KÖŞE YAZILARISİNEMAVeysel Boğatepe

Düşsel bir yolculukta içsel sorgulama: ‘Keşif’ – Veysel Boğatepe yazdı…

Seyircisini fantastik bir maceranın içine alarak ütopyalarda dolaştıran fantezi, bilim kurgu türündeki filmlerin konu itibariyle ortak özellikleri, geçmiş ile gelecek arasında kurdukları bağlantıdır. Bu tür filmlerde genellikle geçmiş daima gerçekliği, gelecek ise ütopyayı oluşturur. ‘Keşif’ adlı film ise bu genelin dışına çıkarak tam tersi bir kurguyla karşımıza çıkıyor. Şimdiki zamanın ütopyasından, geçmişin salt gerçekliğine doğru yolculuğa çıkartarak seyircinin beklentisini somutlaştırıyor. Belki de sinemamızda bir ilkin başlangıcı sayılabilecek film kendi türünden işte bu yönleriyle ayrılıyor.

Çocuklar ve gençler arasında bağımlılık haline gelen, gerçeklik duygusundan uzaklaştırarak şiddete ve olumsuz davranışlara yönelten GPRS oyunlarına fantastik bir perspektiften yaklaşan ‘Keşif’; Ağrı, İzmir ve İstanbul üçgeninde birbirlerine ağ ile bağlanarak oyun oynayan üç genci içine alarak sanal gerçeklikte dolaştırıyor. Bilgisayar başından 100 yıl geriye giderek Çanakkale cephesine düşen bu üç genç, farklı kültür ve beklentileri olmasına rağmen ortak bir paydada anlaşmak, uzlaşmak zorunda kalıyorlar. Tek amaçları, içine düştükleri sanal gerçeklikten kurtulmak ve evlerine geri dönmektir.

Sanal gerçeklikten Çanakkale cephesine

Farklı şehirlerde yaşayan ve ağ üzerinden birbirine bağlanan oyun oynayan ancak gerçek yaşamda birbirini hiç tanımayan üç gencin kendilerini bulma hikâyesinin anlatıldığı Keşif, savaş ve strateji oyunlarından birisidir. Oyunu oynarken kendilerince birer kahramana bürünen bu üç gencin bilgisayarı, ekranda beliren birkaç basit soru sonrasında donar ve böylece sığındıkları sanal dünyanın kapıları da kapanmış olur. Bilgisayar başında aldıkları komutlarla geçmişe doğru fantastik bir yolculuğa çıkan gençler sanal gerçeklik uzamında gerçek savaşın yaşandığı Çanakkale cephesinde bulurlar kendilerini. Yol boyunca birbirlerini tanımaya başlarken geçmiş ile gelecek, sanal ile gerçek arasında yaşadıkları ve cephede gördükleri manzaralar, kendilerini yeniden keşfetmeleri için iyi bir deneyim olacaktır.

Yaşadıkları, gördükleri karşısında kendi gerçekleriyle yüzleşme cesaretini bulan gençler, Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal’in de cephede olduğunu öğrenmeleriyle korkularından sıyrılırlar ve eve dönmekten vazgeçerler. Onlar artık ilaç kıtlığından acılar içinde kıvranan askerlere ilaç temin edebilmek için Anzak çadırına sızacak kadar gerçeklerle yüzleşmiş ve içsel sorgulamadan kendilerini geçirecek cesareti göstermişlerdir.

Kendi gerçeğinle yüzleşmeye hazır mısın?

Enformasyon ağlarının neden olduğu şiddet, kimlik bunalımı, kişilik bölünmesi, davranış bozukluğu gibi travmalar üzerinden bolca sosyal içerikli mesajlar veren film, seyirciyi yalnızca fantastik bir düş gezintisine çıkartmıyor. Teknolojinin hükmettiği dijital çağda gerçek ile sanal arasına sıkışan insanlığa, herkesin kolayca anlayabileceği basit sorular yönelterek öz benliğini bulmaya çağırıyor. Detay çekimleriyle mesajların doğrudan, dram ile aksiyonun ise ölçülü verilerek seyircinin karmaşık duygulara kapılmasını önleme çabası bu filmi diğerlerinden ayıran artılarından.

Konu bakımından ilk olarak 1995’te çekilen ABD yapımı “Jumanji”yi çağrıştırıyor fakat eğlencelik, ayakları yere basmayan bir film değil. Toplumsal sorunlara eğilen, sorular soran, sorgulatan ve bu yönde mesajlar verme derdinde olan Keşif’i özellikle de gençlerin izlemesini tavsiye ederim.

Veysel Boğatepe

Keşif:

Senaryo: Irmak Atabek Damla Atabek Evren Yiğit

Yönetmen: A. Volkan Kocatürk

Yapımcı: Ayfer Özgürel

Yapım: TFT

Tür: Fantastik / Macera

Vizyon: 19 Ekim 2018

Oyuncular: Burak Can, Sude Zulal Güler, İbrahim Yıldız, Yurdaer Okur, Pelin Akıl, Volkan Ünal, Rüzgâr Aksoy, Mehmet Çepiç

Başa dön tuşu