
‘Aşka Dair Ne Varsa’ Kitabı Üzerine – Dursaliye Şahan yazdı.
Hep söylenir. Cemal Süreya öyküyü; ‘şiirin uzun saçlı kız kardeşi’ diye tarif etmiş.
Doğrudur öykünün şiirle kardeşliği mutlak ve değerlidir.
Sevdiğim öyküleri düşündüğümde gözümün önüne huzurlu bir mahallenin arka sokaklarında, begonyaların dizildiği pencere önlerinde ayak üstü yapılan akşam üstü sohbetleri geliyor.
Yaşananları bir çırpıda anlatan sohbetleri dinlerken yorulmazsınız. Damıtılmış su gibi her şey tertemiz ortadadır.
Uzun süredir kütüphanemde bekleyen ‘Aşka Dair Ne Varsa’ öykü kitabını elime aldığımda kızım gördü. “Ben okudum, çok çabuk bitiyor.” dedi. Bir günde okumuş. Biliyorum hızlı okur ama ben ehli keyif bir okurumdur. Bu halimden de memnunum doğrusu. Koltuğuma yayılıp, ağır ağır okumayı severim. Cümlelerin altını çizmekten, sayfaları kıvırmaktan, yan tarafa notlar almaktan hiç çekinmem. Sonuçta kitap benim.
Yazarın her öyküsünü başına eklediği şiirlerle zenginleştirmiş. Şiirlerin çoğu kendi imzasını taşıyor. Birkaç tanesi merhum eşi Korkmaz Haktanır’a ait.
Sekiz öyküyü beş günde okudum. (Araya giren iki dergiden bahsetmek istemiyorum.)
Çevirmen ve Yazar Handan Ünlü Haktanır’ı önceki eserlerinden tanıyorum. Onlarca çeviri yapmış bir yazar olarak kendi eserleri için kalemi geç eline alanlardan.
Yazar bu kitabında hayatın içinden seçtiği karakterlerle anlık olaylardan çok, ömre yayılan olayları kaleme almış. Öyle ki, “Bu hikâye keşke roman olsa.” diyebiliyorsunuz.
Zaman zaman başka kitaplarda bazı kısa öykülerde benzer duygulara kapıldığım çok olmuştur. Öyle çetrefil bir yan karakterle karşılaşırsınız ki, ağzından çıkan o cümleyle donarsınız. Hikâye biter, siz o yan karakterde kalmışsınızdır. Acaba o gün arka sokaktan geçseydi ne olurdu filan diyerek farkında olmadan kurguyu siz kafanızda birkaç gün daha devam ettirirsiniz. İşte iyi olan kısa öykülerin çarpıcılığı da buradadır.
Konu dağılmadan Haktanır’ın eserine dönecek olursak, ‘Aşka Dair Ne Varsa’, sıkılmadan, keyifle okuyacağınız hayatın değişik yüzlerini anlatan öyküler.
Öykünmeden, klişelerden kaçınan, kendi üslubunu korumaya çalışan yazarların eserlerini edebiyat için değerli buluyorum.
Handan Ünlü Haktanır’ın öykülerindeki olaylar net. Olay akışları kesintisiz duraksamadan metnin ortasına yayılıyor. Sisin içine saklanmış karakterlerden sakınılmış. İç dünyalarına girmek için zorlanmıyorsunuz.
Aslında yazar kendi dünya görüşünü inceden inceye bazı karakterlerine yedirmiş. Biz okurken karakterlerden çok yazarla karşı karşıya gelmiş gibi oluyoruz. Haklı dediğimiz yerler de var, haksız dediğimiz yerler de var elbette.
Kısaca söylemek gerekirse hayatı öykülerle anlatmak usta işidir. Bir okur olarak Haktanır’ın bu yazarlar arasında olduğunu düşünüyorum.
Dursaliye Şahan
Kitaptan alıntılar:
“Her evin bir perisi vardır. Koruyucu bir ruhtur o ve evi korumaya eşikten başlar. O yüzden de kapıdan içeri girerken dikkatli olmak ve eşiğe basmamak gerekir.”
“Onun hayattaki tek amacı bu dünyadan suya sabuna dokunmadan ve yara almadan çekip gitmek.”
“Mevlâna: Dıştaki kibir, içteki fakirliğin eseridir.”
ÇEVİRMEN YAZAR HANDAN ÜNLÜ HAKTANIR KİMDİR?
Handan Ünlü Haktanır, İstanbul’da doğdu. İngiliz Kız Ortaokulu’ndan (1964) ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nden mezun oldu (1968). Dışişleri Bakanlığı memurlarından Korkmaz Haktanır ile evlendi. New York Cuny Hunter College Arkeoloji ve Resim bölümlerinden summa cum laude dereceyle çift anadal mezunu oldu. Rhys Carpenter ödülünü ve William Grat bursunu kazandı. Eşinin görevi nedeniyle Brüksel, Yeni Delhi, Lefkoşa, New York, Tahran, Varşova, Londra ve Kahire’de bulundu. Bu merkezlerdeki çeşitli kadın derneklerine başkanlık etti. Eşinin merkez görevi sırasında Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği’nin yönetim kurulu başkanlığını yaptı. İki çocuğu ve iki torunu olan Handan Ünlü Haktanır İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Eski Mısır arkeolojisini konu alan Bir Avuç Mısır isimli kitabı 2010 yılında, Loka Mata isimli romanı 2020 yılında, Tutankhamon’un Yüzükleri isimli bir diğer romanı 2021 yılında, öykü kitaplarından Olur Olmaz Öyküler 2022 yılında, Yüreğimde Bir Aşk Var 2023 yılında, Aşka Dair Ne varsa 2024 yılında ve Yeter ki Aşk Olsun 2025 yılında yayımlandı. Algernon’a Çiçekler, Göremediğimiz Tüm Işıklar, Yüreğimin Senden Tarafı ve Billy Milligan’ın Zihinleri gibi romanların ve Evliliğin Dört Mevsimi, Stratejik İkna, Kişiliğinizi Keşfedin, Öz Şefkatli Farkındalık gibi kişisel gelişim kitaplarının yanı sıra, aralarında Aşk ve Gurur, Uğultulu Tepeler, Martin Eden, İki Şehrin Hikayesi, Dorian Gray’in Portresi, Kendine Ait Bir Oda, Ermiş, Ermişin Bahçesi, Meczup ve Tess D’urbervilles gibi klasik eserler de olan pek çok kitabın çevirisini yaptı.