Mustafa Kemal’in Mihri Müşfik Hanım’a verdiği poz – Aysu Altaş yazdı…
Ülkemize, yurtdışında eğitim alarak modern resmi getiren ilk kadın sanatçı olan Mihri Rasim, çokça portre eserler yapmıştır. Ülkesi adına pek çok ilki gerçekleştirerek yolu açan Mihri Hanım‘ın yaptığı portreler arasında bir tanesi öne çıkıyor; “Mareşal Üniformalı Mustafa Kemal Portresi“.
Müşfik, Selami Bey’le evlendikten sonra onun adını alarak ‘Mihri Müşfik‘ olan ressamımız, 1886’da İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta resme olan yeteneğini farkederek üzerine giden Mihri Hanım, yıllarca Paris başta olmak üzere pek çok yerde önemli isimlerden eğitim aldı. Doğuş itibariyle aristokrasiye ait olan Mihri Hanım, bu yaşamı resim aşkına kolay bir şekilde terketti ve kendini sanatına adadı. Bunun ispatı, 1954 senesinde New York’ta, ‘unutulmuş‘ bir şekilde yalnız ölmesi ve kimsesizlerin gömüldüğü mezarlığa defnedilmesidir.
Mihri Hanım’ın yaşamını kısaca özetledim, ancak onun sanat anlayışından bahsetmedim. Bunu özet geçmek bir haksızlık olur, bu sebepten direkt konuma, Mustafa Kemal portresine geçiyorum.
1922 senesinde Atatürk’ün ordusu, Yunanlılar’ı bozguna uğrattıktan sonra ülkemiz rahat bir nefes almıştı ve Cumhuriyet için daha bir hazırdı. Büyük bir Cumhuriyet yandaşı olan Mihri Hanım da kendi adına Atatürk’e bir teşekkür olarak onun bir portresini yapmak istediğini belirtti. 1921’de ‘Gazi‘ ve ‘Mareşal‘ unvanlarını kazanan Mustafa Kemal, Mihri Hanım‘ı Çankaya Köşkü’ne davet ederek poz verdi.
Resimde Atatürk’ün giyinmiş olduğu Mareşal kıyafeti, haki renkli yün kumaştan yapılmıştır. Pantolon boyu 98 cm, ceket boyu 75 cm. Ceketindeki rütbesi ve apoletleri simlidir ve dört ceplidir. Mihri Hanım‘ın yağlıboyayla tamamladığı 3 metrelik tablonun akıbeti de kendisi kadar dikkate değerdir.
Balkan ülkeleriyle barış içinde kalmak isteyen Mustafa Kemal, Yugoslavya Kralı 1. Aleksander Karacorceviç’in kendisine gönderdiği imzalı portreyi ‘barış simgesi olarak kabul eder. 1934 yılında Marsilya’da düzenlenen suikaste kurban giden 1. Aleksander’den sonra da bu barışı devam ettirmek niyetinde olan Atatürk, önce açtığı bir halkevinde asılı duran Mihri Hanım‘ın yaptığı bu portreyi İsmet İnönü aracılığıyla Yugoslavya’ya gönderir. Belgrad Sarayı’na asılan portre, 2. Dünya Savaşı esnasında sarayın harap olmasıyla birlikte kayıplara karışmış olsa da 90’lı yıllarda yeniden bulunur.
Aysu Altaş