KÖŞE YAZILARI

Kültür Ve İnsan – Şükrü Alkan yazdı…

Kültür kavramının Almanca ve İngilizcede ki en karmaşık kavramlardan biri olduğunu söylemek abartı olmaz. Onun zıt anlamlısı olan bizde doğa olarak tanımlanan “Natur” en karmaşık ve en komplikasyonlu hali ile adeta bir övgüye tabii tutulur. Doğa ve doğal olan olgu, bazı durumlarda o kadar benzeşmeli anlamları içerir ki bu terimler bizler tarafından çok kullanıldığı için ödüllendirilirler. Bir bakıma kültürü doğanın bir türevi veya doğayı kültürün bir türevi olarak kabul etmek mantıklı görünse de, kültür hakikaten doğadan türemiş bir kavramdır.

Kültür doğayı işlemek ve işlevsel üretime geçişin araçlarını üretmek olduğuna göre her nesne doğal olarak değil olması gereken işlemlerin sürecinden geçerek somut bilincin bir imgesi olarak karşımıza çıkar.

Kültür doğadan elde edilen verilerin ışığında yeni ihtiyaçların belirlenmesi ve üretilmesi sürecidir. Kültür o halde bir iş ve emek içinde yer alan işlem ve işlevin sonucudur. Aslında kültür dediğimiz şey “saban demirinin ağzı” demek olduğuna göre işleme tabi tutulan toprağı yani doğayı ve ona ait tüm malzemeleri, taramaktan esinlenen tohumu taramadan işleyemezsiniz. Bir insan faaliyetinin de zorunlu geçiş yaptığı bu sürecin ismi kültür olmaktadır.

Kültürün latince kökenine vurgu yapmak niyetinde değilim. Çünkü o artık evrensel bir kavram halini aldı. Zira kültürlü insan, kültürlü ülke veya toplum dediğimiz vakit akla gelen ilk şey, doğa ile direkt bir temas kurma yetisi içinde üretim araçlarını ve ona şekil veren rasyonalizmi üretebiliyor mu? İşte kültürlü insan bu üretim içinde sanat, felsefe ve bilim içinde yer alarak kendini ifade ediyor mu?

İşte temel mesele de bu…

Uzm. Psikoterapist Eğitmen Şükrü Alkan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Göz Atın
Kapalı

Başa dön tuşu