Düş(ünce) Odaları – Korkut Akın yazdı…
Hayatın her anında, her alanında düş kurarız; bazen derste, hem de en önemli konu anlatılırken, bazen yolda yürürken, kitap okurken özellikle (çünkü edebiyat okuru imaj yaratmaya çağırır)… Düş kurmaktan kurtulmak mümkün de olmaz. İsteseniz de sıyrılamazsınız o duygudan; ay ışığı ile eşeğin kuyruğu arasındaki diyalektik bağı kurar ve kendi yolunu çizer muhakkak.
Virna Apalaçi Behar Gülzari, bir psikoterapist. Yıllarını verdiği alanda bilgi birikimi ve deneyimlerinin kendisini anlatımın farklı bir yanına taşıdığını görünce, kendince oluşturduklarını kitlelerle paylaşmaktan kaçınamayıp Ayvalık’ta, Küçükhan’da, sanatla buluşturuyor. Çoğunluğu farklı alanlarda farklı amaçlarla kullanılan objelere kendi düşü/düşüncesi ile yoğurarak yepyeni anlamlar kazandırmış.
Düş(ünce) gücünü, bir toplantıda, psikoterapistlere, farklı bir uğraşınız da olsun diyen konuşmacının yaktığı ışıkla artırıyor. Çocukluktan beri çok sevdiği toplama duygusu bu ışıkla birlikte daha bir anlam kazanıp kendisini var ediyor. Artık onlar birer toplanmış malzemeler değil, bir araya getirilerek anlam bütünlüğü sağlamaya başlamış sanatsal yapıtlardır.
Anlatılan senin de hikâyendir
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hepimiz birer birer beton yığınları arasına kapandık. Kentler birer labirente dönüştü ve içinden çıkabilmek için çok çaba harcamamız gerekiyor. Yaptığımız işten daha çok yoruluyoruz o labirentin dar, karışık sokaklarında. Peki, ne yapmalı da kurtulmalı bu zorlu bunalımdan? Kolay olmadığını biliyorum, ama imdada sanat yetişiyor. Sanat, kim ne derse desin, insanı rahatlattığı gibi önüne geniş ufuklar açarak sorunların çözümüne yardımcı olan tek alan. Sanat bize, dayanışma başta olmak üzere çözüm odaklı olmayı sağlıyor. Belki de yaşanan bunca (sosyoekonomik, sosyopolitik, sosyokültürel… akla gelen her türlü)sorunun çözümünü gösteriyor; barışçı ve demokratik olarak.
Virna Gülzari, sanatla çıktığı içsel yolculuğunu sergiliyor aslına bakarsanız. Biz, izleyiciler ise onun bu yolculuğundan süzebildiklerimizle kendimizi güçlendirebileceğiz. Küçükhan’ın yerdi odasında, on saydam kutuda kendimizi buluyoruz. Hepsi birer enstalasyon olan çalışmalar doğrudan terapi değiller kuşkusuz, ama her biri hepimizde birer farklı anlam, farklı dünya, farklı imaj yaratıyor. İçinden süzeceklerimiz ise bizim odaklanmamızla doğru orantılı.
Odalarda kutular, kutuların içinde biz insanlar. Gülzari, pandemiyle birlikte evlere kapatılan insanların hayal güçlerini değerlendirmelerini istiyor, bir bakıma. Günlerini dört duvar arasında geçiren insanlar ne yapacaklarını bilemediler, okuma alışkanlıkları olmadığı için kitap kapağı açmadılar, oyun oynamayı unut(turul)muşlardı, aynı anı aynı sıkıntıyı paylaşmalarına karşın yanındakilerle iletişim bile kuramadıkları için sıkıntıdan patladılar. Sanat o yolu gösteriyor bize, Psikoterapist Virna Gülzari sadece işaret ediyor, çünkü bu koşullar böyle sürerse (işsizlik, pahalılık, gelir adaletsizliği, haksızlık, adaletsizlik, küresel ısıtma, kuraklık ve seller, ağaçların kesilmesi, yangınların artması) içimizden başka kaçacak yerimiz yok.
Düş(ünce) Odaları, sizin de düş(ünce)lerinizi tetikleyecek, daha çok düş görmenizi isteyecek, gördüğünüz düşlerinizin anlamını ortaya çıkartacak, dahası yaşatacak.
Korkut Akın
Düş Odaları
Virna Gülzari
Sergi
Ayvalık Küçükhan, 1 – 30 Eylül