KİTAP

Din Ve Laiklik Çatışmasının Romanı: ‘Gerçek’

Gerçeği susturup, yeraltına gömseniz bile, büyüyecektir. Gerçek yürüyor, onu hiçbir şey durduramaz. -Emile Zola

Emile Zola’nın bizzat müdahil olduğu Dreyfus davasından esinlenerek yazdığı ‘Gerçek’, okura kendi hayatındaki gerçekleri, bu gerçekleri savunmak için neleri göze alabileceğini sorgulatacak, akıcı ve düşündüren bir eser…

19. yüzyılda Fransız toplumu 1789 Devrimi öncesinin toplumsal ve kültürel değerlerine doğru kısa süreli bir gerileme dönemi yaşadı. Yeni rejim Kilise’yi kutsamakta, toplumun dindarlaşması için elinden geleni yapmaktadır. Bu sürecin en olumsuz etkileri eğitim alanında görülür. Doğal bilimler, laisizm, kadın erkek eşitliği, eğitim kurumlarından başlayarak Fransız toplumunun hayatından çıkmaya başlar. Kilise insanların yaşam tarzını belirlemekte, din tacirleri “cennete giriş tahvilleri” satarak kazanç sağlamaktadır. Yahudi düşmanlığı, bu gelişmenin bir başka sonucudur.

Anıtsal Bir Öykü: ‘Gerçek’

‘Gerçek’, bu ortamda mücadele eden, bilimi ve seküler ahlakı savunan bir grup öğretmenin aileleriyle birlikte verdikleri mücadelenin anıtsal öyküsüdür. Merkezinde bir çocuk cinayeti ve sanık olarak yargılanan bir Yahudi öğretmenin bulunduğu roman, aslında ünlü Dreyfus Davası’na yapı-lan bir gönderme niteliğini taşır. Gerçeklerin gizlenemeyeceğini, halktan saklanmak istenen her şeyin er ya da geç açığa çıkacağını anlatan bu roman bir edebiyat şaheseridir.

Hikayesi

Küçük ve huzurlu Jonville kasabasının idealist ilkokul öğretmeni Marc, bir okul tatilinde eşi Genevieve ve küçük kızı Louise’i de yanına alarak eşinin Maillebois’da yaşayan ailesi Madam Duparque ve Madam Berthereau’yu ziyarete gider. Ancak tatilleri sırasında çok talihsiz bir olay gerçekleşir. Marc’ın da çok sevdiği bir dostu olan, Maillebois okulunun müdürü Simon’un yeğeni küçük Zephirin bir gece canice işlenen bir cinayete kurban gider. Katolik dininin hüküm sürdüğü Maillebois kasabasında bu cinayetten hemen Yahudi okul müdürü Simon suçlanır ancak Marc ve Simon’un kardeşi David bunun gerçek olamayacağından emindirler. Bu nedenle Marc gerçeğin peşine düşer ve her şeyi, kendi mutluluğunu bile tehlikeye atmayı, ailesinin dağılmasını bile göze alarak gerçeği herkesin görmesini sağlamak için tüm hayatını bu yola adar. Ancak çıktığı bu yolda önüne birçok engelle karşılaşacaktır. Acaba Marc her şeyin üstünde tuttuğu gerçeği tüm Fransa halkının görmesini sağlayabilecek midir?

Kitaptan

“Bazıları ‘Cehalet mutluluktur,’ demeye cüret ediyordu ve bu ölümcül hatadan iki bin yıllık bir ıstırap doğmuştu. Cehaletin faydalarıyla ilgili bu efsane artık bir toplumsal suç olarak görülüyordu. Yoksulluk, pislik, batıl inançlar, tiranlık, kadınların sömürülmesi ve baskı altında tutulması, erkeklerin aptallaştırılması ve yönetilmesi, her türlü fiziksel ve ahlaki hastalık bile isteye üretilen cehaletin meyveleriydi, cehalet bir tür politik ve dini polis rolünü oynuyordu. Bu korkunç dogmaları yalnızca bilgi yok edebilirdi, bu dogmaları yayan ve onlarla yaşayanları sadece bilgi doğru yola sokabilirdi, ancak bilgi, ister topraktaki, ister insan zihninin aydınlanmasındaki zenginliğin kaynağı olabilirdi. Hayır! Mutluluk hiçbir zaman cehalette olmamıştı, o her zaman bilgideydi ve bu bilgi somut ve ahlaki sefaleti, uçsuz bucaksız ve verimli bir araziye dönüştürecekti, kültür bu zenginliği her yıl on kat arttıracaktı.”

Stresle Mücadele Etmek için 10 Altın Öneri

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu