Site icon Kitaptan Sanattan

Türkiye’de Büyümek!

Türkiye'de Büyümek!

Türkiye’de büyümenin neden farklı olduğunu bir de Özge Samancı’nın çizimleriyle görün!

Fotoğraftan kolaja, animasyondan karikatüre farklı dallarda yıllardır üreten ve ürettiklerini akademisyen kimliğiyle başkalarıyla paylaşan, öğrencilerine yol gösteren önemli bir sanatçı Özge Samancı. Kendisinin radarımıza bugün girmesinin sebebi ise Amerika’da Margaret Ferguson Books/Farrar Straus Giroux tarafından basılan kitabı: “Dare to Disappoint: Growing Up In Turkey“.

İngilizce hazırlanan ve henüz Türkçe’ye çevrilmeyen kitap T24’ten Işıl Öz’e konuşan sanatçının ağzından şöyle anlatılıyor:

Türk eğitim sistemi içinde nasıl pelteye dönüştüğümüzün hikayesi… Aileyi, öğretmenleri, eşi dostu memnun edelim derken, yıllar süren anadolu lisesi, fen lisesi, üniversite sınavı milli mütarekelerinde, ders okul aile üçgeninde, kim olduğumuzu ve ne istediğimizi nasıl unuttuğumuzun hikayesi. Ve nasıl olup da hatırlayabileceğimizin hikayesi…

Önce Matematik okuyan, ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon bölümünde yüksek lisans ile öğrenimine devam ederek görsel sanatlar etrafında hatları belirginleşen bir yol çizmiş kendine sanatçı Özge Samancı. Bu sıralarda Leman, Milliyet Sanat‘ta çizgilerine yer verilen sanatçı 2000’li yılların başından beri de deneyimlerini öğrencileriyle paylaşan, araştırmalarına devam eden bir akademisyen. Şu anda kendisi Northwestern Üniversitesi‘nde öğretim görevlisi.

Pek çoğumuzun bildiği “Ordinary Things“in de arkasındaki isim olan Özge Samancı:
Boğaziçi Üniversitesi’nde Matematik okuyordum. Matematik öğretmenliği filan da değil. Saf matematik. Matematikçi olamayacağımı biliyordum. Ne üniversite sınavına yeniden girmeye mecalim vardı ne de bölümü bitirmeye. Bitirsem ne olacaktı? Gri bir ofiste bir kübün içine kapatılacak hiç umrumda olmayan bir sigorta şirketinin para kazanması için kendimi heba etmem gerekecekti. Bitirmesem ne olacaktı? Doğru düzgün yaptığım bir iş yoktu. Türkiye’de bir kadın olarak belediyede otobüs şoförü olarak işe giremeyeceğime göre okulu bitirmekten başka çarem yoktu.” (T24)

Gelelim tekrar kitaba. 20. yüzyıl Türkiye’sinin bol darbeli, çok çalkantılı siyaseti ve ekonomisiyle bir sağa bir sola savrulan eğitim politikaları ve aslında Türkiye’yi Türkiye yapan her şeyi çizmiş Özge Samancı gördüğümüz kadarıyla. Orta sınıf Türkiyeli bir ailenin çocuğu olarak algıladığı ve yüzleştiği iyisiyle kötüsüyle pek çok detayı başarıyla çizerken hikayesini de yazıdaki örnek karelerde göreceğiniz üzere keyifli, kısa metinlerle anlatmış.

Umarım yıllarca kafamda sırt çantası gibi taşıdığım bu kitap aynı yollardan geçenlere sinyal çakar, benden artık bir şey olmaz diyenlere de umut ışığı yakar.” diyen Özge Samancı’nın kitabının bir an önce Türkçe’ye çevrilmesini arzularken taze çıkan İngilizce versiyonuna şuradan hemen ulaşabileceğinizin altını çizelim.

görseller: pastemagazine

(www.nolm.us)

Exit mobile version