Yıldırım Beyazıt’ın Romanı : ‘Feveran’ – Nevzat Yılmaz yazdı…
Kerem Alp Usal’ın daha önce 2 kitabını okudum. “Handoğan-Orhan Gazi’nin Romanı” ve “Kıran Girdi Çınara-Bir Fetret Devri Romanı”… Şimdi de Kerem Alp Usal’ın kaleminden “Feveran Yıldırım Beyazıt’ın Romanı” karşımızda…
Yeni, özgün, kendi yolunu bulmuş, anlatım dilini oluşturmuş genç bir yazarın doğmakta olduğu öngörüsünde bulunmuştum, ilk okuduğum romanında…
Yazarın Adana doğumlu olduğunu, Ankara Fen Lisesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olduğunu biliyoruz. Ayrıca, ODTÜ Enformatik Enstitüsü’nde Bilişsel Bilimler Bölümü’nde yüksek lisans yaptığını ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde lisans eğitimini sürdürdüğünü de ekleyelim.
Tarihle ilintili bir konuda roman yazmanın zorluğu ortadadır. Kaynakların kıt olduğu ortamda iş, yazarın düş gücüne düşüyor. Yer adlarından, tarihsel sıralama da yapılagelecek bir yanlış bir çuval incirin berbat olmasına neden olabilir…
Genç yazar Kerem Alp Usal, bu açıdan başarılı bir yazar bence… “Bir Türk dünyaya bedeldir.” hamaseti ile değil, tarihselliği içinden çekip alarak roman kişilerini, kahramanlarını yorumluyor. Olay örgüsü, olayın geçtiği yerler, zaman ve takvim bilgileri günümüzde kullandığımız dizgeye uyarlanarak veriliyor romanda.
Ne ecdadımız Osmanlı çığırtkanlığı, ne de batının kakalamaya çalıştığı “Kahpe Türkler” yavanlığı genel çizgileriyle romanlarına egemen Usal’ın…
Köşeleri konmuş kişiler, kahramanlar, gerisi romancının kalemine kalıyor zaten. Önyargıların bukağısında kalan bir beyin, tarihsel bir olayı nasıl yorumlayabilir?
Usal’ın diğer romanlarına oranla düzelti ile ilgili sıkıntıları giderilebilmiş değil. Ancak, bu romanın başarısını gölgelemiyor.
Roman Bizans İmparatoru 5. John’un oğlu ve Veliahtı Manuel Palaiologos, İzmir ve Ege yöresinde Türk devletleriyle Yıldırım Beyazıt’ın arasındaki çekişmeler, savaşlar ile başlıyor. Anadolu’da Osmanlı egemenliği yavaş yavaş pekişmeye başlıyor. Ancak, Beyazıt’ın 1402 yılında Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesiyle duraklama dönemine girilecektir.
Ege’de Türk devletlerine Yıldırım Beyazıt’ın açtığı savaşta, yanında Bizans İmparator Veliahtı Manuel Palaiologos, tutsaktır. Gemileriyle, askerleriyle Yıldırım’ın tutsağıdır. Veliaht Manuel, bir yandan sesini çıkarmayarak savaşta Beyazıt’ın yanında yer alırken, kaçıp kurtulmayı ve Bizans’ın başına geçmeyi düşlemektedir. Anadolu’daki Türk beyliklerini boyunduruğu altına alan Beyazıt, Türk beyliklerine karşı Balkan devletlerinden asker toplayarak Karamanoğlu, Saruhanoğlu vb. devletleri etkisiz kılar. Yine bu sırada Manuel, yanındadır.
Beyazıt’ın irili-ufaklı savaşları olurken Manuel kaçar kurtulur ve Bizans’ın başına geçer.
İstanbul kuşatılır. Olaylar örgüsü Kerem Alp Usal’ın akıcı anlatımı ile ilerler. Günün birinde Timur, Yıldırım Beyazıt’a elçi gönderir. Beyazıt, Timur’un egemenliği altına girmeyi kabul etmez. Timur, çok sinirlenir. Yorgun Osmanlı ordusu ile Ankara’da karşılaşırlar. Sonuç bilindiği gibi Timur’un üstünlüğü ile sonuçlanır. Osmanlı’da o günden sonra Şehzadeler arasında kardeş kavgasının ilk kıvılcımı yakılır. Merak edenlerin romanı okumalarını öneriyoruz.
Romanın arka kapağında yer alan tanıtım yazısını da dipnot olarak ekleyeyim:
1389’da bütün Balkanlar birleşti. Sırplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Eflaklar ve Bulgarlar sözlerinden cayıp Osmanlı’ya tuzak kurdular. Yetmedi.
1396’da bütün Batı birleşti. Avrupa’nın dört yanından şövalyeler geldi. İngilizler, İskoçlar, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar, ve Rodos Şövalyeleri toplanıp Macar Kralı’na destek verdi. Yetmedi.
1402’de bütün doğu birleşti. Dostlarının Cihan Şahı, düşmanlarının ise Aksak diye andığı Timur, filleri ve yüz altmış bin savaşçısı ile geldi.
Hepsinin karşısına aynı adam dikildi.
Muhatabını çarpan öfkesi ve ordularını yönetmekteki hızı nedeniyle Yıldırım namını kazanmış adam…
Orhan Gazi’nin torunu, Hüdavendigâr Murat’ın oğlu, Yıldırım Beyazıt Han.
Kerem Alp Usal’ın sekizinci kitabında, Hüdavendigâr Murat Han’ın Kosova’daki şehadetinin ardından Osmanlı’yı bekleyen zor sınav anlatılıyor. Balkanların ve Anadolu’nun yeni hakimi Sultan-ı Rum Beyazıt Han, batı güçlerinin giriştiği son büyük Haçlı Seferi karşısında topraklarını savunmak zorunda. Ne var ki daha büyük bir tehlike doğuda günden güne güçleniyor: Cengiz Han’ın izinden giden Türkistan Emiri Timur, iki büyük Türk devletini karşı karşıya getirecek hazin bir sefere hazırlanıyor.
Romanda ayrıntısı verilmeyen savaşta Beyazıt yeniliyor. Timur, Beyazıt’ı tutsak ediyor. Beyazıt’ın sonuna ilişkin söylentiler olsa da kesin bir bilgi bulunmuyor. Osmanlı duraklama dönemine giriyor. 20 yıl kadar süren bu süreç sonunda Osmanlı ancak toparlanabiliyor.
Kerem Alp Usal’ın romanlarında tarihsel bilgileriniz tazeleniyor. Olaylar örgüsü içinde, yer ve mekânların başarıyla betimlendiğini görüyoruz. Abartıya kaçmadan, tarihselliğinden soyutlamadan, roman kahramanlarının yerli yerine oturtuluşu başarılı bence. Bu çocuğun son romanı “Feveran, Yıldırım Beyazıt’ın Romanı”nı okuyun derim.
Nevzat Yılmaz