KÖŞE YAZILARIUlaş Karakaya

‘Ölü Karınca’ – Ulaş Karakaya yazdı…

Karıncalar bilindiği üzere çalışkan hayvanlardır. Sanatkar Ağustos Böceğini kışın kapıdan kovup ona karşı pekte Türk misafirperverliğini göstermeseler de çalışkanlıkları dışında ilginç başka bir özellikleri daha vardır.

Eğer karıncalardan birisi ölürse ve canlı karıncalardan birisi ölü karıncanın üzerindeki koku ile sürtünme yoluyla bir şekilde temas ederse, canlı karınca, yuvasına her girmek istediğinde ölü olarak algılanır ve yuvadan atılır. Tüm çabaları sonuçsuz kalır ve makus kaderiyle başbaşa bırakılır. Bir kere değmeye gör sinmiştir artık o ölüm kokusu…

Yaşamda bir nevi böyledir işte. Kendileri fiziksel olarak yaşayan ama ruhları tükenip ölmüş insanların kokularını kilometrelerce uzaktan duyabilirsiniz. Onlarla aynı sofrayı, aynı ekranı, aynı mekanı paylaştıkça, aynı çanaktan yemek yemeye devam ettikçe sizde yavaş yavaş ölürsünüz; benliğinize, kişiliğinize ve size ait olan kimliğinize bir daha asla dönemezsiniz. Siz artık yaşayan bir ölüsünüzdür. Bunu sadece kokuları duyanlar bilebilir ve koku alma duyumuzun bu kadar gelişmiş olmasının burnumuzun büyüklüğü ve Karadenizli olmamız ile alakası yoktur.

Yılmaz Erdoğan mesela ölü karınca ile temas etmiş yaşadığını sanan bir karıncadır.
Geçen pazar günü Oray Eğin yazdı. Nasıl Fethullah Gülen lobisinden faydalanıp Holywood’a kapak atmak isteği ile cemaatle olan ikili ilişkilerini. Yenikapı meydanına koşması işte sırf bu bu yüzden.

Mustafa Sandal sanki Türkiye’nin en büyük entellektüel birikime sahip sanat adamıymış gibi Oğuz Haksever tarafından canlı yayına konuk olarak çıkartılıyor. Mustafa Sandal değil miydi Fethullah Gülen lobisinin gözüne girmek için, Gülen’in hayatını anlatan güzelleme filmi ‘New York’ta Beş Minare’ filminin başrol oyuncusu olan..

Ruhları ölmüş insanların kokusunu duyabilirsiniz…

Orhan Gencebay değil miydi; daha düne kadar Gülen vakıflarının hiç bir yemeğini kaçırmayan, şimdi içeride tescilli Gülenci olan Nazlı Ilıcak‘ı sazıyla oynatan, Gülencilerin uydurması akil adamlardan biri olan, o da Yenikapı’ya koşuyor.

Sanki tenine tüm ölü değmişler meydana koşuyor …

Daha dün cemaatin iftar yemeklerinde onur konuklarından biri olan Hamdi Alkan demokrasi meydanlarında konuşma yapıyor.

Kimse duymuyor çünkü ölü kokusu sinmiş…

Ersun Yanal milli takıma tarihin en iyi futbolunu oynattığı dönemde, Hakan Şükür‘e hakkı olmayan milli formayı vermediği için milli takımdan kovulurken yerine kim geliyordu ?

Tabi ki Fatih Terim, yaptığı ilk iş Hakan’a tekrar milli formayı vermek oluyordu. Fatih Terim, biatını göstermek için Gülen’i ABD’de ziyaret ettiğini Erman Toroğlu yazıyordu. O da meydana koşuyor. Kandırılmış siyasileri dinleyip ölen ruhunu arındırmak istiyor belki…

Acun Ilıcalı ne kadar cemaatçi var ise meşhur yapıyordu. Sonu belli yarışmalardan isim yapanların hepsinin cemaatçi olması tesadüf müydü ? O da Türk bayrağını kapmış Yenikapı’ya koşuyor.

İlber Ortaylı cemaatin hiç bir iftarını kaçırmıyordu. Türk tipi aydın profili…
Şimdi köşesinde bu işin içinde dış destek yok diyor. Aydın geleceği halktan önce görendir. Bu sözde aydının bırakın geleceği önünü bile görme şansı yok.Çünkü o masalara defalarca oturmuş, hiç bir iftar kaçırmamış, ölü kokusu sinmiş üzerine.

Bunlar sanatçı falan değil. Bunlar aydın falan da değil. Sadece hayatlarını ona buna sürtünerek devam ettirmeye çalışan ve yaşadığını sanan ölü kokusu sinmiş karıncalar…

Kandırılmış kıtalar. Hiç bir karınca yoktur ki ölü kokusu sinip de yaşadığını kanıtlayabilen…

Yalnız ölüleri yalnız ölüler kabul eder…

Çünkü söyleyecek bir şeyleri kalmamıştır…

Ve ölü kuşlar ne kadar şarkı söylerse söylesin kimse duymaz…

Siz siz olun masalarınızda kimlerle oturduğunuz, platformlarda kimlerle omuz omuza durduğunuzu unutmayın. O koku öyle bir şeydir ki bir kere sindi mi dünyanın tüm deterjanları gelse çıkmaz..

Ölü karıncalardan uzak durun…

Ulaş Karakaya

Başa dön tuşu