Sanat Tarihinden 5 Yasak Aşk!

Sanat tarihinden, duygu yüklü 5 yasak aşk macerası..
Entrikalarla, dedikodularla dolu sanat tarihinden 5 kısa yasak aşk öyküsü… Kimi gözlerinizi dolduracak, kimiyse tatlı tatlı sırıtmanıza sebep olacak cinsten.
1. Pablo Picasso ve Marie-Thérèse Walter
1927 yılında, Paris’teki Galeries Lafayette’in önünde, Picasso, 17 yaşındaki Marie-Thérèse Walter’i ilk kez gördü. Ünlü ressamın “Matmazel, çok ilginç bir yüzünüz var. Portrenizi yapmayı isterdim. Ben Picasso’yum.” sözleriyle başladığı konuşma kısa zamanda bir gizli aşk macerasına dönüştü. Gizliydi, çünkü o zamanlar 45 yaşında olan Picasso, evliydi (Olga Khokhlova). Skandal tadında bu aşk ilişkisi 1935’te Marie-Thérèse’in hamile kalarak bir kız çocuğu (Maya) dünyaya getirmesiyle açığa çıktı.
Picasso Marie-Thérèse’in gençliğine, güzelliğine, hayat dolu oluşuna adeta vurulmuştu. 1927-1939arasında onun fiziksel görünüşüne referansla sayısız resim, çizim, heykel yarattı. Sarı düz saçlar, yumuşak yüz hatları…
2. Auguste Rodin ve Camille Claudel
Onlarınki trajik bir aşk macerası; hele ki Camille Claudel‘in tarafından bakarsak…
1864 doğumlu Camille, heykeltıraş Alfred Boucher’in tavsiyesi üzerine 1881’de ailesiyle Paris’e giderek güzel sanatlar okulu, Académie Colarossi’de derslere katılmaya başladı. Ardından Paris’te bir stüdyo tuttu. Burayı paylaştığı heykeltıraşlarla, Alfred Boucher mentorluğunda çalışıyorlardı. Ta ki 1882’de bir gün hocaları Boucher’in İtalya’ya gitmesi gerekene kadar. Boucher’in kendisi yokken öğrencilerini Rodin’e emanet edişi Camille ve Rodin’in tanışmasına vesile oldu.
Bu sıralar ilk büyük işlerini alan Rodin kendisine birkaç asistan tutmaya karar verdi. Asistanlar arasında Camille de vardı. Rodin’le çalıştığı dönem Camille’in kariyeri için hayli önemli ve yoğun bir dönem oldu. İşte tam bu sırada genç Camille’in yeteneğinden etkilenen ve ona sırılsıklam aşık olan bir Rodin hayal edin.
İlişkileri başladığında Camille Claudel 21, Rodin, 45 yaşındaydı… Fakat henüz evli değilse de Rodin’in hayatında başka bir kadın vardı: Rose Beuret. Rodin, Camille Claudel’e aşık olsa da Rose Beuret’le bağını koparmıyordu. Ne yardan ne serden… Bu durum Camille’in psikolojik durumunu ağır şekilde etkiliyordu. Sevgilisiyle baş başa zamanlar geçirmek istiyordu ama olmuyordu. “Sakountala” adlı şaheseriyle ödül alışı ve ardından şöhretinin yükselişe geçişi 1892’de Rodin’den hamile kalmasıyla ağır bir darbe aldı. Hamileliğini yalnız başına geçiren Camille bir de doğumda çocuğunu kaybedince en derin kırılmayı yaşadı. O yıl Rodin ve Camille ayrıldılar.
1905’te Camille’in ruhsal rahatsızlıkları baş göstermeye başladı. Eserlerini kırdı, parçaladı. Rodin’i fikirlerini çalmakla suçladı. Paranoyaların esiri olmaya başladı. Derken 1913‘te kardeşinin girişimiyle akıl hastanesine yatırıldı. Tam 30 yıl, 1943’te ölene dek burada kalacaktı.
3. Rembrandt ve Hendrickje Stoffels
Işığın ve gölgelerin ustası Rembrandt, 1642‘de, henüz 29 yaşında olan karısını kaybedince, bebek yaştaki oğlu Titus‘la bir başına kaldı. Karısı Saskia van Uylenburgh vasiyetinde, oğlu Titus’a bıraktığı mallardan Rembrandt’ın faydalanabilmesi için tek bir şart sunuyordu: “Tekrar evlenmeyeceksin.” Ne var ki, göçüp giden genç karısının garip hırsı Rembrandt’ın gizli bir sevdiceği olmasını engelleyemedi. Rembrandt’ın evinde hizmetçi olarak işe başlayan Hendrickje Stoffels önce ünlü ressamın ilham perisi oldu; ardından da sevgilisi…
Rembrandt, 20 yaşındaki genç sevgilisinin pek çok portresini yaptı. Önce sanatının esin perisi olan Hendrickje Stoffels, sonra çocuğunun da annesi oldu. Evlilik dışı bir ilişkiden çocuk sahibi olmaları ise zamanın şartlarında boğazlarına kadar günaha batmak demekti…
4.Man Ray ve Kiki de Montparnasse
Kiki de Montparnasse yani Montparnasse’lı Kiki 1920’li yılların Paris kültüründe fenomen haline gelmiş bir kadın… Gerçek ismi Alice Ernestine Prin olan Kiki, pek çok Fransız ressamın modeli, gece klübü şarkıcısı, aktris, yazar ve ressam olarak hayatını sürdürdü. Genç yaşlarından itibaren nü modellik yapmış, avant-garde akımın sembollerinden biri olmuş bu özgür ve bohem ruh, sanatçı Man Ray‘in de kalbini çaldı.
Man Ray’in Kiki’yle tanışması Belçikalı şair Adon Lacroix‘dan ayrıldığı zamanlara denk geliyor. Fakat Man Ray ve Kiki sevgili olduklarında Ray, teknik olarak hala Lacroix’yla evli. Tabii Man Ray yıllar sonra, bu defa Lee Miller’a aşık oluyor ve bu defa Kiki’yi terk ediveriyor. Ah bu aşk döngüsü!..
İlişkileri süresince, Montparnasse‘ın Kraliçesi Kiki, Ray’in bir çok eserine model oldu. O pek ünlü Le Violon d’Ingres fotoğrafı gibi…
5. Raphael ve Margherita Luti
Raphael ve Margherita’nın ilişkisi masallarla yarışacak cinsten, romantizm dozu yüksek bir aşk macerası.
1483 doğumlu Raphael, “ressamların prensi”ydi. Daha 17’sinde kariyerinin doruklarına tırmandı ve Leonardo da Vinci’nin mentorluğunda çalıştı. Aynı zamanda Vatikan’da, Papa II. Julius’un baş mimarıydı. Margherita ise bir köylü kızıydı; babası fırıncıydı. Sosyal statüsü Raphael’le yarışamayacak düzeydeydi. Raphael ve Margherita sosyal olarak başka dünyaların insanıydılar ama duygusal boyutta kendilerine yeni bir dünya kurdular.
Raphael, Margherita’yı ilk kez evinin önündeki bir çeşmede ayaklarını yıkarken gördü. İşte o an Margherita’nın karanlık güzelliğinden hayli etkilendi ve kızın peşine düştü. Aralarında öyle bir ilişki başladı ki sanat tarihçisi Giorgio Vasari’ye göre Raphael, Margherita olmadan resmine de odaklanamıyordu.
Bu sırada Raphael, Maria Bibbiena adında yüksek sosyal statüye sahip bir kadınla nişanlıydı. Dolayısıyla, Margherita ve Raphael’in ilişkisi ortaya çıkarsa, olay her açıdan skandal olurdu. Bu durumda Raphael, Vatikan’daki işini bile kaybedebilirdi.
Buna rağmen Margherita’yla gizli gizli evlenmiş olabileceğine dair bile dedikodular var. Resimde gördüğünüz üzere Margherita’nın üçüncü parmağında yer alan yüzük bu dedikoduların en büyük kaynağı.
Bir başka resimde ise Margherita’nın kolunda mavi bir kurdelenin bağlı olduğunu görüyoruz. Üzerinde ise Raphael’in adı yazılı… 1520‘ye ait bu portrede, fonda mersin ve ayva ağaçları var. Yani aşkın ve evliliğin sembolleri… Margherita’nın kafasında, kadınların genellikle evlenirken taktığı pahalı, inci bir broş var. Ayrıca dönemin şartlarında, resimde çıplak bir modelin varlığı, Raphael ve Margherita arasındaki samimi ilişkinin de bir göstergesi niteliğinde…
Raphael 37 yaşında , henüz evlenmemişken hayatını kaybetti. Sanat tarihçisi Giorgio Vasari, Margherita için “Raphael’in ölünceye kadar sevdiği kadın” diyor.
h/t: theculturetrip
(www.nolm.us)