BlogKÖŞE YAZILARIŞeref Umut Ersop

İstanbul’un Unutkan Hafızası: Depremlerle Yoğrulan Bir Miras

Şeref Umut Ersop yazdı...

İstanbul’un Unutkan Hafızası: Depremlerle Yoğrulan Bir Miras – Şeref Umut Ersop yazdı…

“Tarih, yalnızca geçmişin aynası değil; geleceğin pusulasıdır.”

Özet:

İstanbul, sadece fetihlerle değil, depremlerle de yeniden yazılmış bir şehirdir. Bizans’tan Osmanlı’ya, her büyük sarsıntı hem taşları hem toplumu yerinden oynatmıştır.
Bu yazıda, İstanbul’un deprem tarihine ışık tutarken, unuttuklarımızı hatırlatmak istiyorum.

Bizans Dönemi ve 557 Depremi: Ayasofya’nın Çöküşü

M.S. 14 Aralık 557 İstanbul Depremi (aynı zamanda “Milattan sonra 557 Depremi” olarak da bilinir), Bizans İmparatorluğu döneminde İstanbul’da (o zamanki adıyla Konstantinopolis) gerçekleşmiş büyük bir depremdir. Büyüklük olarak modern ölçüm sistemleri yoktur ancak şiddetli olduğu ve büyük yıkıma yol açtığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Şehrin surlarında, kiliselerde ve diğer yapılarda ciddi hasar meydana gelmiştir. Ayasofya’nın kubbesi bu depremde hasar görmüştür. Ayasofya’nın tam olarak yıkılması 558 yılındaki artçı şokla olmuştur. Depremin ardından kıtlık ve veba gibi felaketler de yaşanmıştır. Bu da toplumsal sıkıntıyı artırmıştır. Deprem, Tanrı’nın bir cezası olarak yorumlanmış ve halk arasında büyük korku yaratmıştır. O dönem Bizans’ın başkentinde yaşayan Prokopios,“History of the Wars” adlı eserinde bu depremin çok büyük yıkım yarattığını ve halkın aylarca panik içinde yaşadığını aktarmıştır.

Kaynak:

  • Prokopios, History of the Wars, çev. H.B. Dewing, Loeb Classical Library, Harvard University Press, 1914

1509 Osmanlı’nın “Küçük Kıyamet”i

Osmanlı döneminin en yıkıcı depremlerinden biri, 10 Eylül 1509 gecesi meydana gelmiştir. Bu deprem “Küçük Kıyamet” (Kıyamet – Suğra) olarak anılmaktadır. Bu deprem 8.0 büyüklüğünde olmuş ve tahmini 45 saniye sürmüştür. Deprem 1070 ev,109 cami olmak üzere toplam 13.000’den fazla yapıyı tahrip etmiştir. 5 binden fazla insan ölmüştür. Ayrıca artçılar 45 gün kadar yani iki aya yakın sürmüştür. Dönemin Padişahı II. Bayezid artçılar nedeni ile Sarayı terk ederek çadırda 10 gün kadar kalmış daha sonra Edirne Sarayı’na geçmiştir.15 gün sonra yine  Edirne’de deprem olmuş ve Tunca nehri taşmıştır. Camiler, Surlar ve Han’lar büyük zarar görmüştür.

Kaynak:

  •  Uzunçarşılı, İ.H., Osmanlı Tarihi, Cilt 2, TTK Yayınları, 1983.

1766 Depremi: Marmara Fayının Sesi

22 Mayıs 1766’da gece yarısı meydana gelmiştir. Marmara Denizi’nde meydana gelen ikinci büyük depremdir.1766 Depreminde en çok etkilenen bölgeler Tekirdağ ve Gelibolu olmuştur. Uzmanlarca 22 Mayıs 1766 depremi Prens Adaları Segmentindeki kırılmayla ilişkilendirilmiştir. Depremin anlık büyüklüğünün (Mw ) 7,4 ile 7,6 arasında değiştiği tahmin edilmektedir. Yaşanan deprem İstanbul’un birçok yapısını yerle bir etmiştir. Özellikle Fatih Camii’nin kubbesinin yıkılması, dönemin en önemli mimari kayıplarındandır. Marmara Denizi çevresinde meydana gelen bu deprem, gelecekte olacak daha büyük kırılmaların habercisi olarak yorumlanmıştır.

Kaynak:

  • Kandilli Rasathanesi Arşivi, 1766 Deprem Kayıtları
  • C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Osmanlı Belgeleri Dairesi Başkanlığı

1894 Depremi: Telgrafla Duyurulan Felaket

10 Temmuz 1894’teki deprem, saat 12.24 ‘de Yalova Çınarcık merkezli 7.0 büyüklüğünde olmuştur. İstanbul’un batılılaşma döneminde yaşadığı ilk büyük afet olarak kayda geçmiştir. Bu sarsıntı telgrafla Avrupa’ya bildirilmiştir. Bu deprem sonrası Marmara sahillerinde deniz önce 200 metre çekilmiş ve tsunaminin geldiği, kıyıdaki kayık ve teknelerin parçalandığı belirtilmiştir. Ayrıca Kapalıçarşı’da bazı duvarlar ve bir kubbe çökmüştür. Bitpazarı, Çadırcılar, Yağlıkçılar, Yeniçeriler Çarşısı, Bodrum ve Kellekesen hanları yıkılmıştır. Uzunçarşı, Tahtakale, kutucular, kantarcılar harabeye dönmüştür. Gedikpaşa, Kadırga, Kumkapı, Yenikapı, Langa ve Samatya’da yüzlerce ev yıkılmıştır. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan ve Kariye Camii’lerinin minareleri yıkılarak, Nuruosmaniye’nin girişi çökmüştür. Adalar’da yoğun hasar oluşmuş, Heybeliada’daki Rum Ortodoks Ruhban Okulu dahil birçok bina hasar görmüştür.

Kaynak:

  •  “İstanbul’da”. Atlas Tarih34. Haziran–Temmuz 2015. s. 32.

1999 Marmara Depremi ve Unutulamayan Uyarı

17 Ağustos 1999’da saat 03:02’de meydana gelen Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğündeki deprem, resmi rakamlarla 17.000’den fazla can aldı. İstanbul’da bu büyük sarsıntıdan etkilenmiştir. Bu olay, şehirde deprem bilincinin artmasına neden olmuştur, uzmanlar o günden bugüne hâlâ kentsel dönüşümün yeterli olmadığına dikkat çekmektedir.

Kaynak:

  • Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Raporu, 1999

Sonuç:

“Depremler Kadar Unutmak da Yıkıcı Olmaktadır.”

İstanbul, tarih boyunca depremlerle defalarca yıkıldı ama hep yeniden ayağa kalktı. Ne var ki en büyük tehlike, yıkım değil unutkanlık olabilir. Depremler doğaldır, ama ihmal tarihi hatadır. Ve tarih hataları affetmez.

Şeref Umut ERSOP
Tarihçi

 KAYNAKÇA

  • Prokopios, History of the Wars, Harvard University Press
  • Uzunçarşılı, İ.H., Osmanlı Tarihi, TTK
  • Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü
  • C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Arşivleri
  • İstanbul’da”. Atlas Tarih34. Haziran–Temmuz 2015. s. 32

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu