Damla PektaşKİTAPKÖŞE YAZILARI

Doğaya Fısıldayan Çocuklar Ve Luigi Ballerini – Damla Pektaş yazdı…

Eğer Doğaya Yeterince Kulak Verirseniz Onu Duyabilirsiniz Bile!

“Onun ilk yıllarını hiçbir şey yapmayarak boşa tükettiğini görmekten kaygıya düşüyorsunuz, öyle mi?
Nasıl olur!
Mutlu olmak hiçbir şey yapmamak mıdır?
Gün boyunca zıplamak, oynamak, koşmak hiçbir şey yapmamak mıdır?
Ömrü boyunca hiç bu kadar meşgul olmayacaktır.” 
-J.J. Rousseau-Emile

Doğanın bizi daima sıvı formda tuttuğuna inanıyorum. Ocaktan alınan çikolatalı bir pudingin donması gibi insanın doğadan koparıldığında/koptuğunda katılaştığını ve donuklaştığını düşünüyorum. Çünkü doğada daima yanan bir hayat ateşi var. Bu ateşin içinde ağaçlar, kuşlar, yıldızlar, benekli mantarlar, tüylü tırtıllar ve diğer her şeyden mevcut. Ve bu ateş yalnızca ruhu ısıtmakla kalmayıp ruhun ihtiyaç duyduğu besinlerin katılması için gerekli olan uygun kıvamı da sağlıyor. Ateşten uzaklaşıp katılaşan bir ruha malzeme katmak ise neredeyse imkansız.

Doğaya Fısıldayan Çocuklar, hem çocukluğa hem de doğaya övgü niteliğinde bir eser. Bir yaz tatili düşünün, düşünün ki bu tatilde ağaçların dallarında, nehrin kenarında, ay çiçeği tarlalarında, kırlarda geçmeyen tek bir gün bile yok. Bir de bu tabloya çok iyi anlaşan, hoplayan, zıplayan, merak eden, keşfeden iki kafadar ekleyelim. Rousseau’nun mutluluk tanımı bu noktada Abidin Dino’nun Mutluluğun Resmi’ne dönüşüyor. Süreçte doğanın kolaylaştırıcılığında geliştirilen bu samimiyetin onlara bazı hediyeleri olacaktır; kuşkusuz bu hediyelerin en büyüğü neşedir. Diğer hediyeler ise doğaya yeterince kulak verilmesiyle önce çocukları sonra okuru şaşırtarak birer birer ortaya çıkıyor.

İtalya’nın bir köyünde geçen ve yaz tatilinde bir araya gelen iki çocuğun doğanın kolaylaştırıcılığında günden güne gelişen dostluğunu anlatan hikaye, bunun dışında da pek çok şey anlatıyor. Yazar, sanki bütün tuşlara aynı anda basmış: toplumsal cinsiyet, farklı aile yapısı, özel gereksinimlilik gibi hassas konuları incelikle öykünün içine sirayet ettirerek okuyucunun karakterler aracılığıyla farklılıklar üzerine empati kurmasına alan açmıştır.

Doğaya Fısıldayan Çocuklar Ve Luigi Ballerini

Ödüllü çocuk ve gençlik edebiyatı yazarı Luigi Ballerini tarafından yazılmış olup Günışığı Kitaplığı tarafından yayınlanmış olan Doğaya Fısıldayan Çocuklar, aslında birkaç yıl evvel elime geçmişti. Kitaplıktan alınıp okunması zaman aldı. Ancak bu zaman diliminde Aşktan Edebiyattan temalı 14. İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali’nde Luigi Ballerini’nin Mehmet Erkurt moderatörlüğünde söyleşisini dinleme şansım oldu.

Söyleşide, aynı zamanda psikanalist olduğunu ve gençlerin yeteneklerini desteklemeye yönelik bir vakfı bulunduğunu öğrendiğim yazar tarafından öyle kıymetli cümleler sarf edildi ki neredeyse tüm söyleşiyi not etmiştim.

Doğaya Fısıldayan Çocuklar Ve Luigi Ballerini

İşte Luigi Ballerini’nin çocukluğa ve gençliğe dair çok değerli bilgiler içeren söyleşisinden bazı notlar:

“Hikayeleri benim aramama gerek kalmıyor; hikayeler bana geliyor.”

“Çocuklar için yazı yazmak erişkinler için yazı yazmak gibidir. Ancak çok daha zordur. Bu büyük bir sorumluluk gerektirir.”

“Bir yazar için yaşamın hiçbir ayrıntısı anlamsız ve önemsiz değildir.”

“Gençler ve çocuklar için yazıyorsanız onların düşüncesine değer vermeniz gerekir. Çünkü küçük de olsa düşünüyorlardır ve iyi düşünüyorlardır.”

“Her yazar aslında başkaları için yazar. Çocuklar ve gençler için yazanlar ise bunun daha da farkında olmalılar. Eğer gençler için yazıyorsak onları sevmeli, anlamalı ve değer vermeliyiz.”

“Kitap yazarak zengin olunmaz ama zengin olmak ne demek, önce onu mu anlamalıyız acaba? Ben onlarla her sohbet ettiğimde zenginleşiyorum.”

“Gençler için yazılan kitaplarda sansür bulunmamalı. Zorlukları sunup fazla pedagojiye kaçmadan umut ışığını açık tutmamız şart.”

“Büyüklerdeki en ufak değişiklik, küçüklerde büyük değişikliklere yol açar.”

“-Nasıl oluyor da 16 yaşında bir genç kız gibi düşünebiliyorsun?- diye sormuştu genç bir okurum:
Biz çocuk edebiyatı yazarlarının ortak özelliği bu, 1000 yaşında da olsak 16 yaşında bir genç kız gibi düşünebiliyorsun. Bu çok mükemmel olduğun için değil. Gençleri dinleyip, takdir edebilmekle ilgili.”

Eğer kendisini tekrar ne zaman nerede dinleyebiliriz derseniz 14 Ekim 2023’te gerçekleşecek olan 16. Eğitimde Edebiyat Semineri’nin programını inceleyebilirsiniz.

Damla Pektaş
Çocuk Gelişim Uzmanı

Yeni Yılda 1 Milyon Kitap - Damla Pektaş yazdı... 2

Hafiflik Sevgidir; Sevgi Hafifliktir – Damla Pektaş yazdı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu