Ünlü Sürrealist Sanatçı ‘Salvador Dali’ İle İlgili 10 İlginç Gerçek
Salvador Dali (1904 – 1989) 20. yüzyılın en büyük ve en başarılı sanatçılarından ve aynı zamanda tuhaflıkları ve teşhirci hareketleriyle dönemin en renkli kişiliklerinden biriydi.
Dali’nin hayatı, çocukluğundan başlayıp ölümüne kadar ilginç olaylarla doludur.
Çocukluğunda bir arkadaşını köprüden attı; gençliğinde San Fernando Sanat Akademisi’nden kovuldu; şöhret yıllarında, teşhirci eğilimleri zirveye ulaştı ve para sevgisi ona tuhaf şeyler yaptırdı.
Dali’nin karısı Gala ile alışılmadık bir ilişkisi vardı ve bu süre zarfında izniyle birden fazla evlilik dışı ilişki yaşadı.
İşte en ünlü Sürrealist sanatçı ve 20. yüzyıl sanat dünyasının en ilginç figürlerinden Salvador Dali hakkında 10 ilginç gerçek:
1 – ANNE KARNINDA İKEN OLAN ŞEYLERİ HATIRLADIĞINI İDDİA ETTİ
Salvador Dalí 11 Mayıs 1904’te 08:45 (GMT) ‘de doğdu. Kendisi bu anı doğumun korkunç travmatik acısı olarak nitelendirdi. Salvador Dali doğum öncesi deneyimlerini ve geldiği ideal dünyayı açıkça hatırladığını iddia etti. Rahimdeki varlığını dünmüş gibi hatırladığını söyledi. 1932’de Dali, “Tava olmadan Tavada Kızarmış Yumurta” adlı bir tablo yarattı. Bu tabloda, rahim içi anılarından ilham aldığını iddia etti. Dali, rahimdeyken sahip olduğu en görkemli şeyin “tava olmadan tavada kızartılmış bir çift yumurta” olduğunu söyledi. Burada gördüğü renklerle bu eseri yeniden üretti: kırmızı, turuncu, sarı ve mavimsi; yani alev renkleri. Genellikle bu fanteziye olan takıntısı, bu hayatın keskin gerçekliğinin aksine hatırladığı cennet benzeri ideal dünyayı yeniden yaratmaya istekli olması gerçeğine atfedilir.
2 – KARDEŞİNİN REENKARNASYONU OLDUĞUNA İNANIYORDU.
Salvador Dali doğmadan önce, ailesinin Salvador adında başka bir çocuğu daha vardı. Bununla birlikte, bu çocuk iki yaşından küçükken mide enfeksiyonu nedeniyle öldü. Ölümünden dokuz ay sonra Salvador Dali doğdu. İkinci Salvador, ilk Salvador’un ölümünden tam dokuz ay sonra doğduğu için, Dali’nin ebeveynleri Dali’nin ilk çocuklarının reenkarnasyonu olduğunu düşünmeye başladı. Dali beş yaşındayken kardeşinin mezarına götürüldü ve ailesi ona kardeşinin reenkarnasyonu olduğunu söyledi. Bunun genç Dali üzerinde büyük bir psikolojik etkisi oldu ve buna inanmaya başladı. Dali’nin daha sonraki birçok eseri, onun en iyi parçası olduğuna inandığı ölü kardeşi için referanslar içeriyor. Bu eserlerden birisi 1963 tarihli “Ölü Kardeşim Portresi”dir
3 – ARKADAŞINI KÖPRÜDEN AŞAĞI ATTI
Salvador’un annesi onun bir dediğini iki etmeyerek şımartarak büyüttü.Bu, Salvador’un dikkat çekici ve tuhaf bir çocuğa dönüşmesine neden oldu. Genç Dali’nin öfke patlamaları vardı ve belirgin bir sebep olmadan insanlara saldırırdı. Mesela arasıra ondan dört yaş küçük kız kardeşi Ana Maria’yı tekmelerdi. Sadist davranışlarına en kötü örneklerden birisi arkadaşlarından birini köprüden aşağıya atmak oldu. Çocuk yaklaşık 20 metreden aşağıya düştü ve ağır yaralandı. Ancak, genç Salvador arkadaşı için neredeyse hiç pişmanlık duymadı. Olay esnasında sakince oturdu ve arkadaşının annesi yaralı çocuğuyla ilgilenirken onları izleyip kiraz yiyordu. Dahası, Dali acı çekmekten zevk aldığı için kendisini merdivenlerden aşağı da atmıştı.
4 – AKADEMİDEKİ PROFESÖRLERİNDEN DAHA BİLGİLİ OLDUĞUNU İDDİA ETTİĞİ İÇİN AKADEMİDEN ATILDI
Salvador Dali, 1922’de Madrid’deki Real Academia de Bellas Artes de San Fernando’ya (San Fernando Sanat Akademisi) kaydoldu. Saçlarını uzattı, makyaj yapmaya başladı ve 17. yüzyıl İspanyol ressam Diego Velázquez’in bıyıklarından etkilerek onun gibi bıyık bıraktı. Ayrıca 19. yüzyılın sonlarındaki İngiliz Estetiği tarzında giyindi. Dali, Akademi’deki öğretmenlerinin sanat dünyasındaki en son trendlerin gerisinde kaldığını düşündüğü için onları dikkate almıyordu. Avangart sanat dergilerinden sanat dünyasındaki son gelişmeler hakkında daha fazla şey öğrendiğini iddia ediyordu. Dali, Akademi’de yıl sonu sözlü sınavı sırasında aşırı özgüvenini gösterdi ve kendisini sınava alan üç profesör ile onlardan daha fazlasını bildiğini ve sonsuz derecede daha zeki olduğunu iddia ederek konuşmayı reddetti. Sonuç olarak akademiden atıldı.
5 – EŞİNİN BAŞKA ERKEKLER İLE BİRLİKTE OLMASINI TEŞVİK EDİYORDU.
1929 yılında Salvador Dali, Gala olarak bilinen Helena Diakanoff Devulina ile tanıştı. Gala, Dali’den 9 yaş büyüktü ve o sırada Fransız Sürrealist şair Paul Éluard ile evli idi. Buna rağmen, ikisi tanıştıktan kısa bir süre sonra bir ilişki yaşamaya başladılar. Gala nihayetinde kocasını terk etti ve 1934’te Dali ile evlendi. Gala ve Dali geleneksel olmayan bir ilişkiye sahipti. Gala’nın çoğunlukla genç sanatçılarla çok sayıda evlilik dışı ilişkisi olduğu biliniyordu. Bu ilişkilerden birisi eski kocası Eluard’la oldu. Dali bu ilişkiyi biliyordu ve hatta onları cesaretlendirdi. Salvador Dali, eşini başka bir erkek ile ilişki yaşarken seyretmekten zevk alıyordu. Bununla birlikte, Gala, Dali için en büyük ilham kaynağı olduğu için birliktelikleri uzun süre sürdü.
6 – KENDİSİNİ GÖSTERMEK İÇİN YAPTIĞI TUHAFLIKLARI MEŞHURDU
Dali, dikkat çekmek ve şok etkisi yaratmak için bir çok şey yapıyordu.Ya karnıbaharlarla doldurulmuş bir Rolls Royce ile bir konferansa gidiyor veya kalabalık kitleler önünde konuşma yaparken dalış kıyafeti giyiyordu. Fırsat bulduğu her ortamda dikkat çekecek bir sahne ve bir durum yaratmada üstüne yoktu. Bir zamanlar Gala ile maskeli balo partisine katıldı. Lindbergh bebeği gibi giyindiği için Amerikalılar rahatsız oldu ve özür dilemek zorunda kaldı. Delici gözler; dağınık saçlar; kıvrılmış bıyık; ve kafasında tavuk ve vb şeyler; Dali’nin dikkat çekmek ve çılgın bir dahi sanatçı imajını göstermek için sıklıkla kullandığı argumanlardı.
7 – PARANOYAK-ELEŞTİREL SÜRREALİZM YÖNTEMİNİ BULDU
Gerçeküstücülük, sanattaki rasyonelliği reddeden etkili bir sanat hareketiydi; bunun yerine hayal gücünün sınırlarını zorlamayı amaçladı. Dali, hem finansal açıdan en başarılı hem en tanınmış Sürrealist sanatçısı olmaya da devam etti. Dali’nin Sürrealizme en önemli katkıları arasında paranoyak-kritik yöntem vardı. Dali tarafından 1930’ların başında geliştirilen bu yöntem, sanatçının sistematik irrasyonel düşünce ve kendinden kaynaklı bir paranoyak hal aracılığıyla bilinçaltına girmeye çalıştığı bir teknikti. Bu duruma ulaşmak için Dali, neredeyse bayılıncaya kadar başka boyuta geçecek şekilde kafa yorardı. Dali’yi paranoyanın en çok ilgilendiren yönü, beynin rasyonel olmayan şeyler ile bağlantılarını algılama yeteneğiydi. Salvador Dali, paranoyak-kritik yöntemi “hayalle gerçeği kaynaştırmayı ve spontan bir irrasyonel algıyı geliştirmeyi amaçlayan” bir yöntem olarak tanımlıyordu.
Bilinmesi Gereken 21 Tablo ve Hikayesi
8 – SÜRREALİST GRUPTAN ATILDI.
Gerçeküstücülük sanat hareketi Fransız yazar André Breton tarafından kuruldu. Aslında Salvador Dali, Breton’un The Surrealist Revolution dergisi ile karşılaştıktan sonra 1924’te sürrealizmden etkilendi. II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’da siyasi gerginlikler arttıkça, Gerçeküstücüler kendilerini Adolf Hitler ve Nazizme karşı hizaladılar. Ancak Dali bunun yerine İspanya’nın faşist askeri diktatörü Francisco Franco’ya destek sözü verdi. Adolph Hitler’e karşı bir kadına duyduğu şehvet gibi hayranlık beslediğini ve “bir kadın olarak” hayal ettiğini dahi söyledi. Ayrıca 1939’da “Hitler’in Gizemi” adlı bir tablo da yarattı. Bu olaylardan dolayı Salvador Dali, 1939’da Sürrealist grubundan atıldı. Bundan sonra bazı gerçeküstücüler, Dali’den geçmişte sanki ölmüş gibi bahsetti. Dali, bu afaroza “Ben kendim Sürrealizmim” diye karşılık verdi.
9 – PARA AŞKI YÜZÜNDEN “AVIDA DOLARI” LAKABI TAKILDI
Salvador Dali, paranın mistik bir aşktan başka bir şey olmadığını iddia etti. Doları yüceltti ve para için her türlü reklam tasarımı yaptı. Restoranlarda para ödememek için, verdiği çeklerin arkasına kullanılamayacak hale getirerek çizimler yaptı. Dali’nin para kazanma sevgisi ona büyük finansal başarı sağladı ve kişisel serveti 30 milyon doları aştı. Dali’nin paraya olan çılgın aşkı, Andre Breton’un onun için aşağılayıcı olacak “Avida Doları” lakabını takmasına yol açtı. “Avida Doları”, “Salvador Dali” için bir anagramın yanı sıra, “dolar heveslisi” anlamına gelen bir Fransız sözü olan “avide à dolar” kelimesinin fonetik bir gösterimidir.
10 – 2 KEZ HAYATINA SON VERMEYE KALKIŞTI
Salvador Dali, karısı Gala’ya derinden bağlıydı. 1968’de Gala için Pubol’da bir kale satın aldı. Ancak Gala 1971’den itibaren orada kalmaya başladı ve Dali’nin sadece yazılı davetle onu ziyaret etmesine izin verdi. Gala’nın onu terk edeceği korkusu, Dali’yi depresyona soktu ve sağlının bozulmasına neden oldu. 1980’de Dali, ellerinde başlayan titreme yüzünden resim yapmayı bıraktı. Gala, 10 Haziran 1982’de öldü ve Dali’deki depresyon daha kötüye gitti. Dali yaşama isteğini kaybetti. Bu sırada kasten susuz kaldı ve bunun bir intihar girişimi olduğu düşünüldü. 1984’te Dali’nin yatak odasında bir yangın çıktı ve arkadaşı Robert Descharnes tarafından son anda kurtarıldı. Bu da muhtemelen başka bir intihar girişimiydi. Salvador Dali, 23 Ocak 1989’da 84 yaşında kalp yetmezliğinden öldü.