Kabarenin Sokak Filozofları – Veysel Boğatepe yazdı…
Akıl; birbiriyle bağlantı kurarak kıyaslayan, inceleyen düşünce ve anlama, yani kelimelerin ve kavramların manalarını bilme yeteneğidir. Özel bir eğitim almadan her normal insanda, doğal olarak mevcut olduğu sanılır ve herkes de ondan nasibini en iyice aldığını zanneder. Toplum olarak kösnüllüğün karşısındaki düşünme gücünü veya anlayış karşısında ruhun bir bütün olarak anlama, kavrama kapasitesini ne zaman doldurduğumuz ise belli değil. Üstelik, ruhsal sıkıntıların entelektüel bir tavır gibi algılanarak meşrulaştırıldığı ve modernizmle birlikte geliştiği deliliğin miladını doldurmuş, sınırına da dayanmış durumdayız.
Dünyada eşit ve adil bir şekilde dağıtıldığına inanan öyle Akl-ı selimler vardır ki; paratoner gibi toplumun tüm kötülüklerini kendisinde toplamış olmasına rağmen, sahip olduğundan fazlasını istemeyecek kadar kendisinden emindir. Evet, zihin, us ve bilincin birbiriyle karıştırıldığı akıldan söz ediyorum fakat akıl ile deliliğin sınırının, 45 ile 46 arasındaki ince bir çizgi kadar hassas ve kısa olduğunu da hatırlatmak isterim.
A-tipik davranışlarımızı kontrol eden bilişsel işlevlerimizin bozulmasıyla yani aklın merkezinin, deliliğin imalat merkezine dönüşmesiyle kiminin aklı bir karış havada kalır, kimi fazlasını bedava dağıtmaya kalkışır, kimileri de öyle bir kaçırır ki, tutabilene aşk olsun! Böylesine sertifikalı kaçkınlık durumlarında ise dualardan, surelerden ve üfürüklerden medet umanların yanı sıra genellikle “Akıllı” olmaya davet ediliriz. Fakat tıp dilinde adına psikolog, psikiyatri veya tam adıyla doktor dediğimiz kişiler, davetsiz ziyaret edebileceğimiz ve kaçan aklımızı tutabilecek tek yetkili kişilerdir.Yalnız tilkiye tavuk, kendini doktor zannedene hasta teslim edilirse vay halimize !
Toplumsal çelişkinin ironik hezeyanı
Her türlü güncel sorunu ince bir alayla iğneleyici, yerici, taşlayıcı bir tutumla ele alıp toplum eleştirisine yönelen Ali Erdoğan’ın “Kabare Dev Aynası” tiyatrosu, yeni sezona bildiğiniz klişe ve popülist akıl oyunlarıyla değil, aklın içindeki oyunları sahneleyerek başladı. Özellikle ikili ilişkiler üzerinden toplumsal olaylara yoğunlaşan “Aklım Kaçtı Gören Var mı?” adlı oyunda danslar, skeçler ile monologlar yer alırken Fransızca “meyhane” anlamına gelen ve Kabare’nin özüne “Ruhi bey” tiplemesiyle dokunan Ali Erdoğan, hatıralarımız arasında yıkılıp giden meyhane kültürünü de yaşatmış oldu. Kılıktan kılığa girmekle kalmayan aynı zamanda üstlendikleri karakterlerin içine ustalıkla giren oyun ekininin sahneye ve yöresel şivelere hâkimiyeti, aralarındaki uyum ile partnerleriyle oyun kurmadaki becerileri ise sahneye başarı ve alkış olarak yansıyor.
Uzun yıllardır tanıdığım ve altı senedir bu tiyatro ekibinde yer alan Sibel Erkan (Eylül) ile Ali Erdoğan’ın birlikte yer aldığı köylü karı-koca skecinde, Sibel Erkan’ın (Eylül) oyunculuğun üst sınırlarını zorlamasını, aklın sınırlarının zorlanması ve bir nevi deliliğe kayma şeklinde yorumladım. Onun bu müthiş performansı bana Voltaire’nin;“Delilik, birçok şeyi başarılı bir şekilde ve çok hızlı düşünmek veya bir şeyi özellikle de çok düşünmektir.” sözünü hatırlattı. İki perdelik güldürü de saf köylü Muttalip (Ali Erdoğan) ile bunalımsal fantezilerinin peşine düşen Şehriban (Sibel Erkan) arasındaki durum komedisi bile toplumsal çelişkilerimizin girdabında kaybolduğumuzu anlamamıza yetiyor.
Bilinçaltımıza bastırılmış duygularımızla aynaya bakarken kendimizi adeta sokak filozofuna da benzetebiliriz ama şaşırmayalım demiyorum, şaşıralım ki; toplum olarak ne kadar bakar- kör olduğumuzun farkına varalım. Kıssadan hissesi; “Akıl dağıtılırken neredeydin?” gibi nafile sorulara verebileceğiniz en iyi yanıt, tiyatro ise hadi o zaman buyurun cümbüşe…
Veysel Boğatepe
Kabare Dev Aynası Tiyatrosu
“Aklım Kaçtı Gören var mı?”
Yazan /Yöneten : Ali Erdoğan
Ses / Işık : Murat Kızılkaya
Oynayanlar: : Ali Erdoğan, Sibel Erkan, Meriç Eroğlu, Cihan Bektaş, Çağla Şadoğlu
Tür : 2 Perdelik Güldürü
İletişim : Toplu (indirimli) bilet ve rezervasyon: 0537 046 67 55 /www.mybilet.com
Oyun Programı:
29 Aralık 2015 Salı: 20:00 / Ortaköy -Afife Jale Sahnesi
10 Ocak 2016 Pazar: 18:30 / Duru Tiyatro
14 Ocak 2016 Perşembe: 20:30-/ CKM Büyük Salon
15 Ocak 2016 Cuma: 20:30 / Ortaköy -Afife Jale Sahnesi
22 Ocak 2016 Cuma : 20:30 / Kozzy Konferans Salonu
28 Ocak 2016 Perşembe: 20:30 / Afife Jale Sahnesi
06 Şubat 2016 Cumartesi: 20:30 / CKM A Salonu
13 Şubat 2016 Cumartesi: 20:30 / Kadıköy- Duru Tiyato
19 Şubat 2016 Cuma : 20:30 / Kozzy Konferans Salonu
27 Şubat 2016 Cumartesi: 20:30 / Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi
19 Mart 2016 Cumartesi : 20:30 / CKM-A Salonu
20 Mart 2016 Pazar : 18:30 / CKM-A Salonu