Sıradan Olanın Farklılığı: Şermin Ciddi – Vecdi Uzun yazdı.
”Çizginin ön planda oluşu, yani her şeyin çizgi ile sınırlı olması minyatürün felsefesi”
“Renklerin saf ve parlak oluşu bana çocukluğumdaki özgürlüğü veriyor gibi. Geçmişten ve hocamdan aldığım öğretiler doğrultusunda ben de kendi yorumumla şehir minyatürlerine odaklanmış bulunuyorum. Geçmişte yaşadığım şimdi yaşamakta olduğum veya seyahat ettiğim yerleri resmediyorum. Şehirlerin bugünkü hallerini ve özellikle şehirleri görmek isteğim şekilde ve istediğim taraflarını ortaya çıkaracak şekilde resmediyorum. Çalışmalarımda hem düz, hemde kuş bakışı kullanmam bana konuya hakimiyeti sağlıyor. Aslında geçmişte minyatür resmi bir kitap sanatıdır. Ama onu kitapların sayfaları arasından çıkararak tuval üzerinde duvarlara taşımak ayrı bir mutluluk.”
-Şermin Ciddi
Şermin Ciddi’yi 2016 yılındaki Artankara Sanat Fuarı esnasında tanıdım. Fuarın ilk yılları katılımcı sayısı giderek artıyor. Niş Art Sanat Galerisi’nde bir önceki yılda olduğu gibi o yılda da büyük bir alandaki standlarıyla çok sayıda amatör düzeydeki ressamla katılması; o fuarın en dikkat çekici taraflarından biriydi. Bu galeride yaptığım inceleme sırasında özgün, yaratıcı ve değişik çalışmalarıyla geleneksel sanatlarımızdan minyatürü günümüze doğru hareketlendiren ve çalışmalarını tuval üzeri akrilik ve yağlı boya ile yapan bir ressam fark ettim. Kendisi ve çalışmaları hakkında detaylı bilgi sahibi olmak istediğim Şermin Ciddi o anda fuardaki standında yoktu. Not ve telefon numaramı bıraktım. Kısa süre sonra araması üzerine standına giderek kendisinden uzunca bilgiler aldım.
Bu görüşme esnasında gelenekselliğin güncele hareketini ve bu süreç içindeki düşüncelerini anlattı. Konuşma esnasında gelenekselin temeline sahip olmadan güncele gelinemeyeceğini özellikle vurgulamaktaydı. Karşımda naif görüntüsüne rağmen, iş yapmak istediklerini anlatmaya gelince kararlı ve hedefini bilen bir kişilik görüntüsü çizmekteydi. Bu görüşmeden sonra kendisini takip etmeye devam ettim ve zaman zaman sanat üzerine sohbetlerimiz oldu. Kendisiyle yaptığımız bir söyleşimiz de bir derginin sanat köşesinde yayınlandı. Şermin Ciddi benim için geleneksel sanatın kalıpları içinde kalmayan ve onu güncel bakış açısıyla sunmak istemesi özelliği ile önemli bir sanatçıdır. O geldiği ve gideceği yeri bilen ve çalışmalarını bir plan dahilinde aşama aşama gerçekleştiren nadir minyatür sanatçılarımızdandır. Bu özellikleri nedeniyle Şermin Ciddi; sıradan bir çok geleneksel sanatçıdan farklı olarak sanat yapmanın bilincinde olan bir sanatçıdır.
Amerika’da yaşayan minyatür sanatçısı kendisini aşağıdaki cümlelerle özetlemeye çalışmaktadır:
İstanbul, Türkiye’de doğdum. Erken çocukluğumdan beri doğadan, özellikle ağaçlardan, bulutlardan, denizlerden, okyanuslardan ve kuşlar da dahil olmak üzere tüm hayvanlardan ilham aldım ve büyülendim. Sözlü olarak ifade edemediklerim, genellikle önce onları çizerek, sonra da onları resmederek ifade buldu. Resim benim tüm dünyam. Çocukken edindiğim çok okuma alışkanlığı ve sonraları hem okumak hem araştırmak gerçekten hayal gücümü harekete geçirdi ve sayfalarda okuduğum her şeyi resmederek hayata geçirmem için beni teşvik etti. İstanbul Mimar Sinan Üniversitesine giriş sınavını kazanmama rağmen Türk Hava Yollarında uçucu hostes olarak çalıştığımdan, devam mecburiyeti dolayısıyla sadece misafir öğrenci statüsünde Dinçer Erimez atölyesine beş yıl devam ettim. Ayrıca Sabri Berkel ve Nurullah Berk çok saygı duyduğum danışmanlarımdı.
Daha sonra, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi Enstitüsünde Klasik-Geleneksel tezhip ve minyatür eğitimi alarak diplomamı aldım. Bir sanatçı olarak kariyerimdeki bu son gelişmeyi takiben, çalışmalarımın konusu evrim geçirmeye başladı. Minyatür resim, çocukluğumun birçok dünyasını ve derinlerde gömülü imgeleri hayata geçirmemi ve tuval üzerinde ifade etmemi sağlayan iki boyutlu ve düz ve kuşbakışı bir resim tarzıdır.
Sanatçı olarak her şeyden çok etkilenir ve ilham alırım. Özellikle bulutlar, kuşlar ve sular beni çok etkiler,,, zamansız, onları seyretmeye doyamam. Mevsimlerin, gün içindeki zamana ve bulutlara göre renk değiştirmelerini inanılmaz bulurum,,, doğanın gücüne, renklerine ulaşmak mümkün değil anca onların birbirleriyle uyumu bize yol gösterirler. Van Gogh’a hayranımdır “güneşe koşan ressam“dır benim için ve korkusuzca ve cesurca kullandığı katıksız renkleriyle gördüklerini bize bıraktığı resimleri ile ölümsüz kılan sanatçı …
Benim sanat hayatıma yön veren kişi hocam Nusret Çolpan olmuştur. Yaptığım çalışmaları teknik olarak çağdaş minyatür tarzında yorumlamaya çalışıyorum. Neden minyatür derseniz; bu sanırım benim kendimi en iyi ifade edebilme tarzım. Bu teknik bana en özgür bir çalışma ortamı veriyor. Çizginin ön planda oluşu yani her şeyin çizgi ile sınırlı olması minyatürün felsefesi. Renklerin saf ve parlak oluşu bana çocukluğumdaki özgürlüğü veriyor gibi. Geçmişten ve hocamdan aldığım öğretiler doğrultusunda ben de kendi yorumumla şehir minyatürlerine odaklanmış bulunuyorum. Geçmişte yaşadığım şimdi yaşamakta olduğum veya seyahat ettiğim yerleri resmediyorum. Şehirlerin bugünkü hallerini ve özellikle şehirleri görmek isteğim şekilde ve istediğim taraflarını ortaya çıkaracak şekilde resmediyorum. Çalışmalarımda hem düz hem de kuş bakışı kullanmam bana konuya hakimiyeti sağlıyor. Aslında geçmişte minyatür resmi bir kitap sanatıdır. Ama onu kitapların sayfaları arasından çıkararak tuval üzerinde duvarlara taşımak ayrı bir mutluluk.
Genelde seri yaparak çalışıyorum. Bu projeye başladığımda değişik boyda yapmayı tasarladığım boş beyaz tuvaller her zamanki gibi endişe verir. Her yeni resme başladığımda bu endişeyi duyarım. Bembeyaz tuval ve aklımdaki şehir veya yapacağım yer. Bu şehre veya bu yere nereden bakmalıyım? Nereden en güzel görünürler? Buralarda öne çıkan yapılar nelerdir? Böyle bir seri için bir sürü kitap okurum, araştırma yaparım, fotoğraf çekerim ve konuyu özümlerim. Notlar alır eskizler yaparım. Bu şehri yeri gördü isem ve orada anılarım varsa bu daha da zevkli kılar yapacağım resmi. Şehrin öne çıkan objeleri, binaları önemli yapıları, tarihi alt yapıları, hikâyeleri ile Günlerce konuşurum. Bu araştırmalar beni iyice konuya bağlar.
Bu beni izleyenler, takip edenler için geçen süreç zor ve uzun bir süreç gibi görünse de, ben büyük bir zevk ile zamansız bir evrende çalışıyorum. Sanat yolculuğunda boyalar ve tuval arasında kalmak, dış dünyadan etkilendiklerimi, iç dünyamda yaşayıp, tekrar onu tuvale yansıtmak, derin bir yalnızlık aslında ve sanatçının var olma gereği bu yalnızlık. Bu aşamalar doğrultusunda yaratır ve sonucu beni bekleyen sanatseverler ile paylaşırım ki bu anda duyduğum duyguları anlatmak için kelimeler yetmez sanırım. Kısaca çok sevdiğim bir işi yapıyorum ve bütün hayatım bu.
Sonuç olarak şimdi yaptıklarım gelecek zamana, nesillere ve bunları izleyecek olanlara taşınacak. Toplumların ruhlarının beslenmesi ve estetik ihtiyaçları için sanata ve sanatçıya gerek var düşüncesindeyim.
Amerika projesinin başlangıç ve kabul aşamasıyla kendisiyle uzun uzun görüştüğümüz Şermin Ciddi, Amerika’daki yeni sanat hayatında neyi, nasıl ve ne zaman yapacağının bilincinde ve her şeyi planlamış bir halde Amerika’ya varmıştı. Yapması gereken sadece çalışmaktı.
“2017 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde Alexandria (İskenderiye) şehri Torpedo Fabrikası Sanat Merkezi’ne seçilerek kalıcı üye olarak kabul edildim ve böylece bir hayalim gerçek oldu.
İstanbul’daki resim günlerimde kuş olarak genellikle martıları ve güvercinleri resmederdim. Alexandria’da Martıları resmetmeye devam edebilmenin yanı sıra, birçok başka yerel kuşla karşılaşma ayrıcalığına da sahip oldum ve bu sayede resimlerim ek konular, temalar ve renkler kazandı. Şekilleri, sesleri ve renkleri beni derinden etkiliyor ve çalışmalarım üzerinde derin bir etki yaratıyor. Torpedo Fabrikası’nda bir sanat stüdyom var ve burada sürekli olarak sanat üretmeye devam etmek için motive oluyorum. Fabrikanın koridorlarından geçen sanatseverlerle tanışmak, onlara çalışmalarımı şahsen ve resepsiyonlar aracılığıyla tanıtmak bana büyük bir mutluluk veriyor. Dışarıda geçirdiğim zamanlarda, İskenderiye çevresindeki doğa parkurlarında uzun yürüyüşler yapıyorum ve mümkün olduğunda ABD genelindeki birçok şehirlere, değişik eyaletlere, ve ulusal parklara seyahat ediyorum; hepsi de doğal yaşamla ve bu ülkenin harika açık havasıyla daha fazla etkileşim kurmak için; yeni benimsediğim evim. Doğa ruhumu temizliyor ve çalışmalarımı zenginleştiriyor. Ayrıca senede 2 veya 3 kez Avrupa’ya uçuyor ve müzelere, özellikle de harika korunmuş ortaçağ kasabalarına gidiyorum Benim gibi doğayla ve tarihle bu kadar iç içe geçmiş bir sanatçı için en büyük ihtiyaçlardan biri, insan olarak mümkün olduğunca çok çeşitliliğe ve sıklığa maruz kalmaktır. Bu, gözlerimle gördüklerimle hayal gücümde yüzenler arasındaki uçurumu kapatmama yardımcı oluyor ve umarım ikisinin doruk noktasını tuvalde kalıcı olarak koruyabilmemi sağlıyor.
“Ejderha ve Anka Savaşları “; BATTLES OF DRAGON AND PHOENIX
Amerika Birleşik Devletleri’nde üzerinde çalıştığım ilk kuş serisi, ejderha ve anka kuşunun şöhretli efsanesine dayanıyordu. 2018’de stüdyomda düzenlediğim bir resepsiyonda bu seriyi sanatseverlere ve meraklılara tanıttım. Bu halen ara ara yenileri ile devam eden seri, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma isteğimden ilham aldı ve motive etti. Kendi küllerinden yeniden doğan efsanevi anka kuşu, eserlerde iletilen temel mesajlardan biriydi. Ejderha ve anka kuşu efsanesi, dünyanın dört bir yanındaki birçok medeniyette neredeyse evrensel olarak tanınır ve burada önemli ilgi çekti ve hala çekmeye devam ediyor.
“Alexandria Haritası” ALEXANDRIA MAP;
Daha sonra, yaşamakta olduğum Alexandria (İskenderiye’nin) şehrinin mimari minyatür tasvirlerine (haritalar şeklinde görünen) odaklanmayı seçtim. Ve bir seri resim ürettim. Ve bu serimi buranın yerel gazeteleri “Alexandria Times” ve “Zebra Press” tarafından gazetede tanıtıldı ve röportaj verdim. Bunlardan ilki olan “Ay ışığında Alexandria” için buranın lokal gazetesi Zebra Press Sanat Editörü ve Sanat Eleştirmeni Kelly Mac Conomy şu yorumu yapmış:
“Sermin Ciddi’nin keskin çizim becerisi, yalnızca onun doğaüstü kromatik etkileşim uygulamasıyla rekabet edebilir. Çeşitli hikaye anlatımı karşılaştırmalarının renk kullanımında hayal edilemez ve olasılık dışı olan bir arada bulunur. Eski Kent İskenderiye’nin modern ana caddelerinin ay ışığında tasviri bile, Ay Işığında İskenderiye, gizemi ve büyüyü çağrıştırır. Ciddian mavisiyle yıkanmış izleyiciler, kapalı kapılar ardında ve ay ışığı gökyüzüyle aydınlatılmış lacivert suların altında nelerin yattığına dair ipuçları ararlar.””Ve ardından “Alexandria ‘da Sonbahar” ve Alexandria’da kış” ı resmettim. “Alexandria’da Sonbahar” Virginia Modern Sanatlar Müzesinde sergilendi ve ödüle layık görüldü. Bu resmim ayrıca “ Annmarie Sculpture& Art Center’da Jüri tarafından seçilerek sergilendi.
“Washington DC harita ve projesi”; “WASHİNGTON DC an anatomical miniature”
Harita Şehirler çerçevesinde oluşan 6 resimlik Washington DC serisi buranın prestijli bir kurumu olan Corcoran Kadınlar Komitesi (CWC) tarafından 2022 için Güzel Sanatlar ödülü ile ödüllendirildi. Bu prestijli ödül Washington DC minyatür tasvirimin tamamlanmasını ve Amerika başkentini sergilemeye odaklanan bir dizi minyatürden oluşacak devam tuvallerini desteklemeyi amaçlamaktaydı Washington D.C.’nin birçok tasviri bulunabilir ve satın alınabilir, ancak çok azı şehri bir Osmanlı haritacısının bakış açısından resmetmeye yaklaşmıştır Osmanlılar, seyahat ettikleri ve yönettikleri bölgelerin büyük tarihçileriydi. Ülkenin başkentinin bu tasvirinde, şehri bir Osmanlı gezgininin yapmış olabileceği şekilde çağdaş bir minyatür biçiminde kavramsallaştırmaya çalıştım.
Çağdaş bir minyatür sanatçısıyım; tıpkı bir Osmanlı tarihçisinin çevremizi tasvir etmeye çalışması gibi, şehir manzaraları, anıtlar ve doğa konularını ısrarla araştırıyorum ve anıların mirasını korumaya kararlıyım.
Minyatür resim stili, Türk kültürel köklerime sadık kalmamı sağlarken çağdaş teknikleri benimsememe yardımcı oluyor. Sanat eserlerim, kelimelerle izleyicilerime aktaramadığım şeylere ses veriyor: içimizde gelişen ve etrafımızda var olan mekanlar, umut ve zaman. Bazen, yalnızca perspektifler aracılığıyla sunulan bu mekanlara ulaşmak mümkün olmuyor. Ne olursa olsun; hedefim her zaman çalışmalarımı, bölünmelerimizi ve korkularımızı aşan kültürel köprüler kurma umuduyla, dünyanın dört bir yanındaki bireylerle ilişkilendirilebilir kılmak oldu. Çalışmalarım, zorlukların olduğu alanlarda umudu temsil ediyor.
Zaman zaman odaklandığım bir diğer seri ise devam eden bir seri olan ‘Umut’tur ve kuşlar, umudun her zaman var olmaya devam ettiği fikrini aktarmamda kalıcı bir özelliktir.
Zebra Press Sanat Editörü ve Sanat Eleştirmeni Kelly Mac Conomy “umut” serisi için şu yorumu yapmış:
“Sermin Ciddi, amansız büyülü ilham perisini kullanarak hayal gücüne dayalı vizyonunu çalıştırırken, umut, kaleidoskopik ufukların yeniden canlanmasıyla yeniden dirilir. Kompozisyonlarına girmek, hayal kurmaya bir davettir. Aydınlatıcı imgeleri aracılığıyla, teselli edilemeyenler huzur bulur. Ve o geçici geçiş anları için, sonunda sevinç.”
Pandemi dönemi boyunca, birçok kuşu, özellikle de tavus kuşlarını tasvir eden parçalara odaklanan ‘Rüyalar’ başlıklı yeni bir çalışma serisi üzerinde çalıştım. Bu seriyi oluşturan bireysel tuvaller, Konya ilinin yakınlarındaki modern Türkiye’nin Beyşehir Gölü’nde bulunan Kubad Abad sarayının duvarlarını kaplayan dokuzuncu yüzyıl çinilerinden ilham alıyor. Bu çinilerdeki ayrıntılara odaklanarak, umarım onları günümüze getiren, doğayı korumanın mutlak bir zorunluluk olduğu mesajını yüceltmeyi amaçlayan çalışmalar besteledim. Birçok kişi tarafından fark edilmese de, basitçe durum şu ki, biz onlara onların bize ihtiyaç duyduğundan daha fazla ihtiyaç duyuyoruz, ancak onlar hayatta kalmak için bize güveniyorlar.
-TAHITI- “Tahiti’de ruhumun akıntısını bulmak”;
Özellikle sanatçılar, duyularını takip ederek ve ruhlarının liderliğinde kendilerini cezbeden yerlere göç etme cesaretini göstermişlerdir) Okulda Gauguin’in hayatını öğrendikten sonra, adaya gitme isteğim görmek istediğim yerler listemin başındaydı. Ve Aralık 2022’de Noel’i bu cennet adası topluluğunda geçirdim. Bir sanatçı için en iyi ifade yolu resimleridir. Döndüğümde, iki resmimi nefes nefese tamamladım. Ama adaların etkisi bir ömür boyu sürer…
Bunu “A SINGLE MOMENT IN THE CIRCLE OF LIFE” -“Yaşam Çemberinde Tek Bir An” başlıklı bir seri takip ediyor. Zamanı, var olanların seleflerinin yerini aldığı, bitmeyen bir zincir olarak düşünebiliriz. Zamanı akan bir nehir olarak düşünürsek, o zaman tek bir an, elimizde tuttuğumuz küçük bir su miktarına benzetilebilir. Resimdeki spiral formlar, bu dünyadaki zamanımız boyunca karşılaştığımız tüm bölümleri ve evreleri temsil eder – gelişimimizin bir kutlaması. Aktarmaya çalıştığım en önemli husus, bize verilen bu zamanı iyi bir deneyim yapan şeye odaklanmak ve bu odaklanmayı sürdürmektir. Bu yaklaşım, zamanın ve hayatın sürekli çemberinde bireysel varoluşumuza anlam veren tek şeydir.
‘Breaking Free’ serisi- ZİNCİRLERİ KIRMAK;
Breaking free, insan ruhunun zorlukların üstesinden gelme ve kendi kaderini kucaklama yeteneğini kutlayan yeni bir resim serisidir. Dayanıklılığın, mücadeleci ruhun — hepsi hayatın sunduğu zincirlerden kurtulmanın peşindedir. Bu seri, şu anda genişlemeye devam edebilecek parçalara sahip olan, yalnızca turnalara odaklanan bir seridir. Yunan ve Roma mitleri, turnaların dansını genellikle bir neşe sevgisi ve bir yaşam kutlaması olarak tasvir etmiştir. Asya genelinde turna, umut, mutluluk ve sonsuz gençliğin sembolüdür. Ayrıca Turna, Tanrı’nın bir elçisi veya Tanrı ile birlik sembolü veya Işık Varlıkları olarak kabul edilir. Bilincin daha yüksek hallerine girmeyi temsil eder.
“Fly Away” series-UÇUP GİTMEK;
Sanırım bu serinin ilhamı Haziran 2023’te Portland Main’e yaptığım geziden geldi. İklimden, bulutlardan, kuşlardan, özellikle balıkçı teknelerinden çok etkilendim ve bunları size boyayarak aktarmayı amaçladım.
PUFFINS (yöre kuşu) ilk kez burada boyadım;
Bana neden kuşlar diye sorarsanız, tüm hayvanların bu hayat yolculuğunda rehberim ve yoldaşım olduğunu söyleyerek başlamama izin verin. Bununla birlikte, kuşlar özgürlüğün kalıcı bir sembolüdür. Onları resmetmem, hem kendi özgürlüğümü hem de dinamizmi deneyimlememi sağlıyor. Hayatları, sesleri, göçleri, şekilleri ve renkleri beni her zaman derinden etkiledi ve etkilemeye devam edecek.
“Işığı Keşfet” serisi; DISCOVER THE LIGHT
Kardinaller genellikle manevi haberciler olarak görülür ve sık sık yaptıkları ziyaretler iyi şansın bir işareti, sevilen birinden gelen bir mesaj olarak yorumlanabilir.. Bu seride kardinal kuşlarını kullandım.
“İster sevgiyi, ister sadakati sembolize etsinler, ister ruhlar aleminden gelen ruhsal haberciler olarak kabul edilsinler.”
Sürekli arayış içinde olan Şermin Ciddi en son dönem çalışmalarının ana konusu olan ”Hamam” hakkında aşağıda bilgi vermektedir:
“Halen çalıştığım “Hamam” serisi, BATHHOUSE; Avrupa’nın birçok yerinde günlük temizlik alışkanlığının olmadığı Orta Çağ gibi dönemler olmasına rağmen, MÖ 1. yüzyıla kadar uzanan hamam izlerine Antik Yunan’da rastlanmaktadır. Mimari açıdan bakıldığında, Roma dönemi hamamların tarz kazandığı bir dönemdir. Mezopotamya, Babil, Antik Mısır ve Hindistan’da yıkanmak için bazı yapılar inşa edilmiştir ancak hamam olarak tanımlanabilecek yapılar ilk olarak Roma döneminde ortaya çıkmıştır. Osmanlı Türkleri, birçoğu günümüze kadar varlığını sürdüren, kamusal kullanımlar için hamam inşa etme geleneğini benimsemiş ve sürdürmüştür. Benim dalım çağdaş minyatür. Eski ustalar da bugün yaşasaydı kuşkusuz farklı ürünler ortaya koyarlardı. Minyatür kendi üslubu ve kurallarıyla, renkleri, naifliği, detay ve düşündürücülüğü ile şüphesiz farklı ve girift bir yol. Hıristiyan Ortaçağ elyazmalarından, Mısır papirüslerine ve tabii Türk, İran, Mongol, Hint ve Çin kaynaklarına dek pek çok yerde izi var minyatürün. Her bir uygarlık özgün kişiliğini oluşturmuş. Bugünün sanatkârı da öyle olmalı. Eğitim sonunda, gerekli donanımı alırsınız. Ama “Minyatür öğretilmez” eğitim alsanız da ruhunuzda yaşatmıyorsanız eğer….
Anadolu’dan İstanbul’dan evrensele uzanan bir yol benim seçtiğim. Kıymetli sanatkar saygıdeğer hocamız Devrim Erbil Ankara Sanat Fuarında minyatürlerimi “Geleneğin, Anadolu Kültürlerinin insanın içinde duyduğu özünü yakalamak” diye tanımlamıştı.
Jeffrey W. Allison, (Direktör, Eyalet Çapında Programlar ve Sergiler, Virginia Güzel Sanatlar Müzesi) Şermin Ciddi hakkındaki görüşleri:
“Şermin Ciddi’nin resimlerini 2020 yılında Virginia Güzel Sanatlar Müzesi’nin (VMFA) düzenlediği Virginia eyaletine mensup sanatçıları destek amaçlı açtığımız burs programı başvurusunda tanıdım. Eyalet çapında başvuran yüzlerce kişinin arasından seçilen 40 kişinin arasında ve Alexandria bölgesini temsil eden tek kişi. Kendisinin Osmanlı ve Türk kültürüne özgü olan minyatür tekniklerine ne ölçüde vakıf olduğuna anında şahit oldum ve çok etkilendim. Bize başvuru esnasında sunmuş olduğu eserlerinde yerlisi olduğu İstanbul ve şu an ikamet ettiği kuzey Virginia eyaletine özgü muazzam manzara tasvirleri dikkat çekici ve zengin tarih anlatımını yansıtmakta. Mevzubahis eserlerinde Ciddi minyatür sanatına özgü ince detaylara titizlikle sadık kalırken, aynı zamanda kendi renk paletine özgü modern renkleri ve yerleşkeleri katarak güncelliğe yer vermektedir. Buna ek olarak resimlerindeki bulunan derinlik, bakan her kişiyi tabloların tüm köşelerini tek tek araştırmaya ve gözlemlemeye adeta çekiyor. Eyalet çapında VMFA’nın Programlar ve Sergiler Direktörü ve Paul Mellon Koleksiyonları Eğitmeni olarak Ciddi’nin eserlerini başkentimizin Richmond Uluslararası havalimanında sergilenmesini bizzat seçtim. Seyirciye açık kaldığı altı ay boyunca Şermin’in sekiz tablosu 80,000 kişi tarafından görüldü. Tablolar ve sanatçı hakkında muazzam pozitif geri bilidirim almaklar beraber bir çok kişi bizden kendisinin irtibat detaylarını istedi. Buna ek olarak havalimanı yöneticileri sergilenen resimleri çok beğenmekle beraber serginin uzatılmasını müzemizden talep ettiler.”
Şermin Ciddi anlatısını “Esporanto” ile tamamlamaktadır.
“Tüm sanatçılar gibi benim de nihai umudum, gelecek nesillerin, eserlerimi hatırlamak için seçtikleri sebepler ne olursa olsun, bakacakları ve değer verecekleri bir resim koleksiyonu bırakmaktır. Bu yüzden bu yoluma ‘Esperanto’ adını verdim. Bahsettiği dil biçimine çok benzer şekilde, buradaki niyetim, işlerimin çoğunda olduğu gibi, geride daha iyi bir geleceğin bırakılabileceği ve değer verileceği umudunu taşımaya devam ediyor.”
Şermin Ciddi, son dönemde yurt dışına açılabilen nadir geleneksel sanatçılarımızdandır. Onu bunca minyatür sanatçısı içinde farklı kılan cesaretidir. Şermin Ciddi’nin cesareti; bir tarih diliminde donuklaşmış ve nedense bir tabu gibi güncele çekilmeyen minyatür sanatını günümüze getirebilen nadir sanatçıların içinde olması, sanatını tüm dünyaya anlatabilmek için doğup büyüdüğü topraklardan ayrılıp, profesyonel sanatçı disipliniyle çalışmak için Amerika’ya yerleşmesi, araştırmacı ve yenilikçi kişiliği nedeniyle ortaya koyduklarıyla somutlaşmaktadır. Bunca minyatür sanatçısı arasında takılıp kalıp sıradan olmaya razı olmayan Şermin Ciddi farklılıklarıyla kendisi olmuştur ve bu farklılıklarının süreceği düşüncesindeyim.
Sevgili Şermin Ciddi, yolun ve bahtın açık olsun!
Vecdi Uzun
Web: serminciddi.com • Instagram: @serminciddi, www.serminciddi.com
Torpedo Factory Art Center Studio #32105 N Union St Alexandria, VA 22314 USA