Barış MengütayKÖŞE YAZILARI

Çıkış Arayanlara Bir Mecra Önerisi 2 – Barış Mengütay yazdı…

Sanat eserinin meta olarak değerlendirilmediği, dolayısıyla alınıp satılmadığı, ancak bu yolla özgün ve özgür olabileceği doğrultusunda bir yazı yazmıştım.(https://www.kitaptansanattan.com/kose-yazilari/cikis-arayanlara-bir-mecra-onerisi/) Bunun nasıl gerçekleşebileceği, sanatçının eserini satmadan nasıl ekonomik döngüsünü sağlayabileceği doğrultusunda onlarca soruyla karşılaştık. Elbette tümü sistem sorunudur ve sistem sürdüğü müddetçe tam anlamıyla çözülemez. Ancak sanatın sınırlı da olsa nefes alabileceği hava delikleri açmak imkânsız değildir. Aşağıdaki bölümde madde madde yazdım önerilerimi.

Şu an ütopik görülebilir. Ancak dün ütopik görülen birçok şeyin şu an gerçek olduğunu düşünerek okumanızı diliyorum. Ayrıca bu yaklaşımlar er ya da geç dünyanın bir yerlerinde hayata geçirilecektir. Hattâ sistemle sorunlu sanatçılar hayata geçiremezse, boşluğu mutlaka sistem kendine yontacak şekilde dolduracaktır. Tıpkı “bağımsız sanat alanı” kavramı ortaya çıktıktan sonra, yeterince istekli davranmayan sanatçılar yerine bu boşluğu sistemin doldurması ve kendini “bağımsız sanat alanı” olarak tanımlayan birçok oluşumu fonlayarak tümüne yakınını sistem içine çekmesi gibi.

Şimdilik ütopik gibi görünse de, birileri tarafından içi boşaltılmış halini her an görebileceğimiz bir işleyiş. İnsanlık tarihi boyunca edinilen kültürel ve sanatsal birikimin mirasçısı ve sürdürücüsü olduğumuz gerçeğinden hareketle;

1- Bu yaklaşımla kurulacak bir insanlık kültürü müzesi ya da merkezi ya da akademisi teşkil edilmeli. 

2- Bu kurumsallaşma, belli bir yetkinlik düzeyindeki bir kurul oluşturarak, manifestosunu onaylayan sanatçıların katılım başvurularını değerlendirmeli

3- Kabul edilen sanatçılar, üretimlerini bu müzede muhafaza etmeli. Herhangi bir şekilde satılmaları, ödünç verilmeleri vs. söz konusu olmamalı.

4- Müzeye kabul edilen eserlerin hukuki ve niteliksel özelliklerinin belirtildiği kurum lisanları oluşturulmalı. Eserler bu biçimde lisanslanmalı. 

5- Müzedeki tüm eserlerin en iyi biçimde edisyonlarının üretilip, numaralandırılarak baskı maliyetinin üzerine kuruma katkı payı eklenip satılmalı. 

6- Sürekli ve dönem dönem seçkiler oluşturularak yapılan sergiler düzenlenmeli ve bu sergileri izleyenlerin bağış yapabilmesi için araçlar oluşturulmalı (Sokak müzisyenleri gibi) Böylelikle gördüğü işlerden heyecan duyanlara, işi almak dışında bir katkı olanağı sağlanmış olmalı. 

7- Aynı yaklaşımla kurulmuş farklı ülkelerdeki müzeler, birbirleriyle değişim sergileri yapmalı. Bu sergiler için müzedeki orijinal eserler karşılıklı olarak ülkelere götürülüp orada sergiye sunulmalı ve sanatçıların oralarda atölye, söyleşi, kolektif çalışma gibi etkinliklere katılmaları sağlanmalı. 

8- Bu sırada yine bağış mekanizması özendirilerek ve edisyon satışı sağlanarak ekonomik döngü güçlendirilmeli. 

9- Elde edilen gelir, kurumun masraflarına harcandıktan sonra geriye kalan meblağ, katılımcı sanatçılar arasında pay edilmeli.

10- Başta söylenmesi gerekirdi ama; Bu çalışmalar başlamadan önce yeterince uzun bir süre, bu -kolektif ve sanat eserini metalaşmaktan kurtaran- çaba için bilinçlendirme amaçlı toplantılar, sunumlar yapılmalı, akademik yayınlar ve mümkün olabilen her kanal kullanılarak duyarlı bir sanat izleyicisi kitle oluşturulmalı. Bu kitlenin yaptığı bağışlar ve satın aldığı edisyonlar için onore edici birer belge veya sertifika sunulmalı. 

Daha detaylandırılıp gözden geçirilebilir.

Barış Mengütay

Çıkış Arayanlara Bir Mecra Önerisi - Barış Mengütay yazdı... 2

Başa dön tuşu