Bu Kitaplar Kapış Kapış! 2025’in Çok Satan Kitapları

2025’in ilk ayları, kitap dünyasında büyük bir hareketlilikle başladı! Okurların yoğun ilgisiyle raflarda hızla tükenen ve çok satanlar listelerine adını yazdıran eserler arasında edebiyatın farklı türlerinden birçok kitap var. Sürükleyici romanlardan derin felsefi metinlere, heyecan verici bilim kurgu hikâyelerinden ilham verici biyografilere kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu kitaplar, şimdiden yılın favorileri arasında gösteriliyor. Eğer siz de 2025’in çok satan kitaplarını keşfetmek istiyorsanız, bu liste tam size göre!
Hayatın Anlamı – Sinan Canan
“Hayatın anlamı” pek büyük bir başlık. Herkesin ara sıra kendine sorduğu, sormasa da kimi zaman bilinçli ama çoğu zaman bilinç dışında hep aradığı temel bir mesele. Akıl denen yetenek nedeniyle “sürekli bir şeylere anlam vermek zorunda olan” bizler, buradaki varlığımızın da bir anlamı olmasını arzu ediyoruz.
Biz mutluluğu iki şey zannediyoruz: haz ve acıdan kurtulma hali. Haz aldığımız şeylerde, yemek yemek, cinsel ilişki dahil olmak üzere her şeyde ortak bir yön var: Bitiyor. Biz, insan olarak, yediğimiz yemeğin, ilişkinin, haz veren herhangi bir aktivitenin biteceğini bilen tek varlığız. Aldığımız hazzın biteceğini biliyoruz, o nedenle bir yandan bize çok haz verirken aynı esnada bitecek olmasının hüznünü yaşıyoruz.
Azdahak – İskender Pala
“Bu topraklardaki zulüm hiç bitmeyecek, kargaşa hep sürecek, kan akışı durmadan körüklenecek. Beklenen kurtarıcının gelmesi için şiddet ve ölümler daimî olmak zorunda. Burayı cehenneme çevirenlerin inancı, ‘Kanı ne kadar çoğaltırsanız cennete o kadar yaklaşacaksınız!’ diyor. Kıyameti isteyen bu sapkın akıllar, bunu başararak kendilerini kurtaracaklarını düşünüyorlar.
Hayır, buna müsaade edemeyiz!”
Cümleler 1577 yılının İstanbul’undan…
Ama sanki trajedinin, acının, feryatların hiç bitmediği günümüz Ortadoğu’sunu anlatıyor. İnsanlık tarihi biraz da zulümler tarihidir.
Kan ve şiddet üzerinden yapılan hesaplar dünyayı kaosa sürüklemeye başladığında sapkın akıllar, gökten inecek muhayyel bir kurtarıcı için cinayetler işlemeyi, zulümler üretmeyi masum bir iman olarak görürler.
Gerisi insanlığın kaderidir.
Elinizdeki kitap, bir kurtarıcı uğruna akıl almaz cinayetlere, zulümlere, acılara inanç diye koşan kötülerin ve elbette onları durdurmak isteyen iyilerin nefes kesen hikâyesi. Dünyada olup bitenleri anlamak için… İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden…
Kardan Adamın Külleri – Işıl Işık
Emniyet teşkilatının deneyimli komiserlerinden Devin, hayatının bir günde altüst olacağından habersiz. Çözmeye çalıştığı bir cinayet soruşturmasının üstü kapatılmış; hırslı, kolay vazgeçmeyen genç kadının görev yeri değiştirilmiş. Devin’in yeni görevi hem daha zor hem de daha hassas: Peş peşe kaçırılan çocukları bulmak. Aylarca çözülmeyen bu vakalarda failin bıraktığı ilginç bir de ipucu var: Simli bir kardan adam kartpostalı.
Dahası bu korkunç suçun yeni odağı bizzat Devin’in kendisi. Bir yandan kaçırılan çocukları aramaktan, bir yandan da kapatılan cinayet dosyasını canlandırıp aralarındaki olası bağlantıları çözmekten başka çaresi yok. Üstelik bunu yaparken soruşturmadan sorumlu olan, soğuk ve ketum Esmer Başkomiser’le uzlaşmanın bir yolunu da bulmalı.
İpuçlarının adım adım peşinde, soluksuz bir kovalamaca sonunda Devin’i hayatının en sarsıcı şoku bekliyor. Düğümler çözülecek, sırlar açığa çıkacak ve herkesin hayatı sonsuza dek değişecek.
Kardan Adamın Külleri, gerilim ve polisiye hikâyelerinin başarılı ismi Işıl Işık’ın kaleminden aksiyon, macera ve dramın ustalıkla harmanlandığı, ters köşelerle dolu heyecan verici bir polisiye.
Maça Kızı 8 – 4. Kitap – Dilara Pamuk
“Kimdim ben, hiç olmaktan başka?”
“Gözleri gözlerimle sevişiyordu ve bu sevişmeden nice kırgınlıklar, küskünlükler, dargınlıklar doğuyordu. Doğan her bir duyguyu sevmeye çalışıyordum belki de, ondan ve benden bir parça diye. Gözlerine bakmamı söylüyordu, zamanın birinde. Sadece gözlerine bakmamı. Eğer gözlerine bakarsam anlayacağımı. Ya da korkmayacağımı. Ne söylüyordu zamanın birinde, belki de hatırlamıyordum. Gözlerine bakmam gerektiğini biliyordum sadece. Bunu o söylemese de biliyordum. Çünkü benim için onun gözlerine bakmak, bir balığın yüzmesi kadar içgüdüsel bir eylemdi. Bir balıktım ben, onun okyanus karası gözlerinin hasretiyle, cehennem ateşinde yanan. Geride kalan zaman diliminin saniyeler mi yoksa dakikalar mı olduğunu bilmesem de okyanusa bir kez daha düşmek için tek bir saniyenin yeteceğini anlamıştım. Alev alev yanan gözleri, tüm bedenimi cayır cayır yakıyordu ve ben serinlemek için ona muhtaç hissediyordum. Bundan nefret ediyordum.”
Gece Gidenler – Sarah Pekkanen
Catherine Sterling annesini çok iyi tanıdığına inanmaktadır. Annesi Ruth Sterling sessiz, çalışkan ve kızı için yaşayan biridir. Hayatı boyunca dünyaya karşı kızıyla baş başa mücadele etmişlerdir. Catherine artık kanatlarını açmaya, evden taşınmaya ve yeni bir kariyere başlamaya hazırdır ve annesi bunu engellemek için her şeyi yapacaktır.
Ruth Sterling kızını çok iyi tanıdığına inanmaktadır. Catherine asla isyan etmeyecek, annesinin geçmişiyle ilgili hiçbir şeyi sorgulamayacaktır. Ancak Ruth’un kızını yanında tutmak için giriştiği umutsuz arayış, özenle inşa ettiği dünyasındaki çatlakları ortaya çıkarmaya başladığında hem anne hem de kızı aldatmacalarla dolu bir dansa girişirler. Dünyada en sevdiğiniz kişiyi korumak için ne kadar ileri giderdiniz?
Veyl – Kötülerin Şehri – Fatma Şamata
CEHENNEMİN KAPISI AÇILDI KÖTÜLERİN ŞEHRİ’NE.
Yekta Akay, suçluların gönderildiği Kötülerin Şehri isimli adaya düştüğünde suçlu olup olmadığını bilmiyordur. Tek bildiği, suçlu olamayacak kadar iyi bir kalbinin olduğudur. Kötülerin Şehri’nden çıkmanın iki yolu vardır: Ya adaletin biçtiği cezayı çekmek ya da ölmektir. Adadaki herkes kendi gibi kötülerle cezalandırılıyordur ve bu cezaların bir sınırı yoktur. Kötülüğün bir sınırının olmadığı bu şehirde Yekta’nın sekiz yıl, altı ay, on bir günü vardır. Kötülerin Şehri, öncüler ve yancılar tarafından yönetilir. Siyah Bölge Öncüsü Kunter, Yekta’yı yancısı yapmayı kafaya koymuştur çünkü Yekta, bir Gri’dir. Grilerin ne bir bölgesi ne bir öncüsü ne de yancısı vardır. Onlar hem her bölgeye ait hem de hiçbir yere ait değildirler ve Kötülerin Şehri halkının oyuncağı olmak için şehre düşerler. Bir Gri olarak Yekta Akay, Kötülerin Şehri’nde hayatta kalabilecek midir?