SÖYLEŞİ

Uğur Hakan Hacıoğlu: ‘Müziğin Bir İhtilale İhtiyacı Var’

Müzik Yazarı Uğur Hakan Hacıoğlu ile yakın zamanda yer aldığı “Eskişehir Yerel Tarih Araştırmaları – Ertuğrul Sarı Armağanı” kitabındaki makalesi nedeniyle söyleşi gerçekleştirdik.

Oğuz Kemal Özkan / KitaptanSanattan.com

  • Müzik yazmaya nasıl karar verdiniz? Ve müzik yazmaya ilk nasıl, nerede başladınız?

Müzik ile duygusal bağımın yanında merak bağlamında da bağımın oluşması 2016’da Tekirdağ’da gerçekleşti. Üniversite yıllarıma denk gelen bu süreçte müziği nitelikli olarak dinlemeye, araştırmaya, müzikal kültürün geçmişine, toplulukların tarihine ilgi duymaya başladım.

Süreç bana gösterdi ki müzik sadece müzik değildir. Siyasal, kültürel, folklorik anlamda birçok iz taşıdığı gibi toplumsal olarak bizlere çeşitli mesajlar verir. Yeter ki analiz edelim, irdeleyelim…

  • Müzik araştırmacılığı ve yazarlığı dışında mesleğinizin öğretmenlik olduğunu biliyoruz. İki farklı dalı dengede tutmak zor mu yoksa birbirini besliyor mu?

Evet… Bir yandan da tarih öğretmeni olarak özel bir kurumda çalışıyorum. Ayrıca yüksek lisans eğitimim de devam ediyor. Hem öğretmen hem öğrenci… Ki insanın hayat içinde öğretici pozisyonunda da öğretmen pozisyonunda da diri kalması taraftarıyım. Bu süreçte insan merakını ve keşfetme dürtüsünü tetikte tutması gerekiyor.

Mesleki olarak baktığımızda profesyonel olarak iki iş kolu da birbirinden bağımsız. Fakat doğru bir dengenin sağlanması durumunda birbirlerini beslediklerini düşünüyorum. Müzik yazarlığının yanında öğretmen olduğum bilinen bir gerçek. Bunun yanında öğrencilerim de müzik yazarlığımı biliyor ve ilgilerini çekiyor. Doğru denge kurulduğunda birbirinden bağımsız olsa da her iki iş kolunun birbirini desteklediğini düşünüyorum.

Uğur Hakan Hacıoğlu: 'Müziğin Bir İhtilale İhtiyacı Var'

”Mesut Aytunca hayatta olsaydı…”

  • Söyleşiler de yapıyorsunuz? Bir dileğiniz gerçek olacak olsa bunu kiminle söyleşi yapmak için kullanırdınız?

Evet, sıklıkla müzisyenlerle söyleşi yapmaya çalışıyorum. Sesini duyurmaya çalışan, kendini ifade etmek isteyen, uzun yıllardır sessizliğini koruyan… Birbirinden farklı hikayeleri olsa da her müzisyenin ülkemizde ortak sorunları var. Bu sorunları dile getirmelerine, kendilerini ifade edebilmelerine yardımcı olabiliyorsam ne mutlu bana.

Bir dilek hakkım olsa yaşamını yitirmiş isimlerle söyleşi yapmak isterdim. Mesut Aytunca hayatta olsaydı onunla söyleşi yapabilmek gerçekten harika olurdu.

  • Geçmişe yönelik müzik araştırmalarınızdan yola çıkarak; geçmişteki müzikleri daha çok beğeniyor olabilir misiniz?

Daha çok ilgi duyduğum doğrudur. Tarih bölümü mezunu olmam ve bu alanda akademik kariyerimi devam ettirme çabamı da eklersek eğitim aldığım alan ile müziği bir araya getirince geçmişe dair araştırma yapmanın hazzı bu tercihi etkilediğini düşünüyorum. Güncel üretimleri de düzenli olarak takip etsem de geçmiş üretimler üzerine araştırma yapmayı, dönem gazete-dergilerini incelemeyi yeni ve dile getirilmemiş meseleleri dile getirmeyi çok seviyorum. Müzik büyük bir alan, yeter ki kendinizi o alana teslim edin. Size keşfedecek birçok konu başlığı çıkartıyor.

Uğur Hakan Hacıoğlu: 'Müziğin Bir İhtilale İhtiyacı Var'

”Müziğin bir ihtilale ihtiyacı var”

  • Günümüz dönemi müzik sektörü için ne düşünüyorsunuz?

18. Yüzyılda Sanayi Devrimi sonrası dünyada seri üretim, fabrika ve işçi kavramları gündeme gelmiş ve bu durum devamında Fransız İhtilali’ne uzanan bir süreci meydana getirmişti. Müzik, yeni yüzyılda bir devrim yaşadı. Teknolojik imkanların giderek artması üretimleri de hızlandırdı. Hız çağının içinde çabuk tüketilen, hızla yenilenen bir müzik oluştu. Bunun yanında küresel anlamda müzik platformları madde-maddiyat hassasiyeti doğrultusunda dinleyiciye çeşitli işleri şart koymaya başladılar. Bu bir eşiği meydana getirdi. O eşiğin içindekiler kendi müziğini, üretimlerini dinleyici ile hızlı ve sık buluşturabilirken o eşiği geçemeyen müzisyenler ise sürekli zorluklarla mücadele etmek durumunda kaldı. Reklam, iletişim, sermaye ve bağlantılar üretimlerin önüne geçmeye başladı. Üstelik müzik listelerinde de bu durum hakim. Bana göre müziğin bir ihtilale ihtiyacı var. Bu ihtilalin yakın zamanda gerçekleşeceğini düşünüyorum.

  • “Eskişehir Yerel Tarih Araştırmaları – Ertuğrul Sarı Armağanı” kitabında makaleniz de yer aldı. Nasıl bağlantı kuruldu? Önce bunu anlatıp sonra da bize kitabın içeriğinden bahsedebilir misiniz?

Kitabın editörü Çağhan Sarı’nın daveti sonrası bu üretim sürecine dahil oldum. “Geçmişten Günümüze Türkü Kavramının Modernleşmesi: Türkülerle Türkiye Projesi Eskişehir Örneği” makalesini bu kitap için hazırladım. 12 farklı üreticinin 12 farklı makalesi kitapta yer aldı. Temel olarak Eskişehir özelinde çalıştık. Eskişehir Yerel Tarihi üzerine akademik çalışma gerçekleştirecek insanlara katkı sağlamak temel hedefimiz oldu.

  • Gelecekte ne gibi hedefleriniz var?

Geleceğe dair en büyük hedefim müzikal tarih özelinde araştırmalarımı daha da derinleştirip bu alanda daha da etkin hale gelmek. Görsel-işitsel medyaya çalışmalarımı taşıma düşüncem var. Ne zaman gerçekleştireceğimi henüz netleştirmesem de bu konu gündemimde. Onun dışında yazılarımla ve yeni çalışmalarımla sürekliliği korumayı hedefliyorum. Yeter ki müzikal üretimlere destek olalım, müzisyenler üretimlerine devam etsin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu