Öykü ile şiiri buluşturan kitap: “Panayırda”
Aysu Arslantürk, Panayırda isimli kitabını günümüzün sıkıntılı edebiyatından biraz olsun uzaklaşıp kadim sorgulamalar içeren Doğu kültürünün çok bilimli ve çok kültürlü yapısına yaslıyor. Biçimsel olarak yedi basamaklı düz bir çizgide ilerleyen kitap, alt metinleri bağlamında zengin ve kat kat açılabilen bir öykü kitabı. Okura serbestlik bırakan eserlerdeki örtülü göndermeler kitabı bir panayıra çeviriyor.
Tüccarların selamlaştığı “mülahham at sineği”nin Sokrates olduğunu, “Siyah ipliği olmayan kilimi dokuyan kimin annesi?” dizesini okurken Anadolu’da siyah ipliğin hüznü temsil ettiğini, Anma’yı okurken Kraliçe Viktorya dönemine hakim olmanın öyküyü ters yüz edebileceğini, “Berimsel yıkılacaklar” dizesindeki ‘berim’ sözcüğünün ODTÜ’lü bir hocanın bilişim alanında ‘computing’e alternatif olarak Türkçe’ye kazandırmaya çalıştığı bir sözcük olduğunu, Tanrı Dağı‘nda tanrıların mabedi ile karşılaşmak için bu yüksek dağa tırmanan bir Afrikalının yaşadıklarının aslında dağcıların yüksek irtifada yaşadıklarına ne kadar paralel olduğunu fark etmek, yeni nesil edebiyatçılara bakış açısını değiştiriyor.