SANATTAN

BİR TÜRK SANATÇI ‘DÜNYA SANAT GÜNÜ’NÜ NASIL İLAN ETTİRMİŞTİ?

İlk olarak UPSD ve Dünya Sanat Birlikleri Başkanı Bedri Baykam‘ın, Leonardo da Vinci‘nin doğum gününü ‘Dünya Sanat Günü’ olarak kutlanmasını önermesi sonucu kabul edildi bu özel gün. Peki ‘Dünya Sanat Günü’ nasıl kabul edildi?

2011’de Guadalajara/Meksika’da gerçekleşen IAA/International Associations of Art Genel Kurul Toplantısı’nda Türkiye temsilcisi UPSD Başkanı Bedri Baykam’ın sunumunun ardından, UPSD/Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin önerisi üzerine, Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan’ın, Dünya Sanat Günü / World Art Day (WAD) olarak saptanması oybirliği ile kabul edildi.

İşte ‘Dünya Sanat Günü’ olarak bir ‘gün’ün kabul edilme sürecini, önerinin sahibi Bedri Baykam şu yazılı açıklama ile aktardı:
”Bundan 7 yıl önce, Meksika’da yapılacak olan IAA UNESCO Resmi Partneri Uluslararası Sanat Dernekleri Genel Kurulu’na gitmeden önce, UPSD, Türkiye Ulusal Komitesi olarak toplantı yapıyorduk. Yönetim Kurulu’ndan arkadaşlarıma “neden bir Dünya Sanat Günü yok?” diye yakınıp, bu konuyu bir teklifle sahaya taşımanın en doğru şey olacağını düşündüğümü açıkladım. Onların da hiçbiri konuya soğuk bakmadı. İnternette gerçekten bu konuda hiçbir şey çıkmıyordu. Bu sefer hangi günlerin dünya sanat günü olarak teklif edilebileceğini düşündük. Tabi mağara resmi yapan ilk “sanatçı”, bu işin tam anlamıyla öncüsüydü. Ancak onunla/onlarla ilgili hiçbir somut tarihe rastlayamadım ve arkadaşlarıma Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan gününü teklif ettim. Leonardo gerçekten disiplinlerarası farklı katmanları yaptığı geçişler ile bugünkü dünyada bile herkesi etkileyen ve heyecanlandıran tılsımlı bir isimdi sanki.

Aradan bir ay geçtikten sonra, o dönem genel sekreterliğimi yapan sevgili Safiye Mine ve Sibel’le Los Angeles üzerinden Meksika’ya gittik. Los Angeles havaalanında 4-5 Türk doktorla tanıştık, fotoğraflar çektirdik, şakalaştık. Çoğu Fenerbahçeli’ydi ve üstelik FBTV’deki programımın müdavim izleyicileriydiler. 2 Nisan günü, Genel Kurulun birinci gününde teklifimizi kürsüye taşıdım. Güzel bir konuşma hazırlamıştım üstelik 2-3 gün süren genel kurullarda yeni ve heyecanlı her şeyin ilk gün yapılması gerektiğini biliyordum. Ömür üstünden tüm siyasi tecrübem bir yerde işe yarayacaktı elbet! Teklif, kulis çalışmalarının da etkisiyle oybirliğiyle kabul edilirken bildirileri çalışkan bir şekilde tüm salona dağıtmış olan Safiye ve Sibel’le beraber, gözlerimize inanamadan bunu kutladık! Türkiye’ye dönüp, ilk 15 Nisan’ı kendi yönetim kurulu üyelerimiz ve birkaç sanatçı dostları arasında henüz kutlamıştık ki 18 Nisan’da o malum ağır bıçaklı saldırıya uğradım. O sokakta kimsenin beni arabasına almak istemediği meşhur günü hatırladınız değil mi? Sonuçta Akatlar Kültür Merkezi’nin o günlerdeki müdürü Selçuk Kaltalioğlu beni bir taksiye atıp Acıbadem Maslak hastanesine götürdü. Orada beni kim ameliyat etti o gün biliyor musunuz? Los Angeles havaalanında beraber onca fotoğraf çektirdiğimiz Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu! Sedyenin örtüsünü kaldırdığında gözlerine inanamamış. O gün beni onun usta ve mucizevi elleri dışında kurtaran esas detay, o günlerde biraz ekstra şekilde kilolu oluşumdu. 2-3 milim farkla, ana arter kesilmekten kurtulmuş! O da gitse olay yerinde 2-3 dakikada kan kaybından ölecektim. Sosyal medyanın çirkin yüzleri o günlerde hem akıl almaz bir şekilde sabah akşam bana küfür ettiler, neden ölmediğimi sordular. Bu da yetmiyormuş gibi benim yalnız bacağıma küçücük bir yara aldığımı ve buna karşın boş yere yaygara kopardığımı yaydılar. Hem de doktor raporu ve her şey ulu ortada olmasına rağmen. Üstelik ameliyat tüm göğsüm ortasından açılarak yapılabilmişti ancak. Böylece Dünya Sanat Günü konusunda ilk tebriği, Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı”nı savunan basın toplantısından çıktıktan sonra almış oldum! Tabii gerek hastaneye gelerek, gerek mesajlarla bana güç veren on binlerce, yüz binlerce aydın vatandaşımın da hakkını yemeden onları da anmalıyım.

Her şey bir yana, Dünya Sanat Günü bugün Türkiye’nin her yerinde, Peru’dan Amerika’ya, Londra’dan Hindistan’a, Paris’ten Yeni Zelanda’ya kadar dünyanın 60’dan fazla ülkesinde kutlanıyor. Üstelik hem halk, hem müzeler tabanında! Bu başarıdır, bu çok büyük bir güzelliktir.

Dünya Sanat Günü, Türk aydınlanmasının, Atatürk barışçılığının, hümanizmasının evrensel barış ve dostluk ilkelerinin, dünyaya doğrudan bir hediyesidir. Dünyamızın yine bu dönemlerde içinden geçtiği yoğun üzücü yorucu ve ağır sonuçlarla gelen kara tüneller, umuyoruz yakın bir dönemde dünya sanatçılarının ve sanatseverlerin iletişimleri diyalogları sevgileri dünyaya güzel ve kalıcı izler bırakma arzuları ile son bulacak dünya adım adım, daha farklı daha barışçı, zamanını ve enerjisini daha güzel şeylere ayırmayı başaran bir yer haline gelecektir. Bu sözlerimiz kimilerini çok saf, çok naif gelebilir. Hiç fark etmez! Bu saf görünen güzelliklerin onların yeryüzündeki ana hedefleri haline getirdiği hırstan, maddi çıkar arayışlarından, toprak savaşlarından ırk ve din kavgalarından çok daha değerli olduğunu biliyoruz!

15 Nisan Dünya Sanat Günümüz kutlu olsun! Çocuklarımıza sanatın güler yüzünü yenilikçiliğini araştırmacılığını devrimciliğini barışçılığını, saygısını aşılayabilirsek, ne mutlu bize!

Dünya Sanat Günümüz kutlu olsun!”

Başa dön tuşu