SANATTANSİNEMA

CHARLIE CHAPLIN’in Filmleri ve Hayatı Üzerine 10 Sözü…

Çağımıza damgasını vuran sanatçılardan biri olarak tanınan sessiz sinema dünyasının ünlü oyuncusu Şarlo(Charlie Chaplin), ‘Altına Hücum’, ‘Sahne Işıkları’, ‘Modern Zamanlar’, ‘Büyük Diktatör’ filmleriyle bütün dünyanın tanıdığı bir sanatçı olmuştu.

İşte Şarlo’nun filmlerinin başarısının sırları yine kendi sözlerinden:

Bütün filmlerimin dayandığı  düşünce şudur: Çevremde olup biten, benim ya da başkalarının başına gelen tüm tersliklere karşın ciddiyeti elden bırakmamaya (umutsuzca) çalışırım. Bir de başıma ne gelirse gelsin, o her zamanki, olağan küçük ‘gentleman’ görünümünü sürdürmek isterim. En olmayacak anlarda sopamı yakalamam, kravatıma ya da melon şapkama çekidüzen vermem ondandır. Şapkamı düzeltirken kafam çatlamış, orası önemli değil… (1918)

İnsanların içgüdülerinde şu iki nokta dikkatimi çekti: Biri zenginliğin cezalandırılmasından hoşlanmaları, öbürü perdedeki ya da sahnedeki bir oyuncuyla aynı duyguları kolaylıkla paylaşabilmeleri. İnsanların onda dokuzu yoksul olduğundan ve bilinçaltlarında, zengin olan onda biri kıskandıklarından filmlerimde hep olmayacak şeyler zenginlerin başına gelir. Örneğin, filmde çok şık bir hanımın yakasından içeri buz parçası atıldığında seyirci güler. Hem buzun verdiği ürpertiyi bildiği için, hem de olay bir zenginin yani bunu haketmiş birinin başına geldiği için. Yoksul bir kadının elbisesinden içeri atılsaydı buz, seyirci yine aynı duyguyu paylaşabilir, ancak asla gülemezdi. (1918)

 

 

Şarlo tipini nerden bulduğum çok soruldu. Yanıtım hep aynı: Londra sokaklarında gördüğüm binlerce adamın senteziydi o… (1918)

 

 

 


Gülmek ya da güldürmek için önerdiğim yöntemler her zaman başarılı olmayabilir. Ancak, seyirciyi türlü bayağılıklar ve kabalıklarla güldürmektense, hiç güldürmemeyi yeğlerim. Gülmek, güldürmek de bir düşünce ürünü olmalıdır. Seyirciyi güldürmenin gizli, saklı ya da tılsımlı bir yanı yoktur. Benim tek gizim, gözlerimi her an açık, aklımı zinde tutmaktır. Sürekli olarak insanı inceledim. Çünkü insanı tanımadan mesleğimde hiçbir şey yapamazdım. Tüm başarının temelinde insanı tanımak yatar. (1918)

Annem olmasaydı, böylesine bir pandomim sanatçısı olamazdım. O, gördüğüm en iyi pandomimciydi. Bütün gün camın önünde durur, yolda olup biteni izlerdi. Ve ben onu seyrederek, yalnız duyguları ellerimle yüzümle yansıtmayı değil, aynı zamanda insanları incelemeyi de öğrendim… İşte annemin bana öğretebildiği en değerli şey bu izleme, inceleme gücüydü. (1919)

 

Canlandırdığım tip giderek değişti, değişiyor da. Şimdi, eskisine oranla daha trajik. Saçma sapan tavırlardan arındı. Daha bir akılcı oldu ve daha organik bir bütünlüğe kavuştu… Şarlo, şimdi daha az maske, daha çok yaşayan insan… (1928)

 

 

Sesli sinema mı? Nefret ediyorum… Sesli sinema dünyanın en eski sanatını berbat etti. Yani pandomim sanatını. Sessizliğin o sonsuz güzelliğini bozdu… (1928)

 

Sinemayla tiyatro arasında hiçbir bağ yoktur. Tersini savunanlar yanılıyor. Sinema da tiyatro da kendilerine özgü sanatlardır. ‘Altına Hücum’ filminde bir yastığı paramparça ettim. Bembeyaz kuş tüyleri siyah perdenin üzerinde uçuşuyordu. Bu etkiyi tiyatroda başarmak olanaksızdır. Öte yandan sahnenin kendi gerçeği, yaşarlılığı vardır; kelimeler sahneye ne ekleyebilir? (1928)

 

Dünyanın en güzel sesine de sahip olsam filmlerimde sessiz kalacağım. Pandomim, duyguları kelimelerden çok daha iyi yansıtır. Üstelik, pandomimin sözden üstünlüğü de evrenselliğinden gelir. Çinli çocuklar Hintli çocuklar, hepsi ben, kolaylıkla anlıyor… Çince ya da Hintçe bile konuşsam, beni bundan daha iyi anlayacaklarını sanmıyorum… (1931)

 

 

Ben Charlie Chaplin, Hollywood’un can çekişmekte olduğunu ilan ederim. Artık Hollywood’un bir sanat olan ve olması gereken sinemayla hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Hollywood’da yapılan tek iş kilometrelerce ve kilometrelerce film harcamaktır. Ve burada yalnız ve yalnız para babalarının sözü geçer. Hayır sakın bir devrimci ya da Bostonlu bir gazetecinin yazdığı gibi sabotajcı olduğumu sanmayın. Anlaşılan büyük bir suç işledim: Vatan sevgimin ya da dünya görüşümün sınır tanımadığını söyledim. Sınır tanımamam politika için olduğu kadar, sinema için de geçerlidir. (1947)

Charlie Chaplin ve eşi – 1977

 

Başa dön tuşu