Almanya’dan Yepyeni Filmler Türkiye’de ilk kez, çevrimiçi yayında!
İstanbul Modern Sinema ve Goethe-Institut Istanbul işbirliğiyle düzenlenen Almanya’dan Yepyeni Filmler seçkisi, sinemaseverleri günümüz Alman sinemasının öne çıkan yapımlarıyla buluşturuyor. Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla yapılacak gösterimler 26 Kasım – 6 Aralık 2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak izleyicileri bekliyor
İstanbul Modern Sinema’nın Goethe-Institut Istanbul işbirliğiyle ve Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla düzenlediği Almanya’dan Yepyeni Filmler seçkisi bu yıl 12. yaşını kutluyor. Tümü Türkiye’de ilk kez gösterilecek ve çevrimiçi gerçekleşecek yedi filmden oluşan programın başlığı “Kayıp Masallar”. Seçki, fantastik hikâyelerden şehir efsanelerine uzanıyor. Bazı filmler masal gibi bir ton taşırken, bazıları gerçek olaylardan yola çıkarak tarihi veya gerçekleri sorguluyor.
Programda Johannes Naber’in yönettiği, Alman hükümeti ile istihbarat teşkilatının Irak savaşındaki rolünü gerçek hikâyeden uyarlayan kara komedi tarzındaki ajan filmi Kod Adı Curveball yer alıyor.
Çağdaş Alman tiyatrosunun da önemli isimlerinden olan sinema yönetmeni Christoph Schlingensief’in 40 yıllık sanat kariyerini arşiv görüntüleriyle aktaran belgesel Sessizliği Yırtan Çığlık program kapsamında izleyiciyle buluşuyor. Schlingensief’in 1986 yapımı, Tilda Swinton, Udo Kier gibi oyuncuların doğaçlama yaptığı, kıyamet sonrası bir adada geçen ve dramatik fotoğraflarıyla dikkat çeken filmi Egomani de seçkide yer alan bir diğer yapım.
Eğlenceli aile filmi Cleo
Geçen yıl Berlinale’de Generation Kplus bölümünün açılışını yapan, Erik Schmitt’in ilk uzun metrajı Cleo, eğlenceli bir aile filmi olarak programda yer alıyor. Filmle aynı adı taşıyan Cleo’nun fantastik macerasını anlatan yapım, izleyiciyi Berlin şehrinin 800 yıllık tarihinde renkli bir yolculuğa çıkarıyor.
PROGRAM
KOD ADI CURVEBALL, 2020
5-6 Aralık 2020
Yönetmen: Johannes Naber
Oyuncular: Sebastian Blomberg, Dar Salim, Virginia Kull
Alman gizli servisi BND’nin pek iyi bir üne sahip olduğu söylenemez. Ama günün birinde bunun tersini kanıtlamak için bir fırsat çıkıverir ortaya. Sığınmacıların kaldığı bir yurdun sakinlerinden biri Saddam Hüseyin’in gizli silahlarını kendi gözleriyle gördüğünü iddia etmektedir. İşte şimdi tüm dünyaya BND’nin ne kadar müthiş bir teşkilat olduğunu kanıtlamanın zamanı gelmiştir. Ama ne yazık ki iddiaların gerçek olmadığı kısa zamanda ortaya çıkar. Hızla her şeyin üstünü örtmeye girişirler, ama bu arada dünya tarihini değiştirecek gelişmeler olmuştur: 11 Eylül saldırıları yaşanmıştır ve Amerikalılar bir haydut devlet arayışına girişirler. Ve akıllarına BND’nin şu Iraklı bilgi kaynağını arayıp bulmak gelir… Johannes Naber Kod Adı Curveball‘da durum komedisi unsurlarını da kullanarak güç ve iktidar uğruna gerçeklerin nasıl göz ardı edilebildiğini anlatıyor.
VURGUN, 2019
30 Kasım -2 Aralık 2020
Yönetmen: Sven O. Hill
Oyuncular: Daniel Michel, Tomasz Robak, Paula Kalenberg
Filmin merkezinde bir genç adam var. Gayet güzel bir hayat sürüyor aslında; bankacı, geceleri rock müziği yapıyor. Bir ailesi, bir çocuğu var. Fakat günün birinde aklına bir fikir düşüyor: Neden bir banka soymasın ki? Silah ve şiddet kullanarak değil, sadece güvenlik zafiyetlerinden faydalanarak yapsa bunu. Bu düşüncesini hayata geçiriyor, başarılı da oluyor ve çaldığı milyonlarla birlikte Avustralya’ya kapağı atıyor. Ama bundan sonrası istediği gibi yürümüyor. Kız arkadaşını çağırıyor yanına, çocuklarını da alıp gelmesini söylüyor. Bu soygunu onlar için, paranın keyfini birlikte sürebilmek için yapmıştır;ama aldığı cevap hayır oluyor. Sven O. Hill, belgesel ve animasyon unsurlarını da işin içine katarak inanılması güç bir hikâye anlatıyor Vurgun‘da.
CLEO, 2019
26-28 Kasım 2020
Yönetmen: Erik Schmitt
Oyuncular: Marleen Lohse, Jeremy Mockridge, Max Mauff
Filme adını veren kızıl saçlı Cleo, Berlin’i ve şehrin durmadan değişik yönlere doğru gelişen tarihini çok seviyor. Ama annesi ve babasını kaybettiğinden beri kendini dünyadan soyutlamış bir şekilde sürdürüyor yaşamını. Macera düşkünü Paul yetişiyor Cleo’nun imdadına; birlikte zamanı geriye doğru işletebilen müthiş saatin peşine düşüyorlar. Bu arayışları sırasında karşılarına tarihin içinden türlü çeşitli meşhur insan çıkıyor: Sinema oyuncusu Marlene Dietrich, bilim insanı Max Planck, 1920’li yıllarda Berlin’i kasıp kavuran soyguncu Sass kardeşler. Ama en önemlisi, Cleo’nun kendi kendisiyle yaşadığı karşılaşma oluyor. Erik Schmitt tuhaf efektler ve dijital hileler de kullanarak insanı şaşırtan ve içine çeken, çocuklarınızla birlikte izleyebileceğiniz eğlenceli bir masal anlatıyor.
TAİPEİ MUCİZESİ, 2019
28-30 Kasım 2020
Yönetmen: John David Seidler
1981 yılında Alman Futbol Federasyonu yöneticilerinin önüne resmi bir yazı gelir: Tayvan bir dünya kadın futbol şampiyonası düzenlemektedir ve Almanya’nın da katılımı beklenmektedir. Ama Almanya’nın bir kadın milli takımı yoktur, kurulmasına hiç gerek duyulmamıştır. Bunu itiraf etmek ve kendilerini utandırmak istemezler. SSG 09 Bergisch Gladbach kadın futbol takımı milli takım yerine geçsin işte diye düşünürler. Bergisch Gladbach’ı kimse bilmese de, şehrin kadın futbol takımı ülkenin en iyisidir çünkü. Takım kalkar gider Tayvan’a sahiden, masrafları da kendileri karşılarlar. Ve inanılmaz bir şey olur: hiçbir maçı kaybetmeden dünya şampiyonu olurlar. İşte şimdi Futbol Federasyonu’nun bir kadın milli takımı kurmaktan başka çaresi kalmamıştır.Taipei Mucizesi erkeklerin cehaleti ve kadınların vizyonuna göndermeler içeren eğlenceli bir belgesel.
SESSİZLİĞİ YIRTAN ÇIĞLIK, 2020
2-4 Aralık 2020
Yönetmen: Bettina Böhler
Christoph Schlingensief, Alman kültür/sanat dünyasının en büyük provokatörüydü. Örneğin Berlin Duvarı’nın yıkılışını bir korku filmi olarak sahneleyen filmi Alman Elektrikli Testere Katliamı veya 6 milyon işsizle Wolfgang Gölü’ne yüzmeye, daha doğrusu dönemin başbakanı Helmut Kohl’ün yazlık evini basmaya gittiği projesi bu unvanı doğrular nitelikte. Eğer Schlingensief hâlâ hayatta olsaydı bu yıl 60 yaşına girecekti ama 2010’da akciğer kanseri nedeniyle hayata veda etti.
Schlingensief’in pek çok filmini kurgulayan Bettina Böhler, bu nevi şahsına münhasır sanatçı üzerine bir belgesele imza attı. Sessizliği Yırtan Çığlık arşiv malzemeleri yardımıyla Schlingensief’in farklı alanlardaki tüm işlerini, karakterini, huzursuzluğunu, kendisini bir davaya nasıl sınırsızca adayabildiğini ve ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrendikten sonra dahi kaybetmediği yaşama sevincini gösteren büyük bir sanat eseri. Bu belgesele yine aynı seçkide yer alan, Schlingensief’in erken dönem filmlerinden Egomanya da eşlik etmekte.
EGOMANİ, 1986
2-4 Aralık 2020
Yönetmen: Christoph Schlingensief
Oyuncular: Udo Kier, Tilda Swinton, Uwe Fellensiek
“Eğer bir düşünce içini kemiriyorsa kurtul ondan…” Bu alıntıya Egomani‘de şu sözler ekleniyor: “…ya da acı çek.” Alman sinema ve sanat dünyasının çok genç yaşta hayata veda eden yaramaz çocuğu Christoph Schlingensief bu filmi çektiğinde henüz 26 yaşındaydı. Ona tekinsiz Udo Kier ve uhrevi güzelliğiyle Tilda Swinton eşlik etmekteydi. Egomani; aşk, kıskançlık, hırs ve cinayet gibi büyük meseleleri ele alan bir dramadır. Olaylar kış mevsiminde, Kuzey Denizi’ndeki bir adacıkta geçer. Filmin ilk gösteriminde dağıtılan basın bültenindeki konu özetiyse sayısız gönderme içerir: “Dr. Faust buzlar içinde… ya da… medeniyetin çöküşü üzerine, Nibelungen Destanı’nın izinden giden bir Alman hikâyesi.”
Egomani, yine bu seçkide yer alan ve kültür/sanat dünyasının asla yorulmayan anarşisti Schlingensief’i hayranlık uyandıran orijinal materyallerle ele alan Sessizliği Yırtan Çığlık isimli belgesele eşlik ediyor.
NEŞELİ AĞIT, 2018
4-6 Aralık 2020
Yönetmen: Alexander Kluge
Oyuncular:Helge Schneider, Heiner Müller, Galina Antoschewskaja, Peter Berling
90 yaşına yaklaşan Alexander Kluge, benzersiz deneysel filmleriyle, uzun yıllardır dünya sinemasında simgesel bir figür. İlk gösterimi 75. Venedik Film Festivali’nin Venedik Günleri bölümünde gerçekleşen makale filmi Neşeli Ağıt’ta ise devrimsel bir buluşa değiniyor; elektrik ışığına… O olmasa sinema da olmazdı! Fakat Neşeli Ağıt’ta izleyeceklerimiz bununla sınırlı değil; sirk, meşhur Blue Moon şarkısı veya Manila’nın kuzeyindeki sokak çeteleri arasındaki kavgalar da filmde önemli bir yer tutuyor, serbestçe ama tutarlı şekilde birbirlerine bağlanıyorlar. Zaten Kluge’nin alametifarikası da bu diyebiliriz. Manila bu film için ayrıca önemli, çünkü Kluge bu sefer yanına Filipinli yönetmen Khavn De La Cruz’u da almış. Hatta Khavn’ın 2016 yapımı filmi Alipato: The Very Brief Life of an Ember’dan kimi bölümleri kendi filmine yedirmiş. “Dijital devrimin Che’si” olarak da tanımlanan Khavn, eserlerinde yoksulluk, umutsuzluk ve vahşiliğin travmatik ittifakını ele alır. Bu tema auteur sinemasının büyük ustası Kluge’nin felsefi düşüncelerine etkileyici bir şekilde eşlik ediyor.