İnsan Beynini Geliştiren 10 Roman

Bilim dünyası insan beynini farklı bir biçimde etkileyen 10 romanı belirledi.
Edebiyatın ‘iyileştirici’ niteliğinden yola çıkan bir grup bilim insanı, nitelikli romanların insan beynini geliştirip keskinleştirdiğini, sosyal bağları güçlendirerek kişiliği değiştirdiğini ve ilişki kurmayı kolaylaştırdığını belirledi.
Toronto Üniversitesi öğretim üyesi psikiyatr Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren tarafından Scientific American’da yazılan makaleye göre, roman kahramanlarıyla özdeşleşmek, hem hayal dünyasını zenginleştiriyor, hem de sosyal bağları güçlendiriyor.
Nitelikli bir roman, bu etkileriyle insan beynini de keskinleştiriyor ve insan davranışlarına ilişkin bilgiler veriyor. İki bilim insanı, insan beynini en fazla geliştiren on romanı da tespit etmişler. Listede Tolstoy’un Anna Karenina veya Virginia Woolf’un Bayan Dalloway’ın yanı sıra Muhsin Hamid’in 2007 yılında yazdığı ‘The Reluctant Fundamentalist / Gönülsüz Köktendinci’ isimli romanı da yer alıyor.
Listede yer alan romanlar şöyle:
Johann von Goethe / Genç Werther’in Acıları (1787)
Son derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther’in, düşsel dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşan Genç Werther’in Acıları, edebiyatta akılcılığın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır.
Jane Austen / Aşk ve Gurur (1813)
Sıradan insanların günlük yaşamlarını işleyerek romana ilk kez belirgin bir modern nitelik kazandıran Austen’ın en sevilen romanlarından biri.
Nathaniel Hawthorne / Kırmızı Leke 1850
“Hangi zindan insanın kendi yüreğinden daha karanlıktır ve hangi gardiyan insanın kendisinden daha acımasızdır?”
Gustave Flaubert / Madam Bovary (1856)
Madame Bovary çok sağlam bir biçimde tasarlanmış bir psikolojik romandır.
George Eliot / Middlemarch (1870)
İngiliz edebiyatının en önemli klasiklerinden biri.
Lev Tolstoy / Anna Karenina (1877)
Aşık bir kadının önünde tüm engeller çaresizdir.
Virginia Woolf / Bayan Dalloway (1925)
“Yaşamı ve ölümü vermek istiyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düzenini eleştirmek istiyorum, işler halinde, en yoğun biçiminde.”
Toni Morrison / Sevilen (1987)
Kölelik cehennemine içeriden bir gözle bakan Sevilen, çocuklarıyla birlikte kölelikten kaçan bir kadının özgürlük savaşını anlatıyor.
Muhsin Hamid / Gönülsüz Köktendinci (2007)
‘Bize ait olan bir şey artık bizde olmuyor ve bize ait olmayan bir şey de artık içimizde oluyor.’
J.M. Coetzee / Utanç (1999)
‘Belli bir yaştan sonra insan ders alamayacak kadar yaşlı oluyor.’