İnci Eviner’in “Harem”i BRITISH MUSEUM’da
İNCİ EVİNER’ İN HAREM ADLI VİDEO ESERİ, 10 EKİM 2019 – 26 OCAK 2020 TARİHLERİ ARASINDA BRITISH MUSEUM, LONDRA’DA
İnci Eviner’ in“Harem” (2009) adlı video eserinin sergilendiği “Inspired by the east- how the Islamic world influenced western art” adlı grup sergisi, 10 Ekim 2019’ da British Museum’ da açılıyor.
10 Ekim 2019-26 Ocak 2020 tarihleri arasında British Museum, Londra’da gerçekleşecek grup sergisi “Inspired by the east- how the Islamic world influenced western art”, Doğu ve Batı arasındaki büyüleyici kültürel ve sanatsal etkileşimlerin geçmişini izleyerek, İslam dünyasının yüzyıllar boyunca Batı sanatını nasıl etkilediğini araştırıyor.
Doğu ve Batı arasındaki iç içe geçmiş sanatsal değişimlerin uzun geçmişini 15. yüzyıldan başlayarak bugün dahi hissedilen etkileriyle birlikte ele alan sergide Avrupa, Kuzey Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan çeşitli görsel ve dekoratif sanatlar bir araya geliyor. Bu bağlamda sergide, British Museum ve Malezya’daki İslam Sanatları Müzesi’nin 15. yüzyıldan başlayarak koleksiyonlarına kattığı seramik, fotoğraf, cam, kostüm ve takılar da sergi kapsamında çağdaş eserlerle birlikte sergileniyor.
İnci Eviner’in de aralarında bulunduğu, 21. yüzyıl perspektifinden Oryantalizm fikrini eserlerinde ters yüz eden dört kadın sanatçının eserleriyle sonlanan sergi, bu sanat hareketinde Batı gözüyle Doğu’nun güzel ve merak uyandıran topraklar olarak temsil edilme biçimlerini inceleyerek Oryantalizm’in yalnızca resmi değil, çok daha geniş bir yelpazedeki görsel ve dekoratif sanatları nasıl etkilediğini yansıtıyor.
Sergi, 26 Ocak 2020 tarihine kadar izlenebilecek.
Ana Görsel: İnci Eviner, Harem, 2009, Tek kanallı HD video, 3’ döngü
Harem (2009) Hakkında
İnci Eviner’in “Harem”i, Sultan III. Selim’in davetlisi olarak İstanbul’a gelen ve burada 18 yıl kalan Antoine Ignace Melling’in (1763-1831) gravür albümüne dayanır. Dönemin oryantalist anlayışından oldukça farklı olarak Melling’in imgelerinde dramatik veya baştan çıkarıcı kadın ifadelere rastlamayız. Neredeyse bilimsel bir kesinlikle betimlenmiş kadınlar zamanın dışına fırlatılmış gibidir. Eviner’in Harem’e duyduğu ilgi, bu donmuş kadınları bir bilgi nesnesi olmaktan çıkarıp onlara kendi seslerini kazandırmaya ve gizledikleri ne varsa ifşa etmeye zorlar. Bu kadınlar eyleme geçtiklerinde ne olur? Erkeklerin bakışına kapalı olan Harem, merak ve bilgi konusu olan ötekine ait gizemli bir alandır ve öteki kültür, öteki cins gibidir. İster erkek olsun ister kadın, Batılı öznenin her zaman peçe ve haremle, yani; kadının alanı, bedeni ve hakikatiyle ilgilenmesinin nedeni budur. Melling’in, bilginin bir garantörü olarak perspektif ve Kartezyen anlayışının birleşimiyle şüpheye yer bırakmayan kesinlikte çizilmiş olan bu resmi, sanki rüyaların, imgelerin, arzuların, fantezilerin ve korkuların yer aldığı bilinçdışı alanı gizlemek için yapılmış ve sonsuza kadar onları kendine kilitlemiş gibidir. Oryantalist söylem ve onun aracılığı ile üretilen bilgi aynı zamanda doğuyu yaratmanın da bir yolu olarak karşımıza çıkar. Günümüzde Kadın, üzerine yüklenen Batılı ya da Doğulu tüm söylemlerin altında ezilmektedir. Bütün bu ideolojik söylemler ve toplumsal sözleşmenin konusu olan Kadın’ın kendini özne olarak konumlandırması mümkün müdür? Eviner, temsilin olanaklarını zorlamak, ikonografi ve mitosları yerinden etmek gerektiğine inanır. Kendi kültüründe, kendi tanınmaz yüzüne, Batılı öznenin Doğuyu temsil etmek ve bilmek üzere oluşturduğu çok çeşitli söylemsel mecazların ve retorik figürlerin, temsillerin ve imgelerin arasından ulaşmaya çalışır. Harem’in içine sızarak, evcilleştirilemeyeni harekete geçirmek ve bu donuk imgeleri hareketlendirerek bir direnme olanağı sağlamak ister.
The Guardian yazarlarından Jonathan Jonas, Inspired by the East sergisine dair kaleme aldığı kapsamlı incelemede İnci Eviner’in Harem eserine yer verdi
Jonas, incelemesine İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın Avrupa’nın İslam’a olan sanatsal borcunu ortaya çıkaran bu sergiyi ziyaret etmesi gerektiğini öne sürerek başlıyor. Başbakan, Müslüman dünyasının “İslam sanatının teknik başarısının ötesinde” bir dünya harikası olan Sistine Şapeli gibi yapıyı hiç üretmediğini iddia etmişti. Bu iddiaya karşılık yazar, 19. Yüzyılda yaşamış ve Granada’daki Elhamra Sarayı’nın bir modelini yapmış olan İspanyol sanatçı Diego Fernandez Castro’nun bu Endülüs Sarayı’nın Sistine Şapeli’ nin İslam’daki bir karşılığı olarak gördüğünü belirtiyor. İşte Castro’nun bu modeli, izleyiciyi British Museum’daki sergiye yönlendiriyor. Elhamra’nın, İspanya’daki İslam sanatının son yükselişi olduğunu vurgulayan yazar, farklı eserleri de örnekleyerek birçok İslam eserinin Batı dünyasını mest ettiğine dikkat çekiyor. 16. yüzyıldaki Doğu- Batı ilişkilerine değinen ve Sultan I. Bayezıd’ın güçlü ve görkemli portresinden de söz eden yazar, Batı’nın Doğu’ya hayranlığının uzun yıllar devam ettiğini vurguluyor. 19. yüzyılda Oryantalist bakış açısının sanatta Oryantalizm hareketini başlattığını farklı örneklerle anlatan Jonas, yazının son bölümünde Doğu’yu Batılı ve erkek egemen bakışla ele alan Antoine-Ignace Melling’in Osmanlı haremini yarı hapishane, yarı otel gibi betimleyen Harem gravüründen yola çıkarak, İnci Eviner’in sergide yer alan eseri “Harem”de bu arka plana kadınları performatif bir şekilde yerleştirerek Oryantalist bakışı nasıl sorguladığından söz ediyor.
Yazının tamamı, The Guardian – art and design sitesinden okunabilir.
İnci Eviner Kimdir?
İnci Eviner, çizimden yola çıkarak hazırladığı videoların, performatif ve ortaklığa dayanan uygulamaların iç içe girdiği çok katmanlı, geniş bir çalışma alanına sahiptir. Özellikle kadın bedeni üzerinde iktidar ve temsil politikasının işleyişine değindiği işlerinde, öznelliğin nasıl şekillendiğini inceler. Sanatçının video teknolojileri ve resim geleneği arasında kurduğu karmaşık ilişkiler farklı bir algılama biçimi önerir. Eviner’in çalışmalarının merkezini desen oluşturur. Çalışma pratiğinin başlangıç noktasını “kağıt üzerine çizgiyle oluşturduğu dışavurumlar” olarak tanımlayan sanatçı, sanat tarihine ait alegori, ikonografi, illüstrasyon ve mitolojilerden güncel ideogram ve piktogramlara uzanan sınırsız bir görsel dil içinde kendi sanat anlayışını yansıtır. İnci Eviner (d.1956, Ankara), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun olduktan sonra aynı üniversitede doktorasını tamamladı. 2019 yılında 58. Uluslararası Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda yer alan sanatçının geniş kapsamlı üretimini belgeleyen retrospektifi ise 2016 yılında İstanbul Modern Müzesi’nde gerçekleşti. Eviner’in solo sergileri arasında Drawing Center (New York, 2015); Espace Chatelain (Brüksel, 2013), Musée d’Art Paris (Paris, 2011); katıldığı grup sergileri ve bienaller arasında ise British Museum, (Londra, 2019-2020), Hayward Gallery/ Southbank Center (Londra, 2018-2019), Liverpool Bienali (Liverpool, 2018), Gwangju Bienali (Gwangju, 2018), 13. İstanbul Bienali (İstanbul, 2013) bulunuyor. Sanatçının eserleri, Deutsche Bank Koleksiyonu, Center Pompidou Paris, İstanbul Modern, Guggenheim New York ve TBA21 Viyana gibi birçok uluslararası koleksiyonda yer alıyor. Aynı zamanda Kadir Has Üniversitesi Tasarım Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Eviner, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.
İnci Eviner uluslararası arenada bizi başarı ile temsil ediyor. Tebrikler