Bir Sanatçı Gibi Düşünmek – Özkan Eroğlu yazdı…
Bir sanat kuramcısı olarak bazı temel konuları bir uygulamacının, yani sanatçının gözünden görebilmek hem gerekli, hem de önemli ve değerli.
Bu noktada akla hemen üç konu gelmekte:
“Bir sanatçı gibi düşünmek” (Thinking like an Artist),
“Bir sanatçı gibi yapmak” (Making like an Artist)
ve
“Bir sanatçı gibi çalışmak” (Working like an Artist).
Bu yazıda önce ilk konuya; “bir sanatçı gibi düşünmek” konusuna dikkat çekerek, kuramcıların farklı bakış açıları kazanmalarına yardımcı olmanın ipuçlarına yönelelim.
“Bir sanatçı gibi düşünmek”, yaratıcılığı, estetik duyarlılığı ve farklı bakış açılarını birleştiren bir düşünme şekli. Bu yaklaşım, sanatçıların dünyayı algılama ve ifade etme şekillerini anlamaya çalışarak, sadece mantık ve akılla değil, duygu, sezgi ve estetik gözlemlerle formlaştırılan bir düşünme sürecini kapsar. Bu süreç ilk bakışta şunları akla getirir:
- Yaratıcılık ve Yenilikçilik: Sanatçılar, kalıplara bağlı kalmadan yeni yollar, teknikler ve yöntemler keşfetmeye eğilimlidir. Bir sanatçı gibi düşünmek, her zaman aynı şeyi yapmaktan kaçınmak ve yeni düşünceler üretmeye yönelik bir dürtüyü taşımak demektir. Yenilikçi bir zihniyetle, var olan sınırları aşarak özgün çözümler üretmek önemlidir.
- Duygusal ve Sezgisel Bağlantılar: Sanatçılar genellikle sezgilerini ve duygularını rehber alır. Bir sanatçı gibi düşünmek, mantığın ötesinde sezgilere ve içsel hislere güvenmek anlamına gelir. Bu, özellikle belirsiz veya soyut kavramlarla çalışırken, daha derin bir anlayış geliştirmeyi sağlar. Duygusal derinlik, bir sanatçının eserlerine ruh katan en önemli unsurlardan biridir.
- Estetik Duyarlılık: Bir sanatçı gibi düşünmek, güzellik, form, renk, kompozisyon gibi estetik unsurlara karşı hassas olmayı içerir. Sanatçılar, sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik değer taşıyan şeyler yaratmayı amaçlar. Bu bakış açısı, çevredeki her şeye farklı bir gözle bakmayı ve estetik potansiyelleri keşfetmeyi içerir.
- Karmaşık Düşünme ve Soyutlama: Sanatçılar, genellikle karmaşık veya soyut kavramları sadeleştirip görselleştirirler. Bir sanatçı gibi düşünmek, çok katmanlı düşünmeyi ve bir konuyu farklı açılardan ele almayı içerir. Örneğin, bir sanatçı, bir nesneyi ya da bir olayı yüzeysel olarak görmek yerine, onun ardındaki anlamları ve simgeleri keşfetmeye çalışır.
- Duyumsama ve Perspektif Çeşitliliği: Bir sanatçı, dünyaya sadece kendi gözleriyle bakmaz; farklı bakış açılarını anlamaya çalışır. Bu, özellikle insanları, doğayı veya soyut temaları işlerken derin bir duyumsama geliştirmeyi gerektirir. Bu nedenle, bir sanatçı gibi düşünmek, farklı yaşam deneyimlerini ve perspektifleri anlamayı ve bu perspektifleri eserlerinde yansıtmayı içerir.
- Kendini İfade Etme ve Özgünlük: Sanatçılar, kendilerini özgün ve bireysel bir şekilde ifade etmeye önem verirler. Bir sanatçı gibi düşünmek, iç dünyanızı, düşüncelerinizi, duygularınızı ve hayâl gücünüzü cesurca ortaya koymaktır. Taklitten uzak durarak kendi sesinizi ve tavrınızı bulmak, bu düşünme şeklinin temelidir.
- Deneyimden Öğrenme ve Sürece Odaklılık: Sanatçılar için üretim süreci sonlu bir sonuçtan daha önemli olabilir. Bir sanatçı gibi düşünmek, sürecin kendisinden keyif almayı ve her adımda öğrenmeyi içerir. Başarısızlıklar bile yaratıcı gelişimin bir parçası olarak görülür.
Sonuç olarak vurgulayacak olursam “bir sanatçı gibi düşünmek”, hem yaratıcı hem de duygusal bir keşif sürecidir. Bu düşünme şekli, sadece sanatsal üretimle sınırlı kalmayıp, yaşamın her alanında yenilikçi, estetik ve özgün çözümler bulmayı teşvik eder.
Özkan Eroğlu