SANATTAN

“İZOLAND” BİR SÜREÇ SERGİSİ

Sanatçılar Tuğba Öztan, Polat Canbolat, Nalan Türkeri ve Yakup Kuyucu’nun eserlerinin yer aldığı ‘İzoland’ başlıklı sergi Gergedan Art Cafe’de devam ediyor.

Reel yaşamlarımızın olağan ritminin aniden bozulduğu, zaman algımızın göreceli değiştiği, kendi yaşamsal mekȃnlarımızla yüzleşme fırsatı yakaladığımız bir süreçten geçtik. Hayatta kalmak için kendimizi tecrit ettiğimiz, kendi yaşamsal mekanlarımızla yüzleştiğimiz bir süreçte şimdiye kadar tanıdığımız bildiğimiz birçok şey yerinden oynadı. Ezberlerimiz bozuldu.

Sanatçılar korona dönemde izole arazilerinde neler yaşadılar?
Bu sürecin izleri, sanatçıların üretim nesnelerine nasıl yansıdı?
Enigmanın tam orta yerinde nasıl çarpışmalar, karşılaşmalar, yitişler ya da başlangıçlar yaşadılar?
Bakışlarını hangi yöne çevirdiler?
Neyin izini sürdüler ?

“İzoland” sergisi bu sürecin izinde sanatçıları bir araya getirdi. Bu arazide onların izole süreçlerine tanıklık edecek ve sergi mekanında birbirinden farklı olmanın gücüyle, etkili mekansal bir ritim oluşturan eserleri izleyeceksiniz. Bu arazi zamansal ve kavramsal bir kesitin yeniden gösterilmesidir.

Sergi 11 Ekim 2020 tarihine kadar ziyaret edilebilir.

Gergedan Art Cafe
Asmalı Mescit, Nergis Sok. 8/A
Beyoğlu / İstanbul

Nalan Türkeri için izole süreç, ‘dünya düzeninde bir sığınak’la gücün sorgulanması ve iktidarın güçlerinin aslında gücün taklitleri olduğu bilinci. Oysa ki sanatın gücü süreğendir ona göre, içselleşmiş bir biçimde..Nalan Türkeri’nin arazisinde , büyüsel ve mistik  düşünme eğilimin karşılaşmalarına ve süreç içindeki sanatsal gücüne tanıklık edeceğiz.

Polat Canpolat için, izole süreç korkularımızla kaygılarımız, ölümle  yüzleşmemiz, tüketici olarak sömürülen ve sömüren olmamızın sorgusuyla geçen bir zaman. Aslında bu düzenin, öncesinde de varolan sonrasında da varlığını devam ettiren bir süreç olduğu bilinci. Canpolat’ın post-apocalyptic estetik üzrine ürettiği maskeler , bize distopik bir dünyanın kapılarını aralıyor.Aşkın bir gerçekliği ifşa eden Canpolat, izleyiciyi gelecek hakkında bir kere daha düşünmeye sevk ediyor.

Tuğba Öztan için, izole süreç içerisinin ve dışarısının duvarlarında kavramsallıkların sorgulandığı bir alana giriş. Metasal, zamansal, kültürel, atıksal yığılmanın içindeki insanın doğadan uzak mekanlarının ne kadar korunaklı olduğunun sorgulaması ve bunun tanıklığı. Ve aynı zamanda bellek izdüşümleriyle, sezgiselliğin kaynaştığı mekanda, zamanda ve ritimde, rüyalarla, sorgulamalarla geçen bir süreç.

Yakup Kuyucu için, izole süreç fenomolojik bakışın bilinciyle kendi nesneleriyle, renkleriyle ve geçmişten gelen öyküleriyle, yeniden karşılaşmasının kendi içindeki öyküsü. Kuyucu’nun Korona sürecinde kendi yaratısal ritmimin ne olduğunun, daha içsel bir şekilde derinden farkına varmasının ve ona çarpan şeylerin seçkisine tanıklık edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu