Kübizmin Babası: Paul Cézanne
Picasso’ya göre o “kübizmin babası”ydı:
Paul Cézanne
Paul Cézanne 19 Ocak 1839’da güney Fransa’da doğdu. Okulda ünlü yazar Émile Zola ve Baptistin Baille ile tanıştı ve bu üçlü birbirlerinden hiç ayrılmadıkları için “les trois inséparables” (ayrılmaz üçlü) olarak tanınıyordu. Babasının isteklerine boyun eğerek bir süre hukuk okuyan Cézanne aynı zamanda çizim dersleri alıyordu. Zola onun sanat kariyerini destekliyordu. Bir süre sonra bunu babasına da kabul ettiren Cézanne’a babası 400 bin frank verdi. Dolayısıyla zamanın çoğu ressamının aksine onun maddi sıkıntıları yoktu ve kendini sanatına adadı.
1861-1870 yılları arasındaki çalışmaları “Karanlık Dönem” olarak nitelenen Cézanne, bu yıllarda resimlerini spatül kullanarak çiziyordu. Bu dönem modern ekspresyonizmin icadı olarak görülüyor. Karanlık Dönem’de Cézanne erotizm ve şiddet içeren sahneleri konu alıyordu.
Sevgilisi Marie-Hortense Fiquet’le beraber Paris’e taşındıktan sonra “empresyonistlerin dekanı” olarak bilinen Camille Pissarro’yla tanıştı. Başta onun öğrencisi konumunda olan Cézanne, Pissarro hakkında “Benim için bir baba gibiydi. Öğütlerini dinleyeceğim bir adam ve biraz da Tanrı gibi.” diyordu. İlk çocuğu evlilik dışı olan Cézanne bunu babasına haber vermedi. Bu yıllar onun “Empresyonist Dönem”iydi ve 10 sene kadar bu stilde devam etti. Pissarro’yla tarlalara gidiyor, beraber çizim yapıyorlardı. Pissarro’nun etkisiyle koyu renklerden vazgeçti. Yıllar süren bu sanatsal ortaklık bir süre sonra onları eşit konuma getirdi. Cézanne bu dönemde Renoir ve Monet ile de arkadaşlık yaptı.
Provence iline yerleşen Cézanne “Olgunluk Dönemi” eserlerini vermeye başladı. Paul’un bir oğlu olduğunu öğrenen babası ilk başta onu her türlü maddi yardımı kesmekle tehdit etse de daha sonra yumuşadı. 1886 yılı Cézanne için bir dönüm noktasıydı. Sevgilisi Hortense’le evlenen Cézanne aynı yıl içinde babasını kaybetti. Yine aynı sene içinde çocukluk arkadaşı Émile Zola’yla arası bozuldu.L’Œuvre kitabındaki başarısız ressam karakter Claude Lantier’i kendisini baz alarak yazdığı için Zola’yla görüşmeyi kesti ve yıllarca süren dostlukları bitti.
1890’dan 1906’daki ölümüne kadar Son Dönem eserlerini veren Cézanne yeni yetişen ressamların örnek aldığı bir figürdü. Bu dönemde eşiyle arası bozulan ressam diyabet olduğunu öğrendi. Son yıllarında Katolikliğe geri döndü ve içine kapanarak kendini sanatına verdi. Bir gün tarlada resim yaparken yağmura yakalanan Cézanne iki saat yağmurun altında çalıştıktan sonra eve dönmeye karar verdi. Yolda bayılan ressamı geçen bir sürücü fark ederek eve taşıdı. Ertesi gün çalışmaya devam etmek isteyen Cézanne yeniden bayıldı ve yattığı yataktan bir daha kalkamadı. Birkaç gün sonra zatürreden hayatını kaybetti.
Matisse ve Picasso, onu “kübizmin babası” olarak gördü ve Picasso onun hakkında “tek üstad” dedi. Görsel dünyayı silindir, küp ve kürelere indirgemek isteyen Cézanne kendinden sonra gelen ressamlar için bir ilham kaynağı oldu.