KİTAPKÖŞE YAZILARIOğuz Kemal Özkan

Hırslı Kedilerin Öldürdüğü Özgür Kuşlar: Yanılsama

Oğuz Kemal Özkan yazdı...

Hırslı Kedilerin Öldürdüğü Özgür Kuşlar: Yanılsama – Oğuz Kemal Özkan yazdı.

Kimi kitaplar vardır, kapağını kapattığınızda dahi zihninizde kapanmazlar. Sayfalarının arasına gizlenmiş kelimeler değil yalnızca, sizin kendi kırıklıklarınız, düş kırıklıklarınız, inatla sürdüğünüz umutlar da vardır. “Yanılsama” işte tam böyle bir kitap. Hayatın orta yerinde durup “Ben nereye gidiyorum?” diye soran herkese, kendi aynasını tutan bir metin bu.

Kitap, yaratılışın o en eski hikâyesiyle başlıyor: Tanrı’nın topraktan şekillendirdiği Adem ile. Ancak bu Adem, kutsal metinlerdeki değil, modern dünyanın kalabalığında kaybolmuş, hayallerine ihanet etmiş, gerçeklik ile hayal arasında sıkışmış bir Adem. Herkes kadar sıradan, herkes kadar yorgun. Bir bankacı. Bir oğul. Ama her şeyden önce, bir yanılsamanın içinde yaşayan bir adam.

Hayatın ona biçtiği rolleri giyse de, akşam olunca içine çekildiği yalnızlıkta, çizgili defterine yazdıklarıyla kendini bulmaya çalışıyor Adem. Ve orada, o defterin sararmış sayfalarında şöyle yazıyor:

“Yıllar evvel kaybettiğim, samimiyetini koruyan hayallerimi arıyorum… Büyüyünce olmak istediğim adamın zerresi bile değilim. Kendi ellerimle ördüğüm bir yaşamda, başka bir adama dönüştüm.”

Bu satırlar, yalnızca Adem’in değil, çoğumuzun hayatına dokunan bir haykırış gibi. Hepimize öğretilmiş mutluluklar sunuluyor çünkü. İş, maaş, statü… Ama bir yerlerde içimizde bir şey eksik kalıyor. Ve bu eksik, içimizde sessizce büyüyor.

Adem’in en sevdiği yazar Kafka. Çünkü o da, tıpkı Adem gibi, resmi hayatla kendi iç dünyası arasında sıkışıp kalan bir yalnız. Tüm bunların ortasında Adem’in en büyük arzusu yazmak. Gerçekten var olduğunu hissettiği tek an, yazdığı o an. Ve işte orada, kitabın en vurucu başlığıyla karşılaşıyoruz:

“Hırslı Kedilerin Öldürdüğü Özgür Kuş”

Hayatı boyunca özgürlüğünü aramış ama hep başkalarının beklentileri tarafından boğulmuş bir ruhun çığlığı bu.

Adem yazıyor, dosyasını yayınevine gönderiyor, hayaller kuruyor… Ve sonra o beklenen yanıt geliyor: Kırıcı, keskin ama belki de gerçek:

“Yazar olmak bir tutkudan fazlasını gerektirir. Bu metin henüz hazır değil.”

Ve Adem yazmaktan vazgeçiyor. Evleniyor. Tam hayat rayına girdi derken, bir trafik kazasında hayatını kaybediyor. Kitap burada bitebilirdi. Ama tam tersine, o anda yeniden başlıyor. Çünkü hayat da böyle değil mi? Bir son, başka birinin başlangıcıdır çoğu zaman.

Adem’in hiç görmediği kızı Hülya büyüyor. Geriye yalnızca bir tahta kutu ve içindeki yazılar kalıyor. Babasının hayallerine, kelimelerine, kırıklıklarına büyüyerek tanıklık eden bir kız çocuğu… Babasıyla tek ortak yanı sorgulamak olan, başka şehirlerde okumak isteyen, hayata kendi yolundan yürümeye çalışan bir genç kadın. Ve dedesinin şu sözü, kitabın satır aralarında okurun kalbine batıyor:

“Baban ve senin tek ortak özelliğiniz, yaşadığınız hayata nankörlük etmeniz.”

Hülya da tıpkı babası gibi, acıya yazıyla yanıt veriyor. Dergilere yazılar yazıyor, aşka yakalanıyor, ihanete uğruyor. Ve sonunda o da bir Adem doğuruyor. Ne babasını tanımış, ne annesiyle kalabilmiş bu yeni Adem, yetimhaneden bir aileye evlatlık veriliyor ama geçmişi öğrenmeye başladığında, içindeki intikam duygusuyla kendi yolculuğuna çıkıyor. Tıpkı ilk Adem gibi, bir arayış içinde.

“Yanılsamalar”, bir kitap olsa da hayatın ta kendisi. Adem’den Hülya’ya, Hülya’dan yeni Adem’e geçen acı, umut, arayış ve kayboluş; nesilden nesle aktarılan kırık dökük bir hayal gibi. Her karakterin yarım kalmışlığı, okurun kendi içindeki eksiklerle buluşuyor.

Bu kitap bana şunu kattı:
Hayat, çoğu zaman bizim olmayan rolleri kabullenerek geçip gidiyor. Yazmak, yaşamak kadar gerçek. Ve her ne kadar toplum bize başka yollardan yürümeyi öğütlese de, kendi yolumuzu aramaktan vazgeçmemek bir varoluş meselesi. Belki de hepimiz içimizdeki “özgür kuşu” yaşatmak için, önce hırslı kedilerle yüzleşmek zorundayız.

Oğuz Kemal Özkan

Birbirlerinin Kaderini Yaşayanların Hikâyesi: ‘Yanılsama’

3 Yorum

  1. Çok keyifle okudum kitabı ben de. Konu burada biter derken başka bir konunun içinde buldum kendimi. Bir kitabın içerisinde 3 ayrı muhteşem hikaye tek bir romanda.

  2. Kendi hırsları yüzünden hem kendi hem de başkalarının hayatlarını yıkanların hikayesi…
    Hırslarına yenik düşenlere acımalı mı uyandırmalı mı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu