeme-içme kültürü, kentin sanatsal temsilleri, tüketim kültürü gibi boyutları içeren farklı perspektiflerden ele alınıyor.

“Şehrin Tadı: İstanbul’da Yemek ve Tarım” başlıklı Şubat ayı İstanbul Perspektifleri buluşmasının bu ayki konuğu Zafer Yenal konuşmasında özetle şu konulara değindi:

  • Herkes hep yemekten bahsediyor. Bir yandan yediklerimizle ilgili büyük kaygılarımız ve korkularımız var. Özellikle sağlıklı gıdaya nasıl ulaşacağımızla ilgili derin şüpheler var insanların kafasında. Diğer taraftan da yemek büyük bir arzu nesnesi. Yemek şehirdeki kültürel hayatın önemli bir parçası. Gittiğimiz restoranlardan, yediğimiz yemeklere, televizyondaki yemek programlarına, instagramdaki yemek fotoğraflarına kadar yemek her yerde…
  • İstanbul’un yeme içme kültürü, 1950’lerden sonra yaşanan sanayileşme, proleterleşme ve orta sınıflaşmayla birlikte değişmeye başladı. Bu dönemde gayri Müslimlerin İstanbul’dan göç etmek zorunda kalmalarıyla iç göç dalgası birleşince farklı bir restoran kültürü oluşmaya başladı.  
  • 1980’lerin sonunda yemek kültüründe önemli kopuşlar oluyor. 1989’da ABD’li bir hamburger zincirinin Türkiye’de mağaza açması zamanla yerel restoran zincirlerinin açılmasına yol açtı. Aynı dönemde Türkiye’de gıda sanayii de kabuk değiştirdi. Evlerde kullanılan mutfak ürünleri gibi, restoranlarda toplu tüketime yönelik ürünler de pazarda yerini almayan başladı. Ekmeğinden salçasına toplu tüketime yönelik ürünlerin üretimini yapan global üreticiler ortaya çıktı.
  • 80’ler piyasa ekonomisiyle, tüketimin modern halleriyle yeni yeni tanışıldığı dönemdi. 90’larda reklamlar, markalaşma, catering gibi yeni kavramlar ortaya çıktı. Bu yıllar aynı zamanda orta sınıfın yeni yeni para harcamaya heveslendiği ve dışarda yemek yemeyi öğrendiği yıllardı. Dışarda yemeğin daha sanatsal ve estetik bir pratiğe dönüşmesi esas 2000’li yıllarda oldu. Bunda yemek medyasının büyümesi önemli rol oynadı.
  • 2000’lerde restoran işletmeciliğine büyük sermaye sahipleri ilgi göstermeye başladı. Dijitalleşme, özellikle sosyal medya üzerinden yemeği de içine alarak büyüdü. Dijitalleşmenin en önemli etkilerinden biri yemek üzerine konuşulmasına imkan veren bir platform haline dönüşmesiydi.
  • İnsanlar 80’lerde 90’larda tarımla bugünkü kadar ilgilenmiyorlardı. Tarımın şehirli orta sınıflar tarafından yeniden keşfedildiği bir dönemdeyiz. 2000’lere kadar tarım şehirli insanın çok da ilgilenmediği bir dünyaydı. Ama 2000’lerden sonra ekolojik tarıma ilgi arttı. Tarım politikaları günümüzde yerel yönetimlerin alanına girmeye başladı.
  • 2010’lardan sonra sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte yeni bir değişim döneminin içine daha girdik. Yeni açılan restoranların iç tasarımları ve masa düzenleri sosyal medyadaki imajlar ve paylaşımlar düşünülerek oluşturulmaya başlandı.  

Söyleşinin moderatörlüğünü gerçekleştiren Asuman Suner, “İstanbul Perspektifleri” konuğu olarak 26 Mart’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Feride Çiçekoğlu’nu ağırlayacakları duyurusunu yaptı.

Prof. Dr. Zafer Yenal Hakkında

Prof. Dr. Zafer Yenal  2000 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak dersler vermekte ve araştırmalarını sürdürmektedir. Çalışma alanları arasında tarım ve kır sosyolojisi, yemek kültürü çalışmaları ve tarihsel sosyoloji bulunmaktadır. Çağlar Keyder’le birlikte yazdığı son kitabı Bildiğimiz Tarımın Sonu başlığıyla 2013’de İletişim Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Yenal, New Perspectives on Turkey ve Gastronomica: The Journal of Critical Food Studies dergilerinin Yazı Kurulu’nda yer almaktadır.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Hakkında

İstanbul Politikalar Merkez (İPM) demokratikleşmeden iklim değişikliğine, transatlantik ilişkilerden çatışma analizi ve çözümüne kadar, önemli siyasal ve sosyal konularda uzmanlığa sahip, çalışmalarını küresel düzeyde sürdüren bir politika araştırma kuruluşudur. İPM araştırma çalışmalarını üç ana başlık altında yürütmektedir:

İPM-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi

Demokratikleşme ve Kurumsal Reform

Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk

2001 yılından bu yana İPM, karar alıcılara, kanaat önderlerine ve paydaşlara uzmanlık alanına giren konularda tarafsız analiz ve yenilikçi politika önerilerinde bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu