Beş Farklı Ülkenin Sanatçıları Bu Sergide: ‘Bağlar, Gölgeler Ve İzler’
UPSD’nin düzenlediği ve küratörlüğünü Melik İskender’in yaptığı “Bağlar, Gölgeler ve İzler” sergisi, 14-24 Mayıs 2025 tarihleri arasında UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği) Galerisinde sanatseverlerle buluşuyor.
Birbirleriyle ya hiç karşılaşmamış veya karşılaşsa bile hiçbir sosyal bağ kurmamış 5 farklı ülkenin sanatçıları, bağımsız olarak ürettikleri eserleriyle 14 Mayıs 2025 tarihinde UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği) Sanat Galerisi’nde bir araya geliyor.
Türk, İngiliz, Suriyeli, İranlı ve Lihtenştaynlı olmak üzere farklı ülkelerin sanatçılarından oluşan “Bağlar, Gölgeler ve İzler” sergisinde Belgin Akın, Serkan Böncü, Heather Brown, Gülhan, Alireza Mojabi, Nihal Tiryakioğlu, Farah Trabisi, Nesli Türk, Şehnaz Yalçın ve Martin Wholwend olmak üzere 10 sanatçı eserleriyle yer alıyor.
UPSD’nin düzenlediği ve küratörlüğünü Melik İskender’in yaptığı “Bağlar, Gölgeler ve İzler” sergisi, 14-24 Mayıs 2025 tarihleri arasında UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği) Galerisi’nde Pazar ve Pazartesi günleri dışında 12:00 – 18:00 saatleri arasında izleyicilerin ziyaretine açık olacak.
Açılış:
14 Mayıs Çarşamba
Saat: 18.30
UPSD Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği
Maçka Demokrasi Parkı Sanatçı İşlikleri Şişli Evlendirme Dairesi yanı
Şişli /İstanbul
“Bağlar, Gölgeler ve İzler”
Yaşam boyunca var olma mücadelesi veren canlılar, birçok bağ kurar veya var olan bağları koparır. Bireyin doğumla birlikte kopardığı ilk fiziksel bağ göbek bağıdır. Ancak bu bağ insanın toplumla olan karmaşık ilişkilerini etkileyerek bireyin kendisiyle, ailesiyle ve etkileşim halinde olduğu bölgesel, aynı zamanda evrensel çevreyle olan ilişkilerini yansıtan güçlü bir metafor olarak değerlendirilebilir. İronik bir şekilde ele alındığında ise, bu bağın insan yaşamındaki derin etkileri ve karmaşıklıkları daha da belirginleşir.
Gabriel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” adlı romanında, Buendia ailesinin nesiller boyu süren hikayesi, ailenin bahtı ve birbirine bağlı bireylerin olaylarının zinciriyle etkilenirken aile bağlarının insan yaşamını nasıl şekillendirdiğini gösterir. Yaşamla olan bağı, gelişimi, güven duygusu, bağımsızlık deneyimleri, kontrol eylemi, cinsiyet kimliğini keşfetme, sosyal rolleri deneyimleme, sosyal becerilerini oluşturma ve sosyal ilişkiler kurma becerilerini geliştirerek ilerlerken, anne ile olan bağ Freud’a göre bireyin tüm yaşamını etkileyen temel unsurdur. Modern insanın kimlik arayışı, James Joyce’un “Ulysses”adlı romanında, Leopold Bloom’un Dublin sokaklarında geçirdiği bir günü anlatarak bireyin kendisiyle ve çevresiyle olan bağlantılarını sorgulayarak geçmişle olan bağları ve bu bağların ironik gölgelerini temsil eder. Franz Kafka’nın “Dönüşüm” adlı eserinde, Yalnızca fiziksel bir bağ değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal bağlantıların kopması söz konusudur.
