Genel
Unutulmayacaklar – 26 Ekim

Behzat Hâki Butak

Behzat Hâki Butak , 16.10.1891 tarihinde Bursa’da doğdu. Babası gazeteci Halil Hâki bey II.Abdülhamit tarafından Bursa’ya sürülmüş bulunuyordu. Butak’ın tiyatro ile ilk karşılaşması Mihaliç’e gelen “Gavril Tiyatro ve Cambaz Kumpanyası”nı seyretmesiyle olmuştur. 1906 da babasının ölümü üzerine İstanbul’a gelen Butak, Mercan İdadisine girdi. Daha sonra ticaret mektebine oradan da Sanayi-i Nefise’ye geçti. Butak , aynı zamanda ressam Muzazzez beyden resim dersleri alıyordu. Ressam Muazzez ortaoyunu’nun başarılı sanatçılarından biriydi. Butak’ın ilk sahneye çıkışı, ressam Muazzez beyin oğlunun sünnetinde oynanan ortaoyunun da oynadığı Kavuklu Arkası rolüdür. Bu oyunda İbnürrefik Ahmet Nuri Bey “Pişekar” Muazzez Bey “Kavuklu”yu oynamıştır. 1908 yılında Meşrutiyetin ilanı ile Butak, Muazzez bey’in başında bulunduğu “Sahne-i Heves” trubunun oynadığı “Beyimin Tiyatro Merakı” komedisiyle de halkın karşısında sahneye ilk adımını atmıştır. Kısa bir süre sonra dağılan “Sahne-i Heves” trupu’nun ardından Butak , okumakta olduğu Sanayi-i Nefise mektebinde bir kaç arkadaşıyla birlikte “Sanayi-i Nefise Tiyatro Heyeti”ni kurdu. Şehzadebaşı’nda Letafet Apartımanı karşısında “Osmanağa” tiyatrosunda Viktor Hugo’dan çevrilen “Ancelo Mari Piyer” piyesini oynadılar. Seyirci bulamayan grup dağılmak zorunda kaldı. Hariciye Nezareti Behzat’ın da içinde bulunduğu dört kişilik bir talebe grubunu, İtalya’ya elektrik mühendisliği tahsili için gönderdi. Ancak gittikleri fabrika grevde olduğundan eğitim göremediler. Butak’ta iki aylık süre zarfında Roma ve Napoli’de tiyatroları gezdi bilgi ve görgüsünü arttırdı. İstanbul’a dönen Butak, “Mürebbii Hissiyat” grubuna girdi.Kısa sürede bu grupta dağılınca Behzat kendini “Darüttemsili Osmani” grubunda buldu. Burada Fazıl Reşit ve Aktör Hüseyin Kâni bey’in yazmış olduğu “Ramses” piyesinde “Kahin” rolünü oynadı. Bu grupta maddi olarak ayakta kalamayınca “Şark Dram Kumpanyası”na girdi. 1912 de Balkan Harbi ilan edildi. Behzat harbe gönüllü gitti. Döndüğünde bir çok grupta çalıştı ama hiç biri uzun soluklu olmadı. Nihayet 1914 de Darülbedayi’nin kurulmasıyla Behzat ,Darülbedayi’nin açtığı sınava girdi. Sınavı kazana Behzat 9 altın lira maaşla Darülbedayi kadrosuna alındıysa da o sırada patlak veren I.Dünya Savaşı’na Behzat yine gönüllü gitti. Çanakkale’de kolundan yaralandı. Bağlı bulunduğu Alayla Bitlis’e kadar gitti. 1918’de İstanbul’a dönen Behzat, Darülbedayi’e yeniden girerek “Füruzan” piyesinde oynamaya başladı.1920 de Raşit Rıza ve İbnürrefik Ahmet Bey’in kurdukları “Yeni Sahne”ye geçti, Raşit Rıza’nın kurduğu “Türk Tiyatrosu”nda çalıştı.1923 yılında tekrar Darülbedayi’e döndü.İzmir ve Karadeniz turnelerine katıldı. Bir süre Ertuğrul Muhsin, Raşit Rıza ile beraber çalıştı.1928 de Darülbedayi’e döndü ve ölene kadar burada sahneye çıktı. 300’yakın piyes ve bir çok sinema filminde oynayan Butak’ın “Resimli Türk Paraları” isminde Nümizmatik bir kitabıda bulunmaktadır. Türk Tiyatrosunun “BABA”sı olarak kabul edilen Behzat Butak 1963 yılında aramızdan ayrılmıştır. (http://tiyatromuzesi.org)
Ali Canip Yöntem

Ali Canib, Üsküdar’da dünyaya geldi. Babası Evkaf Nezareti memurlarından Halil Saib Bey’dır. Annesi Hafize Nuriye Hanım, Anapa müftüsü İslâm Efendi’nin kızıdır.
Ali Canib, ilk öğrenimine Üsküdar Gülfem Hatun Mektebi’nde başlar; sonra Toptaşı Askerî Rüşdiyesi’ne devam eder. Rüşdiye’yi bitirince de, Selâmsızdaki Fransız okulunda iki yıl okur. Babasının Selânik’e sürülmesi sebebiyle oradaki Mülkiye İdâdîsi’ne giren Ali canib, son sınıf öğrencisi iken imtihan ile Hukuk’a öğrenci alınacağını işitip istanbul’a döner. İmtihanı kazanıp Hukuk Mektebi’ne devama başlarsa da, birinci sınıf sonunda babasının bulunduğu Selânik’e gitmek zorunda kalır. Burada, yeni açılan Hukuk Mektebi’ne devama başlar. Bir taraftan da İttihad ü Terakki, Ziraat ve Romanya mekteblerinde dersler verir. 1910’da Maarif Nezareti’nin açtığı, sultanîler (liseler) için edebiyat öğretmenliği imtihanını kazanır. Ancak, kendisine teklif edilen Trabzon veya İzmir sultanilerinde edebiyat öğretmenliğini, Selânik’den ayrılamayacağı gerekçesi ile kabul etmez.
Balkan Harbi’nin başlaması, Hukuk Mektebi bitirme imtihanlarının bir kısmına girmesine imkân vermez. Ali Canip İstanbul’a döner ve bir süre geçimini yazarlıkla temine çalışır. Bilahare, daha önce kazandığı imtihandan yararlanarak, Çanakkale Sultanisi Edebiyat felsefe öğretmenliğine gider 1913’te İstanbul’da Gelenbevî sultanîsine nakledilir. 1914’te Darulmuallımîn-i Aliye edebiyat öğretmenliğine terfi eder. 1917-1918’de Darülfünunda teşekkül eden lise kitaplarını hazırlamakla görevli komisyona üye seçilir. 1920 yazında, Millî Hükümete iltihak ederek önce Trabzon Sultanîsi müdürlüğüne tayin edilen Ali Canib, sonra, sırasıyla Giresun Millî Eğitim Müdürlüğü ve bakanlık müfettişliğine getirilir. 1923’de kendi arzusuyla öğretmenliğe dönüp, Kabataş Lisesi’nde ve Erkek Öğretmen Okulu’nda edebiyat okutur. Kütüphaneleri tasnif maksadıyla kurulan komisyonun başkanlığını yapan Ali Canib, Edebiyat Fakültesi’nde Yahya Kemâl’den boşalan dersi bir yıl kadar vekâleten okutur. Tarih encümeni üyesi olur. 1927’de tekrar Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliğine geçer. Yedi yıl bu görevde kalır. Aynı yıl edebî türler ve Batı’daki edebî cereyanlar hakkında kısa bilgiler veren Epope ve Edebî Nevilerle Mesleklere Dair Malûmat adlı bir eser çıkarır. 1931’de Tanzimat sonrası Türk edebiyatına ait olmak üzere Türk Edebiyatı Antolojisi adlı bir başka eser yayınlar. 1934’de Ordu milletvekili olarak T.B.M.M.’ne girer ve aynı yıl Türk Dil Kurumu merkez üyeliğine seçilir. 1943’te İstanbul Edebiyat Fakültesi Edebiyatı Bölümü’ne öğretim görevlisi tayin edilir. 1950 Mayıs’ında Çanakkale milletvekili olur.1954’de milletvekilliğinden ayrılır. 26 Ekim 1967’de İstanbul’da ölür. (www.turkedebiyati.org)
Nail Güreli

1932 doğumlu gazeteci ve yazardır. Gazeteciliğe, 1952 yılında Hizmet gazetesinde muhabir olarak başladı. Son Posta, Son Telgraf, Tan, Akşam, Vatan, İkdam, Hürriyet Haber Ajansı, Hürriyet, Güneş ve Milliyet gazetelerinde çalıştı. Şu an Günlük Evrensel gazetesinde yazmaktadır. 1959 yılında, yılın gazetecisi seçildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin çeşitli kademelerinde çalıştı ve 18 Mart 1994’ten 3 Nisan 2001 tarihine kadar başkanlığını yaptı. Mine Güreli ile evli ve bir çocuk babasıdır. Basın Şeref Kartı sahibidir.
Haber: Nasuh Bektaş